Yenilenebilir enerji ile suyun tuzdan arındırılması... iklim nötrlüğüne doğru BAE’den yeni bir adım
Birleşik Arap Emirlikleri, "2036 Birleşik Arap Emirlikleri Su Güvenliği Stratejisi" ile uyumlu olarak deniz suyunu yenilenebilir enerjiyle arıtmasına büyük önem veriyor.
Strateji, 2050'ye kadar iklim nötrlüğüne ulaşmak, çevreyi koruma ve emisyonları azaltma taahhüdüyle sürdürülebilir su erişimini sağlamayı amaçlıyor.
BAE’nin "İklim Nötrlüğüne Ulaşma Yolunda" teması "Milli Sürdürülebilirlik" kampanyası içinde öne çıkmaktadır. Kampanya, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin taraflar konferansı "COP28" ile eş zamanlı olarak, bu yılın 30 Kasım- 12 Aralık tarihleri arasında Dubai Expo 2020'de düzenlenecek.
Bu çerçevede Birleşik Arap Emirlikleri'nin iklim nötrlüğü hedeflerine ulaşma çabaları, ulusal yönergeler ve stratejik planlarla uyumlu bir şekilde sergileniyor.
BAE, ters osmoz teknolojisine dayalı su arıtma projelerinin inşası ve geliştirilmesine yönelik maddi ve bilimsel olanaklarını kullanıp yenilenebilir enerjiye olan bağımlılığı arttırarak iklim nötrlüğüne ulaşma çabalarına katkıda bulunuluyor.
Güneş enerjisiyle deniz suyu arıtma ters osmoz sistemi, düşük maliyetli ve enerji tasarrufu sağlayan bir teknolojidir. Güneş enerjisi konusunda uzmanlaşmış "TabWater" web sitesine göre, bu modern teknoloji enerji ve su israfını aynı anda azaltıyor.
Ters ozmoz işlemi, suyun yarı geçirgen zarlardan yüksek basınçta pompalanmasıyla suyun daha yüksek konsantrasyondaki bir çözeltiden daha düşük konsantrasyondaki bir sıvıya aktarılmasıdır, bu da arıtılmış suyun tuzlardan ve minerallerden sıyrılmasıyla sonuçlanır. Daha fazla arıtma için ardışık ters osmoz aşamaları eklenebilir. GELECEK VAAT EDEN PLANLAR
Abu Dabi Gelecek Enerji Şirketi (Masdar), 2013’te tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından çalıştırılabilen membran deniz suyu tuzdan arındırma teknolojilerini test etmek için bir proje başlattı.
Projenin Kasım 2015'te duyurusu yapıldı ve Masdar tarafından 2018 yılında yayınlanan bir rapor, güneş enerjisiyle ters osmozun umut verici bir çözüm olduğunu gösterdi. Bu teknolojide, güneş enerjisi ile su, güneş enerjisiyle çalışan membranlar aracılığıyla tuzlu sudan arıtılıyor ve bu yöntem, ısı tabanlı arıtma teknolojilerine kıyasla enerji tüketiminde yüzde 75'e varan bir azalma sağlamıştır.
2018'de Abu Dabi, 1,2 milyar dolarlık bir maliyetle dünyanın en büyük ters osmoz tuzdan arındırma tesisini kurdu.
Proje, ters ozmoz teknolojisi kullanılarak günlük 200 milyon galon su üretim kapasiteli deniz suyu arıtma tesisi geliştirilmesi, finansmanı, inşası, işletme, bakım ve mülkiyet prosedürleri ile ilgili altyapının oluşturulmasını içeriyordu.
Haziran 2022'de, Birleşik Arap Emirlikleri Su ve Elektrik Şirketi, düşük karbonlu ters osmoz teknolojisi ile Taweelah istasyonunda üretilen tatlı suyun, istasyonun üretim kapasitesinin yüzde 50'sine denk gelen günlük 100 milyon galon olduğunu duyurdu. Böylece bu istasyon, Fujairah F1 su ve elektrik üretim istasyonu, döngüsel F2 istasyonu ve M1 Limanı istasyonuna katılarak ters osmoz teknolojisini kullanan istasyonlar arasına katıldı.
