Afrika ile ekonomik ilişkiler tarihi zirveye ulaştı! Al Ain Türkçe Özel
Türkiye-Afrika ticareti 36,6 milyar dolara ulaştı. Al Ain Türkçe Özel'e konuşan Doç. Dr. Oğultürk, “Türkiye, Afrika’yı stratejik hedef görüyor’’ dedi.

Türkiye - Afrika kıtası arasındaki ekonomik ilişkiler, son 20 yılda tarihî bir dönüşüm yaşadı. Diplomatik temasların artması, doğrudan uçuşlar, müteahhitlik projeleri ve eğitim yatırımlarıyla desteklenen bu süreç ticaret hacmini 36,6 milyar dolara taşıdı.
Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ticareti, 2000 yılında yalnızca 1,4 milyar dolar seviyesindeydi. 2003’te “Afrika Yılı” ilan edilmesiyle başlatılan stratejik açılım, kıtayla olan ilişkileri kurumsal bir zemine oturttu. 2003’te kabul edilen Afrika ile Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi, kıtaya yönelik yatırımları, kalkınma yardımlarını ve diplomatik iş birliklerini artıran bir dönüm noktası oldu. Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ticareti, 2000 yılında yalnızca 1,4 milyar dolar seviyesindeydi. 2003’te “Afrika Yılı” ilan edilmesiyle başlatılan stratejik açılım, kıtayla olan ilişkileri kurumsal bir zemine oturttu. 2003’te kabul edilen Afrika ile Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi, kıtaya yönelik yatırımları, kalkınma yardımlarını ve diplomatik iş birliklerini artıran bir dönüm noktası oldu. İstanbul Aydın Üniversitesi Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. M. Cem Oğultürk, Al Ain Türkçe Özel'e önemli açıklamalarda bulundu.
2002’de sadece 12 olan büyükelçilik sayısı, 2024’te 44’e ulaşırken, Afrika ülkelerinin Ankara’daki diplomatik varlığı da 10’dan 38’e çıktı. Bu gelişmeler, siyasi ve ekonomik bağların derinleşmesini sağladı.
Ticaret hacmi 36,6 milyar dolara ulaştı
2024 itibarıyla Türkiye’nin Afrika ile ticaret hacmi 36,6 milyar dolara yükseldi. Bu rakam, 2002 yılında yalnızca 4,3 milyar dolardı. 20 yılda yaklaşık 9 katlık artış, Türkiye’nin Afrika açılımının ekonomik alanda ne denli etkili olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı 2024’te 19,4 milyar doları aştı
TÜİK ve TİM verilerine göre, Türkiye'nin 2024 yılında Afrika ülkelerine yaptığı ihracat %1,7 artışla 19,42 milyar dolar oldu. Bu rakam, Türkiye'nin toplam ihracatının %7,4’ünü oluşturuyor. En fazla ihracat yapılan üç ülke sırasıyla Mısır (3,5 milyar $), Fas (3,1 milyar $) ve Libya (2,5 milyar $) olarak kaydedildi.
İhracat artışında kimya ve tarım sektörleri öne çıkıyor
Afrika’ya yapılan ihracatın sektörel dağılımında ilk sıraları sanayi ve tarım ürünleri alıyor.
Kuzey Afrika halen ana pazar, Sahra Altı Afrika hızla büyüyor
2010-2019 döneminde Türkiye’nin Afrika ile ticaretinin %65’i Kuzey Afrika ülkeleriyle yapılıyordu. 2024’te de bu eğilim sürse de Sahra Altı Afrika (SAA) ülkeleriyle olan ticaret, çok daha hızlı büyüyor. Son 20 yılda SAA ile ticaret hacmi 11 kat arttı.
Özellikle Gana, Nijerya, Kenya, Senegal ve Etiyopya gibi ülkelerle ticaret hacmi dikkat çekici şekilde büyüdü.
En fazla ihracat yapılan 10 Afrika ülkesi (2024)
Müteahhitlik projelerinde Türkiye ikinci sırada

THY, Afrika’nın dünyaya hava köprüsü oldu
Afrika’da en yaygın uçuş ağına sahip yabancı hava yolu
Eğitim bursları ve kültürel işbirlikleri
Afrika’da yatırımlar 10 milyar doları aştı

