Tunç Soyer'den İzmir grevi açıklaması: Cemil Tugay'a yanıt verdi

Tunç Soyer, Cemil Tugay’ın eleştirilerine “O dönemde sözleşmenin imzalanmasının alacakları oya pozitif katkı yapacağı konusunda net oldukları için bir an evvel yapılmasını arzu ediyorlardı” ifadeleriyle yanıt verdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı şirketlerde çalışan DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası üyesi 23 bin işçinin 6 gündür "Eşit işe eşit ücret" talebiyle sürdürdüğü eylemler gündemdeki yerini koruyor. Eski İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer de grevlerle ilgili açıklama yaptı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın kendisi hakkındaki iddialarına yanıt veren Soyer, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerden beş gün önce imzalanan ve 5800 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesine ilişkin de konuştu.
MADDE İHLALİ VURGUSU
Soyer, “O dönem büyükşehir belediye başkan adayımız dahil pek çok aday sözleşmenin imzalanmasının alacakları oya pozitif katkı yapacağı konusunda çok net oldukları için bir an evvel yapılmasını arzu ediyorlardı” dedi.
“Bugün oluşan yevmiye farkının bir nedeni de 2025 yılında, sözleşmelerin tamamında yer alan birinci yıl sonunda oluşan enflasyon oranındaki artıştan kaynaklanmaktadır” diyen Soyer ayrıca belediye mevzuatında yer alan “Personel giderleri, belediye bütçesinin %30’unu aşamaz” maddesini ihlal etmediklerini söyledi.
Soyer’in açıklamaları şu şekilde:
“İzmir’de grevin 5. Günü doldu. Her İzmirli gibi İzmir’de yaşananlar nedeniyle çok üzgünüm. 5 yıl boyunca biz de çok büyük krizlerle mücadele ettik, bu deneyimlerin ışığında bu krize dair bir çözüm önerimi paylaşmak üzere yazıyorum. Yerel seçime 5 gün kala yaptığımız ve 5800 işçiyi kapsayan TİS bu grevin adeta müsebbibi olarak gösterildi. Oysa o dönem büyükşehir belediye başkan adayımız dahil pek çok aday sözleşmenin imzalanmasının alacakları oya pozitif katkı yapacağı konusunda çok net oldukları için bir an evvel yapılmasını arzu ediyorlardı. Dolayısıyla o günün koşullarında yeni seçilecek yönetimi zora düşürmek değil tam tersine kolaylaştıracak bir etki yapacağını bildiğim için ve Sodemsen aracılığıyla yürütülen müzakereler mutabakat ile sonuçlandığı için TİS'i imzaladık. Kaldı ki, imzalanan sözleşmedeki rakamlar daha sonra yapılan diğer IBB şirketlerindeki toplu sözleşmelerde de uygulandı. Bugün oluşan yevmiye farkının bir nedeni de 2025 yılında, sözleşmelerin tamamında yer alan birinci yıl sonunda oluşan enflasyon oranındaki artıştan kaynaklanmaktadır.
Sonuç olarak verdiğimiz zam yüksek enflasyon koşullarında işçiyi memnun edecek ve o günkü bütçemiz çerçevesinde belediyeyi zor durumda bırakmayacak bir orandı. Belediye mevzuatı çok açıktır. Personel giderleri, belediye bütçesinin %30’unu aşamaz. Bu sınırın altında kaldık. O sözleşmede bulunan “işe devam primi” çalışan işçiye çalıştığı için verilen bir prim değildir. Benim görev süremden önce yapılan TİS’lere konmuş ve işçiye zaten verilecek olan ücretin, sendikal nedenlerle, "sosyal haklar" başlığı altında düzenlenmesinden ibarettir. 5 yıl boyunca, eşit işe eşit ücret ilkesi doğrultusunda hareket ettim ve tüm TİS’lerde en çok bu ilkeyi gözettim. Ülkeye örnek olacak hizmetler üreten bir şehir olmak için, iş barışı ve iş huzurunu temin etmenin en temel önceliklerinden birinin bu ilke olduğuna inandım. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından AAA ile değerlendirilen İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bugün içine düştüğü finansal sıkıntı, geçen dönem yapılan TİS’ler veya işe alımlar nedeniyle değil, Hükümetin silkeleme politikası nedeniyle, ödeneklerinden yapılan çok büyük kesintilerdendir. Zaten mevcut yönetim bu kesintiler öncesinde 2 Eylül 2024'te belediyenin ödeyemeyeceği bir borcu yoktur açıklaması yapmıştır. Kaldı ki son dönemde işe alındığı söylenen ve binlerle ifade edilen rakamlar da gerçek değildir. Sonuç olarak geçmişte hata aramanın bugün gelinen noktayı çözmeye bir faydası yoktur”