Bombacı Ahlam Al Bashır neden kameralardan korkmadı? Eski MİT görevlisi AL-AIN Türkçe için yorumladı
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, İstanbul’da yaşanan terör olayına ilişkin bombacı Ahlam Al Bashır'ın kameralara görüntü vermekten korkmadığını analiz etti.
İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı sonrası şüpheli kadının kaçış anı güvenlik kamerasına yansıdı. Kamerada kaçtığı görülen şüpheli gözaltına alındı. Saldırının faili olan kadının Suriye uyruklu Ahlam Al Bashir olduğu açıklandı.
Al Bashır’ın sorgusunda, PKK tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin-İdlip üzerinden Türkiye’ye eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını söylediği öğrenildi.
Saldırganın, PKK/PYD/YPG'nin Suriye Kobani’deki merkezinden İstanbul’da eylem talimatı alarak 13 Kasım'da saat 16.20 sıralarında bombalı eylemi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını beyan ettiği kaydedildi. Olayla ilgili başlatılan çalışmaların çok yönlü olarak devam ettiği ifade edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı İstanbul Bölge Laboratuvarındaki incelemede, Beyoğlu’ndaki saldırıda kullanılan patlayıcının TNT olduğunun tespit edildiği açıklandı.
Saldırının ardından aydınlatılmayı bekleyen soruları Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, AL-AIN Türkçe’den Alev Olgay’a verdiği röportajda yanıtladı.
İstiklal Caddesi’ndeki patlama akıllara 7 Haziran 2015 sonrası yaşananları getirdi. Aynı karanlık olaylar tekrar eder mi? İstiklal Caddesi saldırısını nasıl okumak gerekiyor?
İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlamayla ortaya çıkan sonuç gerçekten vahşice vicdanı olmayan insani olmayan bir yapının bir zihniyetin eseridir. Bu olay tamamen Türkiye’de bir korku iklimi yaratma amacıyla yapılmıştır ve bu sebeple farklı sonuçları değerlendirerek meseleye çok hassasiyetle bakmak gerekir.
Tabii ki bu olayın vahameti 7 Haziran 1 Kasım arasında Türkiye’de meydana gelen terör olayları zinciriyle bağlantı kurularak değerlendirmeler de yapılmaktadır ki haklılığı da vardır. Böylesine olayların tekrarlanmaması için toplum olarak tabii ki öncelikle siyaset olarak iktidar yapıları olarak çok daha hassas bir yapıya çalışmalara geçmemiz gerekir.
Bu şahıs sınırlardan nasıl geçti? Afrin,TSK ve onun denetimindeki İslamcı grupların elinde değil mi? Bir sınır güvenliği sorunu mu var?
Açıklamalar şahsın Suriye’den geldiğini gösteriyor. Şahsın Suriyeli Arap olduğu ifade ediliyor ve tabii ki sınırdan geçişler konusu güvenlik açısında önemli. Alınan sınır tedbirlerine rağmen kaçakçılık olarak terör olayları olarak sınırlarımızın geçişkenliğinin bulunduğunu ortaya çıkan gelişmelerden görebiliyoruz. Böylesi bir zafiyetin olduğunu ifade edebiliriz.
Bomba düzeneğini istenen yere bıraktığı iddia edilen kişinin, olay yerinden uzaklaşma videosuna baktığınızda, böyle bir eylemi yapabilecek kadar soğukkanlı ve planlı bir kaçış görüyor muyuz?
Bir intihar eylemi olsaydı evet bulunan bir şahısla intihar eylemi ile sonuca ulaşmak istenmiştir denilebilirdi. Ancak şahsın 45 dakika bir bank üzerinde oturuşu, banktan ayrılarak kaçış şekli, görüntü vermesi ve eylem yapılan yerinin kameralarla çok kontrollü oluşunun bilinmesi burada görüntü vermekten de korkulmadığı, kaçış işleminin gerçekleştirilebileceği gibi bir düşüncenin de, hazırlığın da olduğunu gösteriyor ki bu biraz gerek hazırlayanlar bakımından gerek şahıs bakımında üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.
Burada bir şahıs bakımından istihbarat yetenekleri bakımından biraz zafiyet içinde bulunduğunu görüyoruz. Ancak şahsın düşünce yapısını psikolojik durumunu eğitimini bilmediğimiz için ne gibi bilgiler elde edilebildi deliller elde edilebildi bilmediğimiz için yorum yapamıyoruz.
Şimdiye kadar eylem gerçekleştiren profile uyuyor mu? Bu profil PKK’nın içinde yer alabilecek bir profil mi?
Şu anda açıklananlar örgütle bağlantı kurulması konusunda ortaya konulan delillerin ben yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çok önemli bir konu çok hassas bir konu bu olayın gerçek bağlantısının tespit edilmesi çok önemlidir. O bakımdan güvenlik kuvvetlerinin çalışmalarının hatta buna paralel medyanın çalışmalarının ortaya çıkacak sonuçlarına göre kesin karar verilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Eylemin saati, seçildiği yer ve önünde büyükçe bir beton çiçek saksısının olması hasebiyle, TNT bombasının bırakıldığı yere baktığınızda eylemin amaçlanan boyutunu nasıl okumak gerekir?
İstiklal Caddesi her an çok kalabalık her an sivillerin şahısların herkesin bulunabileceği bir alan. O bakımdan bir ‘kör terör’ ifadesini kullanıyorum. Fazla miktarda ölüm olabilecek görülebilecek düşünülebilecek bir olay.
Esnafın, memurun ve öğrencinin dahi evine onlarca kişi, zırhlar, maskeler vs ile giren TEM Şube polislerinin bu kadar az kişi ve güven içinde eve yaklaşmaları normal olabilir mi? Bombalı bir eylem yapmış bir "kaçağın" evinde de bir bomba düzeneği kurmuş olma ihtimali ihmal edilmiş olabilir mi?
Terörden bahsediyorsak her ihtimalin en küçük detayına kadar ve tedbirli olunması gerekir. Ancak o detayları bilmediğim için bir yorum yapmaktan kaçınıyorum.