Abbas Güçlü: MEB, YÖK ve ÖSYM sese kulak vermiyor
Milliyet yazarı Abbas Güçlü, eğitim sistemine yönelik eleştirilerini kaleme aldığı yazısında “Ne MEB, YÖK, ÖSYM ne de rektörler ve okul müdürleri sese kulak verseler, her şey çok daha kolay olacak” dedi.
Milliyet yazarı Abbas Güçlü, “Daha kaç nesil heba edeceğiz?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Güçlü, yazısında eğitim sisteminde yaşanan eksiklikleri eleştirerek “Eğitim söz konusu olduğunda hep birlikte üç maymunu oynuyoruz: Görmüyoruz, duymuyoruz, konuşmuyoruz” dedi.
“Eğitim de en az savunma sanayii kadar önemli” diyen Güçlü, “Bireysel yetenekleri geliştirme, yaşam odaklı eğitim, yabancı dil öğretme, kalite ve liyakat konularında çok başarı örneklerimiz varken hepsini çöpe attık” ifadelerini kullandı.
“BÖYLE GELMİŞ, BÖYLE GİDER’ ANLAYIŞI İLİKLERİMİZE İŞLEMİŞ”
Güçlü yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da eğitim sistemine yönelik rahatsızlığını dile getirdiğini belirterek “Nasıl olması gerektiği konusunda ilgili tüm taraflar fikir beyan ediyor. Peki bu yönde bir değişiklik ya da ortak bir noktada buluşmak söz konusu mu? Evet demek mümkün değil” ifadelerine yer verdi.
Güçlü şunları kaydetti:
“Böyle gelmiş, böyle gider” anlayışı iliklerimize kadar işlemiş.
Günümüz koşullarında artık bir işe yaramadığını bile bile bu köhne sistemi tümüyle değiştirme yerine hâlâ orasını burasını yamalayarak ayakta tutmaya çalışıyoruz. Neden mi?
Böylesi daha kolayımıza ve daha işimize geliyor.
Ne MEB, YÖK, ÖSYM ne de rektörler ve okul müdürleri, tabandan yani bilim insanlarından, öğretmenlerden, velilerden, öğrencilerden gelen sese kulak verseler, her şey çok daha kolay olacak ama onlarla muhatap olmamayı bir marifet sanıyorlar.
Oysa “istişare” etmek bizim kültürümüzün en temel özelliklerinden biri. En temel konularda bile başkalarında fikir almayı, atılacak adımın onları nasıl etkileyeceği ve en önemlisi de dünden bugüne yapılanlar ve projenin sürdürülebilirliği hep önceliğimiz olmuştur…
Eğitimde taşları yerli yerine oturtur ve ikinci yüzyılın gereklerine uygun yeni bir bakış açısı oluşturabilirsek, bu diğer tüm alanlarda da etkili olacaktır.
Ne olur artık şunu anlayalım: Sorun bizlerde değil, sistemde.
Onu değiştirmek de hepimizin görevi.
Sistemin köleleri olmayalım, sistemler bize hizmet etmeli!
Bu o kadar zor mu?
Kesinlikle hayır ama bunun için ortak irade ve kararlılık gerekiyor.
Bu noktaya gelmek için daha kaç nesil harcamamız gerekiyor?
Kurtarıcıyı çok uzaklarda aramayalım. Kurtarıcı, siz, biz, hepimiziz.
Aksini söyleyen de yok gereğini yerine getiren de. En önemli sorunumuz da zaten bu!..
Özetin özeti: İstediğimizde başarıyoruz. O halde çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için daha iyi bir eğitim isteyelim…”