Atay Tankı seri üretim bandına girdi! Her sene 96 tane üretilecek
ALTAY’ın seri üretim tesisinin açılışı ve ilk teslimatla birlikte Türkiye, yerli ana muharebe tankında üretime hazır aşamaya geçti. HAB Bölgesi’ndeki “gelecek fabrikası”, yılda 96 ALTAY üretim kapasitesi ve AKKOR gibi yerli sistemlerle küresel rekabette y
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, ALTAY ile Türkiye’nin özel sektör, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketleri, mühendis ve işçileriyle el ele vererek bir ilki başardığını, ülkenin kendi ana muharebe tankını üretime hazır hâle getirdiğini vurguladı. ALTAY Tankı Seri Üretim Tesisi Açılışı ve İlk Tank Teslimat Törenindeki konuşmasında Görgün, bu topraklarda yükselen her fabrikanın savunma sanayiinde tam bağımsızlığa vurulan yeni bir mühür, üretilen her milli araçın ise milletin azim ve kararlılıkla yazdığı irade beyanı olduğunu söyledi.
Mühendislik Gücünün Sembolü
Haluk Görgün, açılışı yapılan tesisin yalnızca ALTAY Ana Muharebe Tankının üretim hattı olmadığını; aynı zamanda Türkiye’nin mühendislik gücü, teknolojik derinliği ve stratejik vizyonuna duyulan sarsılmaz inancın somut bir ifadesi olarak faaliyet göstereceğini vurguladı. Başlangıçta bir hedef olan **“yerli ve milli üretim”**in bugün standart ve gurur vesilesi hâline geldiğini söyleyen Görgün, ALTAY Projesini sadece bir platform değil, savunma sanayisinin kabiliyetlerini şekillendiren bir okul ve bir vizyonun temeli olarak tanımladı.
“Milli İradenin ve Türk Mühendisinin Eseri”
Özel sektör, vakıf şirketleri, mühendisler ve işçilerin omuz omuza vererek ülke tarihinde bir ilki başardığına dikkat çeken Görgün, ALTAY'ın tasarlandığını, test edildiğini ve üretime hazır hâle getirildiğini belirtti. Bu başarının yerli aklın, milli iradenin ve Türk mühendisinin eseri olduğunu ifade eden Görgün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tam bağımsız savunma sanayi” hedefiyle şekillendirilen vizyonun bugün sistematik yenilenmeye ve kurumsallaşmış bir ekosisteme dönüştüğünü kaydetti.

Görgün, bir zamanlar yurt dışından temin edilen alt sistemlerin artık Türkiye’de üretildiğini, üstelik daha güçlü, daha dayanıklı ve daha akıllı biçimde geliştirildiğini aktardı. Yalnızca iç ihtiyaçlar için değil, dünyaya ihraç edilebilecek sistemlerin de ortaya konduğunu vurgulayan Görgün, yürütülen yerlileştirme hamleleri ile tankların kritik alt sistemlerinin yerli imkânlarla entegre edilebilmesi için büyük bir teknik ve insan kaynağı seferberliği yürütüldüğünü ifade etti. ALTAY sayesinde büyük kalibre silah üretim yeteneği ve kompozit zırh sistemi üretim yeteneği gibi daha önce bulunmayan kabiliyetlerin kazanıldığına değinen Görgün, projeyle birlikte AKKOR Aktif Koruma Sistemi ve Atış Kontrol Sistemi gibi, dünya ile yarışabilecek ürünlerin geliştirildiğini söyledi.
Bugün itibarıyla 800 mühendis, 1250 işçi ve 90 alt yükleniciden oluşan dev bir ekip; 17,5 milyon mühendislik saati, 35 bin kilometrelik testler ve 3 bin 700 atış ile Yeni ALTAY’ı geleceğe hazırlıyor. ALTAY, 2 yıl garanti ve 6 yıl lojistik destek ile sahada uzun ömürlü başarıyı hedefliyor. Projede 35 bin sayfa tasarım, 16 bin gereksinim, 120 test prosedürü ve 50 bin test adımı ile her ayrıntı mükemmelliğe adanmış bir mühendislik harikası olarak tanımlanıyor.
Tesiste yer alan Zırh Açık Test Alanı, Balistik Koruma Merkezi, üretim tesisleri ve kapsamlı test merkezlerinin Türk savunma sanayisine güçlü katkılar sunacağı vurgulanıyor. Bu altyapı, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp geleceğin tankları ve geleceğin zırhlı araçlarını da şekillendirecek ve kara platformlarında milli kabiliyetin seviyesini daha da yukarı taşıyacak.
Yılda 96 ALTAY Kapasitesi
HAB Bölgesinde yükselen bu fabrika, Türkiye’nin tank ve zırhlı araç üretiminde dünyanın sayılı merkezlerinden biri konumuna gelirken, 682 bin metrekarelik alanda robotik kaynak sistemleri ile yılda 96 ALTAY tankı üretilecek. Dijital dönüşüm odaklı, akıllı üretim hatları, otonom kontrol ve veri analitiği ile entegre edilen bu yapı, adeta “gelecek fabrikası” anlayışıyla inşa ediliyor.
Küresel Rekabette Yerli Model
Türkiye’nin savunma sanayindeki yükselişi artık sınırları aşan, iş birlikleri kuran ve teknoloji geliştiren bir modele dönüşmüş durumda. Bu yolculuk, yalnızca kendi ihtiyaçlarına cevap veren bir yapıyı değil; global rekabette pay alan, standartları belirleyen, ortak geliştiren ve teknoloji paylaşan bir modeli de işaret ediyor.