Al Ain Özel! Suriyeli gazeteci Kassargian: ABD, Ankara’nın verilen izni zorladığını düşünüyor
Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası operasyonuna karşı ABD-Rusya ve Şam’ın tavrını, özellikle son bir haftada yaşanan değişimleri Şam’da yaşayan Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian ile konuştuk.
Türkiye’nin Suriye’ye yönelik operasyon açıklamaları ve askeri hazırlıkları devam ederken, Suriye’de kontrol sahibi olan ülkelerden ABD’nin bu operasyona ilişkin yaklaşımının değiştiğine yönelik işaretler de gelmeye başladı. ABD’den gelen mesajlardaki bu değişimi, Rusya ve Suriye’nin tutumunu Şam’da yaşayan Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian ile konuştuk.
Kassargian, Suriye’de yaşanan iki müttefiğin gerilimini, “ABD, Suriye’de destek verdiği güçlerin PKK değil, YPG ve Suriye’de yaşayan diğer etnik kökenlerden oluşumlar olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin ‘sizin de terör örgütü olarak kabul ettiğiniz PKK’ya destek veriyorsunuz’ suçlamalarını reddediyordu. Ancak, bu grupların PKK ile aynı ideolojiye mensup oldukları biliniyordu.” ifadeleri ile analiz etti.
Kassargian, Bu gerilimin büyümesinin ve Ankara’nın ısrarlarının ardından ise ABD’nin tavrında kimi değişiklikler yaşandığını da, “ABD, Türkiye’nin çok ısrarcı olması üzerine, ‘PKK hedef alınacaksa kimi noktaların vurulmasına izin veririm’ demiş ve Ankara’da zaman zaman bu izne ilişkin bilgilendirme yaparak kimi noktaları İHA saldırıları ile hedef almıştı.
Kimi PKK yöneticilerinin bu çerçevede öldürüldüğü biliniyor.” sözleri ile belirtti.
“ANKARA, KENDİSİNE ÇİZİLEN SINIRI ZORLADI”
Suriyeli gazeteci, ABD’nin kısa süre içerisinde tavır değiştirmesini ise Ankara’nın verilen iznin ötesine geçmeye çalışması ile açıklıyor, “Sonradan Türkiye yeni bir aşamaya geçti ve SDG’yi hedef aldı. Altyapı tesislerini vurdu, ki, son saldırıda hedef alınan petrol rafinerisi bu başlıkta ele alınabilir. Bu da, ABD’nin aslında Türkiye’ye göz yuman bakışının bir adım ileri gittiğini gösteriyordu. Şu an gelen açıklamalar, bu bahiste Türkiye’nin kendine tanınan iznin ilerisine geçme isteği ile alakalı olduğu anlamına geliyor. Yani ABD, Türkiye’nin kimi noktaları vurmasına göz yumduğunu, ancak bu saldırıların SDG’ye daha kalıcı hasar vermeyeceğinin de bilinmesini istiyor.”
“ABD, SDG’NİN GERÇEKTEN ZARAR GÖRMESİNE İZİN VERMEZ”
Kassargian, ABD’nin sıkça kullandığı “IŞİD’le mücadele” argümanını da, “Açıklamalarda adı anılan, ‘IŞİD’le mücadele’ kısmı da ABD’nin bölgede bulunmasını meşrulaştırmak için kullandığı siyasi argümanı. Son yıllarda bölgede IŞİD’e karşı bir mücadele de verilmiyor. Ama ABD bu gerekçeye yaslanmak zorunda.” diyerek açıkladı.
Suriyeli gazeteci, ABD’nin Türkiye’nin geniş bir operasyonuna izin vermeyeceğini ise şu ifadelerle dile getirdi: “Bu çerçevede ABD, SDG’nin vurulmasına izin verirse, Suriye’de bulunma meşruiyetinin yok oluşuna da yol açacak. Bu durum, ABD’nin Suriye’de bulunma gerekçesini daha zor durumda bırakır. Şu an ABD, SDG’ye destek vererek IŞİD’le mücadele ettiğini söyleyerek aslında Şam’a yönelik bir baskı mekanizması kurmuş durumada. Bu baskı da, SDG’nin güç yitirmesi ile anlamını kaybedecek. Şimdilik SDG’den vazgeçme şansı yok, o yüzden Türkiye’ye sınırlı izin vermek dışında çıkışı yok. Türkiye’yi de karşıya almak istememesi sebebi ile bir denge politikası güdüyor, verdiği izin de Ankara’yı bu çerçevede kalmaya motive etmeye yönelik.”
“RUSYA, SAHADA EN ZOR DURUMDA OLAN GÜÇ”
Kassargian, Rusya’nın durumunun ise daha güç olduğunu belirtti: “Türkiye, kararlı olduğunu gösterirse, Rusya itirazlarını yumuşatır. Rusya, Türkiye’ye başka bir müzakere yöntemi ile destek veriyor. Ankara’ya, ‘yavaş ol’ diyor, ve SDG’nin kontrol ettiği toprakları Suriye’ye çatışmasız biçimde bırakmasını sağlamaya çalışıyor. Ankara’nın bu toprakların şeklen değil de, gerçekten Suriye’ye devrine sıcak baktığını da artık biliyoruz. Ancak, Ankara’nın burada ısrarı, bu toprakların şeklen değil, gerçekten Suriye’ye bırakılmasına yönelik. Burada da Ankara’nın değişen tavrını görüyoruz. Eskiden bu toprakları Suriye’ye devri Rusya’nın talebi idi, Ankara bunu destekleyen bir pozisyon almaktan oldukça uzaktı. Suriye’de kamuoyunun Türkiye’nin olası operasyonuna yönelik ciddi bir tepkisi var, Rusya’nın Ankara’ya açık destek verememesinin önünde bu da çok güçlü bir etken. Şam için de bu tablo desteklenebilir nitelikte değil. Bir yandan müzakere çağrıları gelirken, diğer yandan da yeni bir operasyondan bahsedilmedi. Burada en güç durumda olan Rusya, hem Ankara, hem de Şam’ı incitmeden ilişkilerin devamlılığını sağlamaya çalıştığı için”