Uzay bilimleri ve BAE’nin ‘gelecek’ vizyonu
Arap dünyası, kalkınma hamlelerini yaparken, endüstriyel teknikler ve kalkınma programlarına fazla önem vermeden, toplumu, sadece düşünsel alanda dizayn etmeye çalışmıştır.
Başka bir ifadeyle; Arap dünyası miras, yenilik, özgünlük ve çağdaşlığın derinliklerine yönelik sadece bazı başlıklara yoğunlaşmaya çalışmıştır. Bu da dış dünya ile entegre olmayı zorlaştırmış, Arap toplumlarında geniş çapta gerçek bir kalkınmanın olmasına engel teşkil etmiştir. Bu nedenle Arap toplumu, yüzyılı aşkın bir süredir kısır döngü içinde kalmış, bir türlü hayallerini gerçekleştirememiştir. Çünkü Arap kalkınma projesi, endüstriyel düşüncede devrim yaratmaya yoğunlaşma yerine, sadece insani düşüncelere önem vermiş, bununla iktifa etmiştir.
Kalkınmaya öncülük yapan entelektüel kesim, sabit ve değişken temellerin gerçekliğini görmezden gelerek, düşünceyi ve toplum bilimlerini yanlış yorumlayarak, kalkınmanın doğasını ve koşullarını büyük ölçüde ihmal etmişlerdir. Sanki birileri, endüstriyel teknikler düzeyinde üretici ve yaratıcı değil de, gelişmişlikten uzak geri kalınmasını istiyor. Bu nedenle, Arapların arzu edilen gelişme ve ileri teknolojiler açısından daha geniş, parlak ve heyecan verici bir kalkınma projesi gerçekleştirmesi çok zor hatta imkansız görülmüştür.
Bu kadar uzun bir giriş yapmamın sebebi, Arapların geçmişi ile bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nin çabalarıyla gelinen noktayı gözler önüne sermek. Çünkü bugün Arapların kalkınma hareketini temsil eden bir ülke varsa o da gerçekten BAE’dir.
Nitekim Birleşik Arap Emirlikleri liderlerinin sergiledikleri stratejik yaklaşımlar ve geniş çaplı projelere verdikleri destekler, dev bir bilimsel ve teknolojik hareketin başlamasına zemin hazırlamıştır. Bugün Arapların kalkınma projesini temsil ederek bilim ve çeşitli endüstri alanlarında olağanüstü, yaratıcı ilerlemeler kaydedilmiş durumda. Özellikle nükleer santraller ile astronomi ve uzay bilimleri konularında önemli bir konuma gelinmiştir. İşte BAE, bu öncü rolüyle, modern Arap kalkınmasının merkezini oluşturmuştur.
Bundan yola çıkarak, BAE'nin uzayın sırlarını keşfetmeye yönelik yaptığı muazzam atılım takdire şayandır. Başarmaya hevesli, azimli ve dünya ile entegre olma yollarını daima arayan, dünyanın yakından takip ettiği Birleşik Arap Emirlikleri, küresel bazda, ileri teknolojiyi kullanarak imkansızı başaran bir ülke haline gelmiştir..
Dolayısıyla, BAE'nin uzay projelerini, iddialı ve yerli uzmanların yeteneklerini geliştirme gayretlerini, özel sektörü güçlü kılmak ve yerli-yabancı yatırımcıları teşvik etme hassasiyetini ve cazip programlara sahip bir ülke olduğunu göz ardı etmemiz mümkün değildir.
BAE, geçtiğimiz yıllarda bölgedeki en gelişmiş uzay sektörünü başlatmak için sağlam bir temel atmıştır. Üstelik son elli yılda gerçekleştirdiği olağanüstü başarılarından sonra, önümüzdeki elli yıl içinde uzayda benzer başarılara imza atmayı hedeflemektedir.
Daha önce de, rahmetli Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan, tüm insanlığa daha iyi bir gelecek sağlamak ve insan bilgisini zenginleştirmek amacıyla, uzayın sırlarını keşfetme çerçevesinde, BAE’nin uzay araştırmaları alanına girmesini, dünya teknolojilerinin geliştirilmesine katkı sağlamasını istemişti.
BAE'nin 2014'te uygulamaya konulan 'The Hope Probe' (Umut Sondası), Mars'ı keşfetme projesinin ardından, BAE Başkan Yardımcısı ve Başbakanı Şeyh Muhammed bin Rashid Al Maktoum tarafından açıklanan Venüs gezegenini ve asteroit kuşağını keşfetmek için hazırlıklar yapılmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla, bu proje ülkenin uzayı keşfetmeye yönelik adımları doğrultusunda önemli bir başarı teşkil etmektedir.
BAE'nin uzaya gitmesi, tarihi bir bilimsel atılım gerçekleştirerek insanlığın daha önce şahit olmadığı ileri teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Ayrıca BAE, uzay biliminin çeşitli sektörleri ve uzmanlık alanlarında gelişmeler kaydetmiştir.
BAE'nin 2028 yılında Dünya ve Venüs gezegenleri arasında 560 milyon km uzaklık diliminde fırlatmayı hedeflediği, tarihi gelişme niteliğinde ki yeni uzay aracı öncesi ve sonrasında BAE'li ve Arap mühendislerinin, teknolojik ve araştırma kapsamında katkı sağlayacakları muhakkaktır.
Hiç şüphesiz BAE’in, başarıyla gerçekleştirdiği yaratıcı projeleri, ilham verici enerjilere sahip olması, uluslararası arenadaki konumunu daha da güçlendirmiştir.
Evrensel insani değerlere sahip çıkan, insani yardımlarıyla tanınan, insan sıkıntı ve problemlerini gidermeye çalışan, her zaman doğruluk ve adalet ilkelerine saygı duyarak hareket eden BAE, insani ilkelere dayalı medeniyetin kurulmasında öncü rol oynamaya devam edecektir.