Cezaevinde kaldığı sürede ‘yediği yemeğin’ parasını istediler!
Cezaevlerinde bilinenin aksine ekmek elden su gölden değil. Devlet, mahkumlardan günde yemek, yatak, su ve elektrik parası alıyor.
Cezaevlerinde bilinenin aksine ekmek elden su gölden değil. Devlet, mahkumlardan günde yemek, yatak, su ve elektrik parası alıyor. Adalet Bakanlığı, alacağının peşini bırakmıyor hükümlüye ya da vasisine tebliğ edilerek alınıyor, hükümlü fakir de olsa borcu asla silinmiyor. Ödenmeyen alacaklar illerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile mal müdürlükleri kanalıyla takip ediliyor.
Başka bir ifadeyle hükümlü, tahliye olsun ya da olmasın, fakir olsun ya da olmasın borcu asla silinmiyor. Hatta devlet borcun tahsili için kişinin mal varlıklarını soruşturuyor ve bu soruşturmayı her 6 ayda bir yapıyor ve kişinin şahsi dosyasında bekletiyor.
Uzun yıllar mahpuslarda kalanlar sonra da tahliye olanlar, cezaevlerinde kaldıkları süre içerisinde biriken yemek, yatak, su ve elektrik borçlarını günlük işlerde çalışarak ödemeye çalışıyorlar ya da ödeyemiyorlar.
3 buçuk yıl Afyon Cezaevinde tutuklu kalmış ve burada mide kanseri olmuş KHK’lı komiser Ümit Gökhasan’ın eşi Şükran Gökhasan adında bir vatandaş 8 Ekim 2020 tarihinde twitter hesabından bir paylaşımda bulunuyor ve eşinin cezaevinden çıktıktan sonra devletin onlardan yemek ve yatak parası istediğini söylüyor ve ekliyor “biz canımızla uğraşıyoruz onlar bizden para istiyor”.
Metin Taştekin adlı bir başka vatandaş da eşinin mahkum olduğunu, ancak Kovid-19 izninde bulunduğunu ve cezasının bitmesine 3 buçuk yıl olmasına rağmen para cezası tebliği gönderildiğini, eşinin işsiz olduğunu ve buna rağmen para cezası yolladıklarını ifade ediyor ve buna bir türlü anlam veremediğini vurguluyor.
Emine Ece isimli diğer bir vatandaş da: “Benden de istediler, çıkar çıkmaz hem de, fatura çok çabuk geldi, ben ödemedim şahsen ödemeyi de planlamıyorum” diyor.
Bahar isimli bir twitter hesabı da: “Benim eşim hala mahkum. Geçen icra kağıdı geldi eve. Ödenmezse hakkınızda işlem yapılacaktır diye bir şey olur mu? Ödeyecek durumda değilim” diyerek isyan ediyor.
Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Murat Ağırel'in kaldığı koğuşa 112 TL elektrik faturası gelmesinin ardından Ağırel, Twitter hesabından söz konusu faturayı paylaşarak şu ifadelere yer veriyor:
“Sayın Berat Albayrak’ı ben de destekliyorum. Normalde hayat çok ucuz. Mesela ben tek kişilik bir tecrit koğuşunda; bir kettle ve bir tv sahibi olmama rağmen 112 TL elektrik faturası geldi. Dış güçlerin işi! Yoksa bu kadar yüksek elektrik faturası nasıl gelsin?
Çok değil 2 yıl önce Toros Vergi Dairesi Müdürlüğü, 22 yıldır cezaevinde olan Mehmet Çelebi Çalan adındaki vatandaşa 3 bin 951 TL 'yiyecek bedeli' borcu çıkarmış, Çalan, borcu ödeyemeyeceğini belgelemesine rağmen talebi reddedilmişti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) raporlarında, “acil tahliye edilmesi gereken ağır hasta tutsaklar” listesinde olan Çalan’a çıkarılan borç 1934 yılında çıkartılan 2548 Sayılı "Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun”a dayandırıldı. Üzerinden 84 yıl geçen yasada, “Her mahkum cezaevinde bulunduğu müddetçe yiyecek bedelini ödemeye mecburdur” deniliyor.
Cezaevinden Mezopotamya ajansına mektup gönderen Çalan, durumu şu sözleriyle özetliyor tenkit ediyor: “Böyle keyfi ve adaletsiz bir yaklaşım dünyanın neresinde görülmüş? Bu uygulamanın sosyal ve hukuk devleti anlayışıyla ne alakası var? Bir devletin cezaevine koyduğu, özgürlüğünden alıkoyduğu, üretimden koparıp tüketici haline getirdiği bir insandan nasıl verdiği yiyeceğin parasını isteyebilir? Bu yaklaşımın insani, vicdani, ahlaki ve hukuki bir yanı var mı? Kim ne der, nasıl yorumlar bilmiyorum ama ben devletin bu yaklaşımı tek kelimeyle Utanç verici buluyorum. Devlet ödeyebiliyorsa ilk önce benden çaldığı 22 yıllık özgürlüğümün bedelini versin ki bende onun bana mecburen verdiği yiyeceğin parasını vereyim. Borçlu olan kim, alacaklı olan kim o zaman belli olur.”