KARBON EMİSYONLARINI AZALTMAK
Geçtiğimiz Şubat ayında, Birleşik Arap Emirlikleri Su ve Elektrik Şirketi, düşük karbonlu ters osmoz teknolojisiyle M2 Al Mafraq istasyonu projesini geliştirmek için ihaleyi kazanan koalisyonu duyurdu.
Kazanan koalisyon, Abu Dabi Ulusal Enerji Şirketi ve Engie şirketlerinden oluşuyor. Koalisyon, projenin hisselerinin çoğunluğunu elinde bulunduracak ve istasyonun işletme ve bakımını üstlenecek. Birleşik Arap Emirlikleri Su ve Elektrik Şirketi, TAQA ve Engie şirketleriyle su satın alma anlaşmaları da imzaladı.
Al Mafraq M2 ters osmoz istasyonu, günde 120 milyon galon (yaklaşık 550 bin metreküp) düşük karbonlu ters osmoz su üretecek ve bu, Abu Dhabi Emirliği'ndeki 210 bin evin su ihtiyacını karşılamak için yeterli olacak.
Ters osmoz teknolojisiyle düşük karbonlu su üretimi istasyonları, geleneksel ısı tabanlı arıtma istasyonlarına göre yüzde 96'ya varan oranda daha verimlidir. Arıtmayla ilişkili karbon emisyonlarını yüzde 85'in üzerinde azaltmaya yardımcı olur.
Birleşik Arap Emirlikleri Su ve Elektrik Şirketi, ters osmoz projelerini geliştirmeye devam edeceğini ve 2030 yılına kadar su üretiminin yüzde 90'ından fazlasını ters osmoz teknolojisiyle gerçekleştirmeyi hedeflediğini belirtti. Bu da su üretimi kaynaklı toplam karbon emisyonlarının 2020 yılındaki 14.6 milyon ton'dan 2030 yılına kadar 2.1 milyon tona kadar azalmasına yardımcı olacak.
İlk su üretimi 2025 yazında başlayacak ve proje tam işletmeye geçişini 2025'in üçüncü çeyreğinde yapacak.
TEMİZ ENERJİ
Dubai Elektrik ve Su Kurumu (DEWA), 2030 yılında Dubai'nin tatlı su üretiminin yüzde 100'ünün temiz enerji karışımı kullanılarak yapılacağını ve bunun yenilenebilir enerji kaynakları ile atık ısı kullanımının birleştirilmesiyle gerçekleştirileceğini belirtti. Bu sayede 44 milyon ton karbon emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.
DEWA, çok aşamalı flaş distilasyon (MSF) teknolojisi ile çalışan 427 milyon galon/gün tatlı su üretebilen 6 istasyona ve ters osmoz (SWRO) teknolojisi ile çalışan 63 milyon galon/gün tatlı su üretebilen 2 istasyona sahiptir. Bu da toplam su üretim kapasitesini Jebel Ali enerji ve su üretim tesislerinde 490 milyon galon/gün olarak belirlemektedir.
DEWA, ters osmoz teknolojisiyle tatlı su üretim kapasitesini artırarak, 2030 yılına kadar günlük 303 milyon galona ulaşmayı hedefliyor. Bu, şu anda yüzde 13 olan toplam üretim kapasitesinin yüzde 42'sine denk gelmektedir. Bu süreçte tatlı su üretim kapasitesi 2030 yılında günlük 730 milyon galona yükselecektir.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde, 2050 yılına kadar karbon salınımının azaltılması ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması için federal ve yerel çabalar birleşmektedir. Bu bağlamda, deniz suyunun yenilenebilir enerji kullanarak arıtmayı, birkaç yıldır Birleşik Arap Emirlikleri'nin milli önceliğini oluşturmaktadır ve sürekli olarak ilerlemektedir. En son teknolojileri ve yenilikleri kullanarak "2036 Birleşik Arap Emirlikleri Su Güvenliği Stratejisi" hedeflerine ulaşmayı ve ülkeyi yenilenebilir enerji sektöründe bölgesel ve uluslararası düzeyde güçlendirmeyi amaçlamaktadır.