Black Friday indirimlerine ceza yağdı. Almadan önce bunları okumalısınız
Erbil’de Black Friday haftasında sahte indirim yapan işletmelere ceza yağdı. Türkiye’de ise “Kara Cuma” indirimleri, Avrupa fiyatlarıyla karşılaştırıldığında ciddi fark yaratıyor.
Erbil Ticaret Müdürlüğü, “Black Friday” haftasında yaptığı denetimlerde sahte indirim uygulayan iş yerlerine ağır yaptırımlar uyguladı. Denetimlerde iki işletme kapatılırken, 15 işletmeye para cezası kesildi, 8 işletmeye ise taahhütname imzalatıldı.
Sahte indirimlere sıkı takip
Dünya genelinde “Black Friday” olarak bilinen büyük indirim döneminde Erbil’de de yoğun alışveriş hareketliliği yaşanırken, denetimler artırıldı.
Erbil Ticaret Denetim Müdürü Hogir Ali, Rûdaw’a yaptığı açıklamada bazı işletmelerin tüketiciyi yanıltıcı indirimler yaptığını belirtti:
“Bazı iş yerlerinin sahte indirimlere başvurduğunu tespit ettik. Dükkanların dışına indirim oranlarına dair posterler asılmış, ancak içeri girildiğinde belirtilen indirimin uygulanmadığı görülüyor. Bu durum kurallara aykırıdır.”
İki dükkan mühürlendi, 15’ine para cezası
Hogir Ali, denetimler sonucunda “vaat ettiği indirimi uygulamayan” iki dükkanın kapatıldığını açıkladı. 15 iş yerine ise 50 bin dinar ile 1,5 milyon dinar arasında değişen para cezaları verildi. Ayrıca 8 işletmeye, aynı ihlalin tekrarlanması halinde cezai işlem uygulanacağına dair taahhütname imzalatıldı.
İşletmelere uyarı: “indirim listesi önceden bildirilmeli”
Ali, kampanya düzenleyen işletmelerin Erbil Ticaret Denetim Müdürlüğü’nü bilgilendirmesi gerektiğini hatırlattı:
“İşletmeler indirime girecek ürünlerin listesini ve uygulanacak indirim oranlarını yazılı olarak beyan etmelidir.”
Kent genelinde dokuz denetim komisyonunun aktif olarak sahada görev yaptığını belirten Ali, ihlallerin tespit edilmesi halinde yasal sürecin hızla başlatılacağını vurguladı.
Kara cuma mı, kara mizah mı? türkiye’de indirimler tartışma konusu
Dünya genelinde gerçek indirimlerin yapıldığı “Black Friday” haftası, Türkiye’de çoğu zaman “etikette indirim, kasada fark” uygulamalarıyla eleştiriliyor.
Son yıllarda fiyatlar önce artırılıp, ardından “dev kampanya” etiketiyle eski seviyesine düşürülüyor. Bu da “sahte indirim” algısını güçlendiriyor.
Televizyon örnekleri: aynı model, farklı dünyalar
Türkiye’de Samsung 55QN85F 55″ Neo QLED TV modelinin fiyatı 55.999 TL ile 69.545 TL arasında değişirken, Yunanistan’da aynı model 848 Euro (yaklaşık 41.550 TL) seviyesinde satılıyor.
Vergi iadesi (Tax-Free) uygulandığında fiyat 33.000 TL’ye kadar düşüyor. Bu da Türkiye ile komşu ülke arasında 36.000 TL’ye yakın fark anlamına geliyor.
Benzer şekilde, LG 55QNED86T 55″ LED TV Türkiye’de 42.000 TL civarındayken, Yunanistan’da üst modeli 698 Euro (34.000 TL), vergi iadesiyle 27.300 TL’ye düşüyor. Aradaki fark yaklaşık 14.700 TL.
Telefon fiyatlarında da büyük uçurum
Samsung Galaxy S24 Ultra (256 GB) Türkiye’de 72.000–80.000 TL aralığındayken, Makedonya’da aynı model 750 Euro (36.000 TL) civarında satılıyor.
Yeni Samsung S25 modeli ise Türkiye’de 80.000 TL’ye yaklaşırken, Makedonya’da 810 Euro (39.000 TL).
“Kara cuma” stratejileri: fiyat şişir, sonra indir
Türkiye’deki büyük e-ticaret platformları (Hepsiburada, Trendyol, N11, Amazon TR, Teknosa, Mediamarkt) genellikle benzer taktikler uyguluyor:
Kampanya öncesi fiyat yükseltiliyor, sonra “büyük indirim” gibi gösteriliyor.
İndirime giren ürün sayısı sınırlı tutuluyor.
Kampanyalar tüm aya yayılıp “sürekli indirim” algısı oluşturuluyor.
Bu durum, tüketici güvenini zedeliyor ve “gerçek indirim mi, pazarlama oyunu mu?” sorusunu gündeme getiriyor.
Tüketici bilinci ve denetim şart
Uzmanlar, tüketicilerin kampanya öncesi ve sonrası fiyatları karşılaştırması gerektiğini vurguluyor.
Akakçe veya Cimri gibi fiyat geçmişi sunan siteler, sahte indirimleri fark etmek açısından yararlı olabilir.
Denetleyici kurumların da elektronik ve teknoloji ürünlerinde fiyat şeffaflığını zorunlu kılacak düzenlemeler getirmesi gerektiği ifade ediliyor.
Tüketiciler, özellikle önce zam yapıp sonra indirim yapan firmalara karşı daha bilinçli olmalı.
Black Friday’ın kökeni
“Black Friday” terimi ilk kez 1960’larda Philadelphia polisi tarafından, Şükran Günü sonrası yaşanan yoğun trafik ve alışveriş kalabalığını tanımlamak için kullanıldı.
1980’lerden itibaren perakendeciler, bu günü “zarardan kara geçişin simgesi” olarak benimsedi. Bugün ise hem fiziksel mağazalarda hem de çevrimiçi platformlarda küresel bir alışveriş festivali haline geldi.