Diplomatik ilişkiler stratejik ortaklığa dönüştü
Türkiye-Afrika ilişkilerinde hedef: 50 milyar $ ticaret
Oğultürk: Türkiye Afrika’yı stratejik pazar görüyor
İstanbul Aydın Üniversitesi Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. M. Cem Oğultürk, Türkiye-Afrika ilişkilerine ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı. Türkiye’nin son yıllarda Afrika ile ekonomik ilişkileri güçlendirmesinde birden çok stratejik motivasyon bulunduğunu belirterek sözlerine başlayan Oğultürk, “İlişkilerin gelişmesinde ekonomik, pazar çeşitlendirmesi gibi sebepler etkili. Türkiye de hem ticareti çeşitlendirmek hem de batı pazarına olan bağımlılığı azaltmak için Afrika’yı stratejik bir hedef olarak görüyor” dedi.
Türkiye’nin Afrika’daki yumuşak gücünü artırmak için insani yardım, eğitim ve altyapı projelerine de odaklandığını söyleyen Oğultürk, “Türkiye’nin Afrika’daki algısı güçleniyor. Türkiye, Afrika’daki etkisini artırarak küresel bir aktör olmak istiyor. Afrika’da Çin, Rusya veya batılı güçlerin rekabeti mevcut ama Türkiye, Afrika ülkeleriyle karşılıklı faydaya dayanan ilişkiler kuruyor. Afrika’nın zengin doğal kaynakları da başka bir husus. Türkiye’nin hammadde ve enerji ihtiyacının karşılanması gerekiyor. Türk şirketleri bu kaynaklara erişim ve altyapı projelerinde yer almak için Afrika’ya yöneliyor” ifadelerini kullandı.
“Afrika Türkiye’nin İHA ve SİHA’larını kullanıyor”
İki ülke arasında savunma sanayi alanındaki ilişkilere de değinen Oğultürk, “Savunma sanayi iş birliği konusunda da Türkiye silah ve teknoloji transferi açısından Afrika ülkeleri için cazip bir ortak. Hem satış hem de iş birliği anlaşmaları yapıyor. Etiyopya ve Nijerya örneğin. Somali de önemli bir konumda. Saydığım ülkeler Türkiye’nin İHA ve SİHA’larını kullanıyor. Savunma sanayisinin Afrika pazarındaki etkisi artıyor. Türk savunma teknolojileri, Afrika’nın özellikle sahil bölgesinde güç dengelerini etkileyebilecek düzeyde. Türk İHA ve SİHA’ları batı sistemlerine alternatif yaratıyor. Türkiye uluslararası tatbikatlar ve askeri eğitimler de sunuyor” diye konuştu.
Oğultürk, “Afrika pazarı Türk yatırımcılar için önemli bir fırsat. Bu iş birlikleri başka altyapı projeleriyle de gelişiyor. İnşaat firmaları Afrika’daki altyapı projelerinde önemli bir rol oynuyor. Bunlar uzun vadeli ortaklık yaratma potansiyeline sahip. Türkiye’nin sömürgeci bir geçmişinin olmaması batılı ülkelere göre avantajlı fırsatlar yaratıyor” dedi.
Oğultürk şunları söyledi:
“Türkiye’nin Afrika açılımı ve batılı ülkelerle rekabetine baktığımızda özellikle Fransa ve İngiltere, Afrika’nın sömürgecilik döneminden kalma ekonomik ve siyasi etkilerini sürdürüyor. Batılı ülkelerin koşullu yaklaşımları tepkiye neden oluyorken Türkiye bu durumu fırsata çeviriyor.
“Projenin kalkınma odaklı görülüyor”
Türkiye aslında Afrika’da bütün aktörlerle iş birliği yapabileceğini de söylüyor. Rusya’nın paralı asker odaklı stratejisinden de farklı bir yaklaşım sergiliyor. Bunu yaparken kültürel ve tarihi bağlara önem veriyor. Türkiye daha az bürokratik engelle projelerini hayata geçiriyor. Bu projeler öncelikle insani ve kalkınma odaklı görülüyor. Türkiye’nin savunma ve tekstil alanında uygun fiyatlı olması önemli bir avantaj sağlıyor. Türkiye’nin Afrika açılımı ekonomik çeşitlendirme ve diplomatik güç etkisinin artmasıyla birlikte yürütülüyor. Savunma sanayi de önemli roller oynuyor”