Yapay zeka enerji tüketiminde artış: Küresel endişeler yükseliyor
Yapay zeka (AI), her alanda artan bir popülerlik kazanıyor ve bu durum, enerji tüketimiyle ilgili senaryolar ve endişeler arasında öne çıkıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) geçtiğimiz günlerde bu konuya dikkat çekerek teknolojinin şu anda küresel enerji talebinin yaklaşık yüzde 2'sini tükettiğini ortaya koydu.
Techiexpert web sitesi tarafından hazırlanan bir rapora göre bu sayının 2026 yılına kadar iki katına çıkması ve Japonya gibi ülkelerdeki elektrik tüketimine eşit olması bekleniyor.
Yapay zeka artık perde arkasında çalışıyor, günlük yaşamı yönetmek için altyapının çeşitli yönlerini koordine ediyor ve kişiselleştirilmiş müzik çalma listeleri hazırlıyor. Ancak bu işlemler önemli miktarda enerji maliyetine neden oluyor.
Özellikle küresel sıcaklıklar arttıkça enerji tüketiminin azaltılması sera gazı emisyonlarının azaltılması açısından önemli olduğundan, iklim değişikliğinin azaltılmasıyla ilgili olarak bu konuyu ele almanın zamanı geldi.
Üretken yapay zeka, yapay zekanın bir alt türüdür ve nispeten daha fazla enerji tüketir. OpenAI'nin GPT-3 gibi eğitim modellerinin yılda ortalama 130 Amerikan evinin tüketimine eşdeğer olduğu biliniyor. Google'da arama yapmak veya yapay zeka asistanlarıyla etkileşimde bulunmak gibi basit işlemler bile önemli miktarda enerji tüketimine neden oluyor.
Uzmanlar, yapay zeka alanında şeffaf ve sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesinin önemini vurgularken, iklim araştırmacısı Sasha Lucioni yapay zekadan kaynaklanan çevresel etkiyi anlamanın önemine dikkat çekiyor. Lucioni, farkındalığı artırmanın ve sorumlu tüketim alışkanlıklarını uygulamanın, yapay zeka teknolojilerinin çevresel ayak izini azaltmaya yönelik iki önemli adım olduğunu öne sürdü.
Yapay zekanın günlük hayatımızın çeşitli yönlerine daha fazla entegre olduğunu gördükçe, enerji tüketimi konusunu ele almak önem kazanıyor. Yapay zeka paydaşları aynı zamanda sürdürülebilirliğe öncelik vermeli ve çevre dostu yapay zeka uygulamalarını benimsemelidir.