Türkiye’den BM’de Suriye çağrısı
Türkiye, Batılı ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM), Cilvegözü Sınır Kapısı üzerinden Suriye'ye uluslararası insani yardımların gönderildiği mekanizmanın yenilenmesi çağrısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında konuşan Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Suriye’ye yönelik insani yardımların sağlanmasına devam edilmesinin kritik önem taşıdığını söyledi.
Sinirlioğlu, “Sınır ötesi yardım mekanizması, Suriye’nin kuzeybatısında yaşayan milyonlarca insan için güvenilir bir insani yardım hattı olduğunu kanıtladı. Bu, fiziki yardımın ötesinde eğitim, koruma ve sağlık hizmetlerinde kritik destek de içeriyor.” dedi.
Sınır ötesi yardım mekanizmasının ölçeği, kapsamı ve etkinliği bakımından hiçbir karşılığı ve ikamesi olmadığını belirten Sinirlioğlu, “Burada gizli bir amaç söz konusu değil. Amaç, bu yardıma muhtaç hayatları kurtarmaktan başka bir şey değil.” diye konuştu.
BM Güvenlik Konseyi’nde yardım mekanizmasının yenilenmesi için hazırlanan tasarının sunucuları Norveç ve İrlanda adına konuşan İrlanda’nın BM Daimi Temsilcisi Fergal Mythen da tüm erişim kanallarının sürekli olarak ulaşılabilir olması çağrısında bulundu.
Mythen, Suriye’de hükümet kontrolünden ülkenin diğer bölgelerine gönderilen yardımların sayı ve miktarı artsa da sınır ötesi yardımlar kadar henüz etkili olmadığını iddia ederek, “İhtiyaç sahibi milyonlarca Suriyeliye gıda, barınak, yıkanma, koruma, aşı ve kritik tıbbi hizmetler sağlayan sınır ötesi yardım mekanizması vazgeçilmez olmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu.
“SINIR ÖTESİ YARDIMIN YERİNİ HİÇBİR ŞEY TUTAMAZ”
ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood ise BM’nin sınır ötesi yardım mekanizmasının dünyadaki en güvenli ve şeffaf operasyonlardan biri olduğunu dile getirerek, “Sınır ötesi yardımın yerini hiçbir şey tutamaz.” ifadelerini kullandı.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths, sosyoekonomik bozulmanın krizin başlangıcından bu yana en kötü durumda olduğunu belirtti, insani yardım mekanizmasını sürdürmenin önemini vurguladı. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Batılı ülkeleri Suriye’ye yönelik insani yardım mekanizmasını siyasallaştırmakla suçlayarak, “kesinlikle kabul edilemez, yasa dışı ve tek taraflı” Batı’nın yaptırımlarının sıradan Suriyelilerin yaşamlarını etkilediğini kaydetti.
BM’ye göre, 2023’te yaklaşık 15,3 milyon insan (çatışmanın başladığı 2011’den bu yana en yüksek sayı) insani koruma ve yardıma ihtiyaç duyacak.
Uzun süredir devam eden yardım mekanizması 10 Ocak 2023’te sona eriyor.
YALNIZCA BİR SINIR KAPISINDAN YARDIM GİDİYOR
BM Güvenlik Konseyinin 2014’te kabul ettiği karar tasarısına göre Suriye’nin kuzeybatısındaki bölgelere uluslararası yardım gönderiliyor.
Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki bölgelere Irak ve Ürdün’ün yanı sıra Türkiye’deki iki sınır kapısından insani yardım gönderilmesini öngören karar tasarısı, sonraki yıllarda Rusya ve Çin’in itirazları üzerine sınırlandırıldı.
Bölgeye hali hazırda yalnızca Cilvegözü Sınır Kapısı üzerinden gıda ve ilaç yardımı ulaştırılıyor. BM Güvenlik Konseyinde yardım programının süresinin 10 Ocak 2023’e kadar uzatılması konusunda uzlaşı sağlanmıştı. Yardım programının uzatılması için Konseyin beş daimi üyesinden (Rusya, Çin, ABD, Fransa ve İngiltere) hiçbirinin itiraz etmemesi koşuluyla en az 9 üyenin onayı gerekiyor.
SURİYE, RUSYA VE ÇİN’İN İTİRAZ GEREKÇESİ
Türkiye ve Batılı ülkeler, Suriye’de hükümet kontrolü dışında bulunan bölgelere yardımın Suriye hükümeti üzerinden değil de, diğer sınırlardan da girebilmesini talep ederken, Suriye, Rusya ve Çin buna itiraz ediyor. İtirazların temelinde, hükümet kontrolü dışındaki bölgelerde El Kaide bağlantılı cihatçı yapıların kontrolü… Bununla paralel olarak, yardımların hükümet dışında dağıtıldığında fahiş fiyatla satılır hale gelmesi, bu gelirin de bölgeyi kontrol eden terör örgütlerinin finansmanında kullanılması ve gerçek ihtiyaç sahiplerinin yardımlara erişmemesini gerekçe olarak gösteriyor. Ayrıca, Suriye’ye yönelik insani ihtiyaçları da kapsayan ABD ambargosu, ayrıca ülke kaynaklarının önemli kısmının ABD işgali altında olması ülkede yaşanan sıkıntının ana sebebi olarak vurgulanıyor.