Vergi denetiminde kurunun yanında yaş da mı yanıyor?
Maliye son dönemde vergi denetimlerine hız verdi. Sektör sektör detaylı incelemeler yapılıyor. Sabah yazarı Dilek Güngör bu noktada kurunun yanında yaş da mı yanıyor? sorusuna cevap aradı, “Kaş yaparken göz çıkmasın” dedi.
Vergi tartışmaları Türkiye’nin gündeminde... Özellikle Maliye’nin yaptığı sıkı denetimlerle kayıt dışılığın önlenmesi amaçlanıyor. Ancak bazı sektörlerde kurunun yanında yaş da mı yanıyor? sorusu soruluyor. Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör bu konuya dikkat çekti. “Kaş yaparken göç çıkmasın” dedi. Konuyu örneklerle anlattı.
Dilek Güngör’ün yazısı şöyle;
Kaş yaparken göz çıkmasın
Hazine ve Maliye Bakanlığı son dönemde özellikle kayıt dışı sektörlerin üzerine gidip, denetimlere başladı.
Doğru da yaptı.
Faturasız alanı, fişsiz satanı, eski nesil pos cihazı ya da IBAN'la para transfer edeni, tahsilat yapıp vergi ödemeyeni, vergi kaydı bulunmayanı tespit etmek önemli...
Kuyumcuların yıllık ortalama 16 bin 46 lira, doktorların 27 bin 376 lira, avukatların ise 17 bin 805 lira kazanç beyan ettiğini düşününce, bakanlığın hasılat tespiti yaparak, hasılata aykırı beyandan izah istemesi, izah tatmin edici değilse de gereğini yapmasını alkışlamak gerekir.
(Nitekim yüksek gelir grubundaki avukat ve doktorlar üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları çarpıcı... Kazançların bir kısmını kayıt dışı bırakan 7 bine yakın avukat ve doktor incelemeye sevk edildi.)
Çünkü, "vergide adalet ve etkinliği artıracağız" dediğinizde kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabeti ve vergi kaybını da gidermeniz gerekiyor. Bu nedenle kayıt dışının yoğun olduğu sektördeki saha denetimlerini anlayabiliyorum.
Fakat son dönemde vergisini düzenli ödeyen hatta bütün hesapları kayıt altında olan sektörler niye radarda buna aklım ermiyor.
Misal, eczacılar...
Dün bir eczaneye uğradım, adamcağız feryat ediyor.
Eczaneye her ilacın giriş ve çıkışının devletin sisteminde olduğunu, hepsinin görüldüğünü, vergi, stopaj, muhtasarın her ödemede alındığını, kayıp kaçak olmamasına rağmen Maliye'nin yüklü cezalar kestiğini belirtiyor.
Ne gibi diyorum.
Örnek veriyor, kimine hastaya sonradan yazdırılmak üzere emanet verildiği için fişi kesilmemiş ilaçlardan, kimine ödemesi çıkmayan SGK reçetelerine fiş kesilmediğinden, kimine fiş rulosu standart olmadığından, kimine 153 liralık ilacı 3 TL eksiğine fiş kesmesinden, kimine Ödeme Sistemi Entegrasyonu'na geçmemiş olmasından...
Banka hesaplarına kadar inceliyorlarmış...
3 TL'lik eksik fişe 10 bin TL ceza yediklerini anlatıyor. Satılan ilacın tamamı faturalı olarak gelen, bunların yüzde 90'ından fazlası SGK'ya fatura edilen bir sistemde kaçak aramanın zaman kaybı olduğunu belirtiyor.
Haklılık payı var...