Suriye'deki çatışmalar nasıl okunmalı, neler yaşanacak?
Suriye’deki çatışmaların sonucunda rejim ile kendilerini Suriye Milli Ordusu olarak adlandıran silahlı muhalifler arasında bir paylaşım haritası çizilebileceğini belirten Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, bölgeye dair merak edilenleri yanıtladı.
Suriye’de rejim ile kendilerini Suriye Milli Ordusu olarak adlandıran silahlı muhalif güçler arasında yaşanan çatışmalar sürerken bölgede neler yaşanacağı merak ediliyor. Yaşanan çatışmalara İran ve Rusya’nın müdahale edip etmeyeceği de merak edilen konular arasında.
Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, bölgede yaşananlara ve muhtemel senaryolara yönelik değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı. 27 Kasım 2024 sabahı başlayan saldırıların sürpriz olmadığını belirterek sözlerine başlayan Oruç, “Bölgeyi yakından takip edenler, başta İdlip olmak üzere Suriye Milli Ordusu kontrolündeki bölgelerde son zamanlarda bir harekat hazırlığı olduğunu bildirmekteydi. Hatta rejim muhalifi silahlı güçlerin hazırlığının, Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde belirli alanları defakto olarak elinde tutan terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik bir operasyon beklentisinden bağımsız olarak devam ettiği ve bu operasyonun yaklaşık 6-7 hafta önce başlamasının planlandığı ifade edilmiştir” dedi.
NEDEN 27 KASIM?
Çatışmaların 27 Kasım itibarıyla başlamasıyla ilgili de konuşan Oruç, “Bölgedeki koşulların uygun olmaması nedeniyle operasyonun 27 Kasım tarihine ertelendiği anlaşılmaktadır. 27 Kasım sabahı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve ona muzahir gruplar tarafından Halep’in batısında bulunan bölgelerdeki rejim güçlerine ve Şii milislere yönelik bir saldırı başlatıldığı duyuruldu. Bu saatten sonra bölgedeki statüko çok hızlı değişmeye başladı. Zira HTŞ fazla bir direnişle karşılaşmadan Halep’e kadar ilerlediği gibi, buradaki rejim güçlerinin geri çekilmesiyle Halep’in ele geçirilmesinden sonra daha güneye doğru ilerlemeye başlandı” ifadelerini kullandı.
Zamanlamada Rusya ve İran’ın kendi sorunları nedeniyle bölgede yeterince güçlü olmayışının da etkili olduğunu belirten Oruç, “Bu tercihin ne kadar doğru olduğu, rejimin arkasındaki güçler olmadan HTŞ’ye karşı direnememesinden de anlaşılmaktadır. Hatta bu hızlı bozgunun Suriye ordusu içerisindeki fay hatlarını tetiklediği ve bu görüş ayrılığının ordu içerinden Esad’a yönelik bir darbe girişimine yeltenilmesine kadar gittiği anlaşılmaktadır” dedi.
PKK/YPG’nin Mümbiç’ten Tel Rıfat’a doğru bir koridor oluşturmak istemesi üzerine Suriye’nin kuzeyinde haritanın yeniden değiştiğini ifade eden Oruç, “Türkiye ile Rusya arasında İdlib’te gerilimin düşürülmesine yönelik yapılan anlaşma gereği belirlenen alanda muhaliflerin kontrol ettiği topraklar önce Halep’e, oradan da daha güneye doğru genişlemiştir” diye konuştu.
HTŞ KİMDİR?
Oruç değerlendirmelerinde HTŞ’nin hedeflerinin ne olduğuna da değindi. Oruç, “HTŞ içerdiği radikal unsurlarca pek çok devlet tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Türkiye de HTŞ’yi 2018 yılında terör örgütü olarak ilan etmiştir.
HTŞ’nin içerisinde bilindiği kadarıyla El Nusra Cephesi, Ensaruddin Cephesi, Ceyşu’s-Sünne, Liva El-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi gibi bir zamanlar El Kaide, Daeş hatta Taliban’a tabi unsurlar bulunmaktadır. Ancak özellikle 2019 yılından sonra İdlib’teki gerilimi azaltma bölgesi sınırları içerinde HTŞ defakto bir yönetim kurmuş ve içerisindeki radikal unsurları absorbe ederek daha çok bölge halkının imarına yönelik çalışmalar yürütmüştür. HTŞ’nin bu süre içerisinde askeri kapasitesini de arttırdığı, rejim ve Hizbullah ve diğer Şii milislerden ele geçirilen silah ve teçhizatın yanı sıra diğer devlet dışı silahlı aktörlerde gözlemlendiği gibi kendi silahlarını yapar hale geldiği görülmektedir” ifadelerini kaydetti.
NE OLACAK?
Oruç, bölgede yaşanacak gelişmelere yönelik ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“Şimdi tüm gözler rejimin hızla geri çekilmesine rağmen, bir noktadan itibaren gerilemesinin durup, İran, Rusya ve hatta Irak’tan gelecek destekle tekrar kuzeye doğru ilerleyip Halep’i yeniden geri alıp alamayacağına çevrilmiş durumdadır. Bölgelerden gelen haberler rejimin beklediği desteğin mevcut konjonktürde gelmesinin çok kolay olamadığı, dolayısıyla Halep’i yeniden ele geçirmenin ötesinde elindeki toprakları tutmasının bile zor olduğu şeklindedir.
Anlaşıldığı kadarıyla Suriye’de kartlar yeniden karılacak ve rejim ve silahlı muhalif güçler ellerinde tuttukları bölgelere göre yeniden bir paylaşım haritası çizeceklerdir. Çizilecek bu haritanın da olası bir anlaşma durumunda esas alınacağı ve tarafların ellerindeki tuttukları topraklara göre temsil edileceği muhakkaktır.
Dolayısıyla HTŞ’nin ve diğer muhalif güçlerin karşılarına kuvvetli bir direniş çıkana kadar ilerlemeye devam edecekleri, bu arada başta Halep olmak üzere kurtarılan şehirleri de ellerinde tutmak isteyecekleri değerlendirilmektedir”