Yüksek enflasyonla seçime giderken Türkiye için nasıl bir tablo öngörülüyor? Al Ain Türkçe Özel

Ekonomist Selçuk Geçer, seçim sürecine ekonomik yavaşlamayla giren Türkiye’yi nasıl bir tablonun beklediğini Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Uzun bir süredir enflasyon ve hayat pahalılığıyla mücadele eden Türkiye ekonomisini bir de Kahramanmaraş merkezli depremler vurdu.
6 Şubat tarihinde meydana gelen 7,6 ve 7,7 büyüklüğündeki depremler 11 ilde ciddi kayıplara sebep oldu.
Can kaybı sayısı resmi verilere göre 48 bin 448’e yükseldi. Depremin tekstil ve tarımın yoğun olduğu illeri vurması ekonomik kaybı da artırdı.
Öte yandan Türkiye, 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçime yüksek enflasyon ve ekonomik yavaşlama ile girecek.
Ekonomist Selçuk Geçer, yukarıda özetlenen tabloyu Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Geçer, bundan sonraki süreçte nasıl bir tablonun öngörüldüğünü, hayat pahalılığıyla mücadele eden vatandaşları nelerin beklediğini ve dolarda baskılamanın sürdürülüp sürdürülemeyeceğine ilişkin soruları yanıtladı.
“DEPREMİN MALİYETİ TÜRK LİRASI OLARAK 1.9 TRİLYONA TEKABÜL EDİYOR”
Sözlerine “Depremin ciddi bir maliyeti var” diyerek başlayan Geçer, dolar kurunun bu maliyet üzerinde ekstra negatif bir durum yaratacağını söyledi.
Depremin Türkiye ekonomisine olan maliyetinin TL cinsinden karşılığının 1.9 trilyon olduğunu söyleyen Geçer, “Bu paranın karşılanması çok kolay olmayacak” ifadelerini kullandı.
Geçer, “Enflasyon hayat pahalılığı denklemine gelince ise gerçekleri yansıtmayan bir TÜİK enflasyonu ile karşı karşıyayız. ENAG’ın enflasyonu dahi yüzde 127 civarında ama ENAG da TÜİK kriterlerini bir noktada kullanmak zorunda kalıyor. Yani aslında enflasyon bu rakamın da üzerinde” diye konuştu.
“EK BİR ZAM BEKLİYORUM AMA YETERLİ OLMAYACAK”
Türkiye’de satın alma gücü eksikliği mevcut bu da hayat pahalılığını beraberinde getiriyor” diyen Geçer, uygulanan ekonomi politikalarının değiştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Geçer, “Bu politikalar devam ettiği sürece, TÜİK enflasyonu düşük açıkladığı sürece insanların satın alma gücü daha da düşecek. Seçim öncesi uygulanacak politikalar kapsamında memura, emekliye, asgari ücretliye ek bir zam bekliyorum ancak bu zammın da uzun vadeli etkisi olmayacak. Açlık sınırının çok yüksek olduğu bir tabloda geçinebilmek mümkün değil” dedi.
“DOLAR SEÇİMDEN SONRA ATAK YAPABİLİR”
Dolar kuruna ilişkin değerlendirmelerini de paylaşan Geçer, kurun seçime kadar değişmeyeceğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanması durumunda kısa bir süre içinde değişim beklememek gerektiğinin altını çizen Geçer, “Seçimden sonra sihirli bir değnek beklememek gerekiyor. 5-6 ay içerisinde işler yoluna koyulamaz. Yabancı yatırımcılar ülkedeki sistemin nasıl işletildiğine bakar. Nüfus, bütçe dengelerinin oluşturulması, ekonomik kurulların bağımsız olup olmadığıyla ilgili konularla ilgilenecek yabancılar. Bu sistem oturtulursa, TÜİK, Merkez Bankası bağımsızlaştırılırsa, kurallara göre hareket edilirse normalleşme başlar” diye konuştu.
Geçer şunları söyledi:
“Yeni gelecek hükümetin akılcı bir ekonomi politikası uygulaması gerekiyor. Tarım sektöründe, kobilerde, sanayide akılcı adımlar atarak halkı rahatlatması gerekiyor.
Siyasetin kurumlar üzerindeki etkisi azaltılmalı. Avrupa Birliği’nin kriterlerine uyulursa ekonomide düzelme hızlanır. Seçim sonrasında da dolarda çok büyük bir düşüş beklemiyorum. Hatta seçimden sonra atak yapabilir. Kur, ancak enflasyona göre doğru politikalarla göre düzeltilebilir. Dolar kuru uzun sürede yatay gider”