Türkiye, Libya’ya radikal İslamcı vekalet savaşçısı taşıdı!
"Libya'da gerçekten durum çok karışık. Hatta Libya'da sadece askerlerimiz yok!"
Tele1 kanalında Cüneyt Akman’ın sunduğu “Zamanın Ruhu” programına konuk olarak katılan Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, Türkiye’nin Libya’daki varlığı ile ilgili önemli tespitlerde bulundu. Türkiye’nin Libya’daki varlığını ve izlediği politikayı sert bir şekilde eleştiren Ertürk, şuan Türkiye’yi yöneten iktidarın İhvan örgütünün peşine takılarak yanlış işler yaptığını, bu nedenle de Suriye, Sudan, Mısır ve Libya’da nasıl büyük kayıplar verdiğini gözler önüne serdi. Emekli Tuğamiral Türker Ertürk katıldığı programda Libya’ın durumu ve Türkiye’nin Libya’daki varlığıyla ilgili şu tespitlerde bulundu:
“Libya'da gerçekten durum çok karışık. Hatta Libya'da sadece askerlerimiz yok! Suriye'den Libya'ya taşıdığımız radikal islamcı vekalet savaşçılarımız da var. Şimdi bakınız Libya'da bir iç savaş var. Türkiye bu iç savaşa müdahil oldu. Peki doğrusu neydi? Bu iç savaşa müdahil olmamalıydı.. Libya'nın bütünlüğüne oynamalıydı.
Hatta 2011'den beri Türkiye Libya'da yanlış işler yapıyor. Peki 2019'da biliyorsunuz Libya'nın batısıyla imzalandığı tarihte sadece Libya'nın yüzde 6'sını kontrol eden Trablus yönetimiyle bir Deniz Yetki alanları mutabakat muhtırası yapıldı ve hemen arkasından askeri işbirliği anlaşması geldi. Zaten Libya'nın iç savaşına müdahildik daha meşrulaştırdık bunu.
Şimdi iktidar, 2002'den 2019'a kadar Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarına sahibiyet konusunda parmağını oynatmadı ama bu süre içinde Doğu Akdeniz çanağında bulunan bütün ülkeler çalıştı.. Aralarında anlaşmalar yaptılar ama iktidar hiçbir şey yapmadı.. Yapmadı, yapmadı, yapmadı 2019'da birşey yaptı. Bunu Türkiye kamuoyuna şöyle sattı; "Ben Deniz Yetki alanları anlaşması yaptım, sınırlandırma anlaşması, mavi vatana sahip çıkıyorum onun için Libya'yla anlaştım" dedi.
Peki doğru muydu? Hayır, doğru değildi. Çünkü gerçekten mavi vatan peşinde olsaydı, 2003'te, 2004'te, 2005'te yapılması gereken Devlet aklının yap dedikleri.. Kim dedi ona? Genelkurmay dedi, Türk Deniz kuvvetleri dedi, Dışişlerinin mobinke uğratılmadan, imha edilmemiş diplomatları dedi, ama iktidar yapmadı bunları..
Niçin yapmadı? Avrupa birliğiyle ilişkilerini bozmak istemedi.. Avrupa birliğinin desteğinde Türk askerine aydınına operasyon yapıyordu.. Onun için Libya iç savaşına müdahil oldu ve mavi vatan aşkıyla bunları Türk halkına satmaya çalıştı. Tabi bizim için bunlar inandırıcı değil.
Şimdi Libya'da iç savaş başka bir noktaya doğru gidiyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Libya'nın batısıyla doğusu bir ateşkes anlaşması yaptılar. Türkiye'deki iktidar bu ateşkes anlaşmasından memnun değildi. Hatta savaşı sürdürmek, şimdi bugün Cufra-Sirte hattında bir askersizleştirilmiş bir hat var, kırmızı çizgi var.. Oradan doğuya doğru batının geçmesi mümkün değil ve işte oraya destek sağlıyor. Kim sağlıyor? Mısır sağlıyor, Rusya sağlıyor, Birleşik Arap Emirlikleri sağlıyor, Fransa sağlıyor.. Neredeyse Katar hariç bütün Arap dünyası var.
Şimdi Libya'nın Trablus'unda da işler karıştı. Şu anda Misrata milisleri darbe yapmaya kalktı. Hatta şu anda karışıklık devam ediyor. Fayez'i devirmeye kalktılar ve işin kötüsü bunların arkasında kim var biliyor musunuz? Biz tabi bunları nerden öğreniyoruz? Türk basınında bunu görebilmek mümkün değil çünkü ağır bir sansür var. Açık kaynaklardan, dünya basınından, Arap basınından bunları öğreniyoruz. Kim var? Fethi Başağa var.. Bizim iktidarın desteklediği İhvancı, içişleri bakanı hatta çok sık Türkiye'ye geliyor.
Şöyle suçlama yapıyorlar; Fayez'den iktidardan izin almadan Türkiye'ye geliyor diye ve Türkiye'deyken Fethi beyi görevden alıyorlar ve hatta darbenin arkasında onun olduğunu söylüyorlar..
Yine ben size açık kaynaklardan öğrendiğimi söyleyeyim.. Darbenin bir anlamda arkasında Türkiye'deki iktidar var diyorlar. Çünkü İhvanı destekliyor, İhvan güç kaybediyor.
Ben dedim ki; iktidar yanlış işler yapıyor. Bakınız Suriye'de İhvan kaybetti, iktidar İhvan'ın peşindeydi. Sudan'da İhvan kaybetti, iktidar İhvan'ın peşindeydi. Mısır'da İhvan kaybetti, iktidar İhvan'ın peşindeydi.. Bugün Sisi'yle kavga ediyor. Peki Türkiye'nin Mısır'la kavga etmesinin bir nedeni var mı? Hayır. Çünkü Doğu Akdeniz hareket alanında, Akdeniz çanağında, Mavi vatan ulusal hedefimize erişebilmek için en önemli ortağımız bizim Doğu Akdeniz'in güneyinde bulunan, tarihsel bağlarımızın bulunduğu Mısır.
Mısır'la anlaşmak lazım. Peki Mısır bizimle anlaşmak istiyor mu? Evet. Mısır da bizimle anlaşmak istiyor. Peki iktidar Mısır'la niçin anlaşmadı? Çünkü Sisi'ye düşman. Peki niçin düşman? Yani Türkiye'nin çıkarları, Türkiye'nin güvenliği Sisi'ye düşmanlığı gerektiriyorsa, biz de düşman olalım. Gerektiriyor mu? Hayır. İktidar İhvancı olduğu için bunu yapıyor.
İktidara dedik ki, bakın yanlış taraftasınız. İhvanın peşinde olmayın. İhvan Libya'da da kaybedecek. Bugün İhvan Libya'da da kaybediyor, biliyor musunuz? Biz şu anda Trablus sokaklarında bunun itiş kakışını görüyoruz.
Şimdi öyle bir kötü durumdayız ki, biz Libya'nın birliğine de oynamadığımız için Deniz Yetki alanları sınırlandırma anlaşmasını Libya'nın batısıyla yaptık, ama şöyle birşey var; Libya şimdi bölünmüş durumda. Peki Türkiye ile karşılıklı gelen sahiller nerede? Libya'nın doğusunda. Kimin kontrolünde? Hafter’in kontrolünde. Kimin kontrolünde? Tobruk meclisi'nin kontrolünde.. Atina'nın kontrolünde.. Hatta biliyorsunuz sadece iktidarın imzalaması yetmez, bunun meclisten geçmesi lazım.. Libya meclisinden geçmedi”.