Terörsüz Türkiye raporları Meclis Başkanlığı’na sunuldu! Saraydan ilk değerlendirme geldi
AK Parti, MHP, DEM Parti ve CHP’nin Meclis Başkanlığı’na sunduğu raporların ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, geçiş sürecinde “demokrasi pazarlığı” tartışmalarına kapı kapattı.
Terörsüz Türkiye Süreci kapsamında, Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan dönemde dinleme faaliyetlerinin sona ermesinin ardından AK Parti, MHP, DEM Parti ve CHP raporlarını Meclis Başkanlığı’na teslim etti. Raporların sunulmasıyla birlikte partiler arasında da karşılıklı değerlendirmeler hızlandı. MHP, AK Parti raporunun bir bölümünün kendi raporuyla “tam paralellik” taşıdığını belirtirken, CHP raporunu eleştirdi. DEM Parti ise MHP raporunun özellikle Bahçeli’nin dili ile zıt bir çizgide olduğunu savunarak hem MHP’ye hem de CHP raporuna yönelik eleştirilerini dile getirdi.
Parti temsilcilerinin birbirlerinin raporlarına ilişkin eleştirileri sürerken, Saraydan süreçle ilgili ilk değerlendirme Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Mehmet Uçumdan geldi. Uçum, sosyal medya hesabında her hafta paylaştığı Pazar Yazısında sürece dair yaklaşımını aktararak, geçiş dönemine ilişkin başlıklarda çerçevenin “makul ve gerçekçi” bir zeminde korunması gerektiğini vurguladı.
“Geçiş Sürecinde Demokrasi Pazarlığı Olmaz”
Mehmet Uçum, yazısında “geçiş sürecinde bir demokrasi pazarlığı” olmayacağını ifade ederken, bu yaklaşımın demokrasiyi geliştirme hamlelerinin ertelendiği şeklinde okunmaması gerektiğini de belirtti. Uçum’a göre geçiş sürecinin kendisi, demokratik siyaset alanını genişleten ve demokrasiye katkı sunan “tarihi bir gelişme” niteliği taşıyor. Buna rağmen kapsamlı bir demokrasi ve hukuk reformu için gerekli şartların, geçiş sürecinin tamamlanmasıyla oluşacağını savunuyor.
“Anayasaya Aykırılık” Riskine Karşı Uyarı
Uçum, yasal düzenlemeler gündeme geldiğinde çerçevenin kritik bir sınırı olduğunu özellikle işaret etti: Düzenlemelerin anayasaya aykırılık iddiası doğuracak bir hüküm içermemesi gerektiğini belirtti. Bu riskin ortaya çıkmaması için, yazısında PKK unsurları ile DEM Parti temsilcilerine “büyük görev” düştüğünün altını çizdi; geçiş sürecinin dili ve önerileri bakımından “en üst perdeden” taleplerin toplumsal rıza zeminini tahrip edebileceğini ifade etti. Yazıda ayrıca, geçiş sürecini yöneten devleti “düşmanlaştırma dili”nin kabul edilemeyeceği, “imkânsız” taleplerin süreci aksatacağı ve süreci sabote etmeye dönük tutumlara karşı açık tavır alınması gerektiği vurgulandı.
Uçum’un metninde “Durum nettir” ifadesiyle dikkat çektiği bölümde ise, “tüm unsurlar bakımından 27 Şubat çağrısının bağlayıcı olduğu” ve bu çerçevenin dışına çıkılmaması gerektiği belirtilirken, Suriye’de 10 Mart mutabakatına “mutlak uyum” şartı da vurgulandı.