Türkiye'nin İsrail'e açılan soykırım davasına müdahil olması neleri değiştirecek?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Afrika’nın İsrail’e açtığı soykırım davasına Türkiye’nin de müdahil olduğunu açıkladı. Peki bu hamle ne anlama geliyor? Davanın seyrini nasıl etkileyecek?
Türkiye, Güney Afrika’nın İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonuyla 1948’te imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık’ta Uluslararası Adalet Divanı’na yaptığı başvuru sonrası açılan davaya müdahil oldu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin davaya müdahil olduğunu açıkladı. Fidan, “Türkiye olarak Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Endonezya ile birlikte Filistin'i savunmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” dedi.
“TÜRKİYE’NİN MÜDAHİL OLMASI HAYATİDİR”
Fidan’ın bu açıklamaları kamuoyu tarafından da olumlu karşılanırken kararın ne anlama geldiği merak konusu oldu. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi KKTC/Lefkoşa Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Milliyet’e konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kararı ‘tarihi’ olarak nitelendiren Gözügüzelli, “Davanın gidişatı ve sürecine etki edebilecek hukuki güce sahip bir devlet olarak Türkiye'nin bu davada müdahil olması demek hakkın tesisi ve hukukun doğru yorumlanması adına kritiktir, hayatidir” dedi.
Uluslararası Adalet Divanı tüzüğü gereği davaya üçüncü tarafların müdahil olmasının yasal olduğunu belirten Gözügüzelli, “Özellikle Güney Afrika'nın açtığı dava çerçevesinde Soykırım Sözleşmesi'ne İsrail de taraftır, Almanya da, Türkiye de... Yaklaşık 150'ye yakın devlet taraftır. Dolayısıyla Uluslararası Adalet Divanı tüzüğü 63. maddesi kapsamında çok taraflı bir anlaşmanın nasıl yorumlanması konusu üzerine bir ihtilaf konusunda anlaşmazlığa düşüldüğünde ki Soykırım Sözleşmesi'nin bizzat hükümleriyle alakalı bir durumun varlığından ötürüdür” ifadelerini kullandı.
“MAHKEME, TÜRKİYE’NİN DURUŞUNU DİKKATE ALACAK”
Gözügüzelli konuyla ilgili şunları kaydetti:
“Mahkeme özellikle de ana davanın temel çerçevesine bakarken Türkiye'nin burada ortaya koyacağı tarafsız duruş ile mahkemenin sözleşmeyi yorumlamasında ortaya koyacağı duruşu dikkate alacaktır. Yani Türkiye tarafsız olarak işlemlere dahil olacak. Örneğin; mahkemenin anlaşmayı yorumlamasına yardımcı olacaktır. Meseleyi değerlendirmesine yardımcı olacaktır.
İsrail'in yanında olan devletlerin ortaya koyduğu argümanların çürütülmesinde Türkiye, mahkeme heyetine sözleşmeyi tanımlama, yorumlama ve çerçeveyi çizmesinde yol gösterici rolde olacaktır.
Bundan sonraki süreçte Türkiye'nin davaya müdahil olmasıyla birlikte davada soykırım suçunun bizzat İsrail tarafından soykırımın işlenmesinin önlenmesi konusunda üzerine düşen yükümlülükleri devlet olarak yerine getirilmediğinin, daha gözle görünür kılınması günün sonunda verilecek kararın ihlal niteliğinde olması durumu ortaya çıkmasıyla da tazminatın İsrail karşısında ön plana çıkacağı bir hakikattir”