3. Dünya Savaşı çıkar mı, açıklamalar neyi amaçlıyor? / Al Ain Türkçe Özel
Türkiye ve Almanya Dışişleri Bakanları’nın 3. Dünya savaşı uyarıları gledi. Peki bu açıklamalar neyi amaçlıyor, 3. Dünya Savaşı çıkar mı? Uluslararası İlişkiler Uzmanı Kadir Ertaç Çelik Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Üçüncü Dünya Savaşı riski son dönemde daha çok dillendirilmeye başlandı. Son olarak Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan da dünya savaşı uyarıları geldi? Peki Dünya gerçekten bir savaş tehlikesiyle karşı karşıya mı? Bu açıklamalar nasıl okunmalı? Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Kadir Ertaç Çelik Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi.
Son dönemde artan savaş açıklamalarının arkasında ne var?
Kadir Ertaç Çelik’e göre son dönemde artan savaş açıklamaları ciddiye alınmalı. Ve bu açıklamalar iki amaca yönelik olabilir. Çelik o amaçları şöyle anlatıyor;
“Öncelikle şunu ifade edelim. Jeopolitik anlamda önemli devletlerin siyasi aktör pozisyonda bulunan isimlerinin dünya savaşı riskini gündeme getirmeleri ciddiye alınması gereken bir durum. Karar alıcılar bu riski görüyor ve kamuoyuyla paylaşıyor. Bunu iki sebebe dayandırabiliriz. Birincisi kamuoyunu dünya savaşına hazırlamaya yönelik olabilir. İkincisi ise bu söylemi geliştirmekle riski ortadan kaldırmaya yönelik adımların atılmasını sağlamak...”
Gerçekten 3. Dünya Savaşı riski var mı?
Gerçekten bir 3. Dünya Savaşı riski var mı? Sorusu herkesin kafasında... Kadir Ertaç Çelik bu soruya cevap verirken birinci ve ikinci dünya savaşındaki ortamı hatırlatıyor. Sonrasında bugünkü konjonktürde savaş riski olup olmadığı sorusuna cevap veriyor;
"Gerek birinci gerek ikinci dünya savaşına bakıldığında uluslararası sistemin tıkandığı noktalarda devletlerin küresel ölçekte çatışma durumuna geçtiklerini görüyoruz. Birinci Dünya Savaşı öncesi çok ciddi bir ekonomik buhran ve sömürge yarışı vardı. Bu tıkanma noktasına gelmişti. Bu durum dünyayı yen bir sistem arayışına itmişti. İmparatorlukların siyasal iflası da bunu tetiklemişti. İkinci Dünya Savaşına baktığımızda, birinci savaşın sonuçlarının yıkımlarının düzeltilememesi ve uluslararası düzenlemelerin başarısızlıkları nedeniyle ikinci dünya savaşı geldi. Yine sistem tıkanmıştı. İkinci Dünya Savaşı sonrası bir barış dönemi devam etti. Ancak bugün gelinen noktada uluslararası ekonomik sistemin yeniden tıkanmaya başladığını görüyoruz. Krizlerin ulus devletleri sarstığı, Avrasyacı güçlerin ekonomi ve askeri anlamda hegomana meydan okuduğu, Çin’in her anlamda büyüdüğü, vekalet savaşlarının tıkandığı bir dönemdeyiz. Bütün bunlara baktığımızda bir risk gerçekten var.”
Savaş ihtimali ne? Savaşın çıkmasını önleyecek etmenler neler?
Kadir Ertaç Çelik’e göre savaşı körükleyecek sebepler gibi savaşı engelleyecek sebepler de mevcut. Tüm bunları göz önüne alındığında son dönemde artan savaş söylemlerinin amacı bir noktaya çıkıyor. Çelik o noktayı şöyle açıklıyor;
“Savaş riskini hafifleten noktalar da var. Örneğin bütün aktörlerin nükleer kapasiteye sahip olmaları önemli. Kaybet-kaybet savaşını rasyonel akıl kabul etmeyecektir. Ama karar alıcılar sıkıştığında rasyonalitenin dışına çıkabilir. O nedenle karşılıklı bağımlılık ve nükleer risk gibi hafifletici sebepler olsa da kriz ve risk durumu var.
Başta bu söylemlerin iki sebebi olabilir demiştik. Ben son dönemde artan üçüncü dünya savaşı açıklamalarını, savaş çığırtkanlığından ziyade risklerin ortadan kaldırılması için harekete geçilmesi çağrısı olarak görüyorum. Bence bütün bu söylemlerin amacı, savaş riskini ortadan kaldırıp, savaşmadan yeniden bir küresel sistem oluşturulmasını sağlamak.”