Sudan Barışa Umut Bağladı: Halk, İhvan Tehdidine Karşı Ne Kadar Güvende?
Sudan halkı yıllardır süren savaşın ardından, barışa dair zayıf da olsa umut ışığı yakaladı. Ülkenin geleceğini yeniden şekillendirmeye çalışan çevrelerin gölgesinde kalabilir. En büyük endişe Müslüman Kardeşler’in (İhvan) süreci sabote etme olasılığı.
Üç Aylık Ateşkes İçin Son Aşama
ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Başdanışmanı Musad Lulies, dün yaptığı açıklamada Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) üç ay süreyle geçerli olacak bir ateşkesi kabul ettiğini duyurdu.
Anlaşma, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Suudi Arabistan ve Mısır’ın yer aldığı Dörtlü Grup tarafından 12 Eylül’de açıklanan plan temelinde yürütülüyor.
Lulies, tarafların temsilcilerinin bir süredir Washington’da bulunduğunu ve teknik ayrıntıların görüşüldüğünü söyledi.
ABD’nin öncülük ettiği planın amacı, sadece geçici bir sessizlik değil; denetim ve uygulama mekanizmalarıyla güvence altına alınmış, kalıcı bir barış sağlamak.
Yetkili, savaşın uzamasının bölgesel istikrarı ve Kızıldeniz’deki deniz trafiğini tehlikeye attığını vurguladı.
Barışın Anahtarı: Silahların Susması
Sudanlı siyasetçiler, ateşkesin başarıya ulaşması için öncelikle savaşın tamamen durması gerektiğini belirtiyor.
Sudan Kongre Partisi Siyasi Sekreteri Şerif Muhammed Osman, Al-Ain Türkçe’ye yaptığı açıklamada,
“Barışa karşı çıkan küçük bir azınlık var; ancak bu grup Sudan halkının iradesini yansıtmıyor,”
dedi.
Osman, Dörtlü Grup’un girişimiyle başlayan sürecin, uzun süredir bölgesel çekişmeler nedeniyle ilerleyemediğini, ancak bugün “gerçek bir fırsat” doğduğunu söyledi.
“Milyonlarca Sudanlı savaşın bedelini ödüyor. Bu sesler artık duyulmalı,”
ifadelerini kullandı.
Ona göre bu ateşkes, ülkedeki savaş döngüsünü kıracak kalıcı barışın ilk adımı.
İhvan ve Savaş Lobilerine Dikkat
Acil Durum Avukatları grubunun yürütme kurulu üyesi Muhammed Salah, mevcut uluslararası ilginin Sudan için “tarihi bir fırsat” olduğunu, ancak aynı zamanda ciddi bir risk taşıdığını belirtti.
“Bu ortam, barış sürecini baltalamak isteyen gruplar tarafından istismar edilebilir. Halkın duyguları üzerinden yeniden kutuplaşma yaratmak isteyenler var,”
dedi.
Salah, Dörtlü Grup’un 12 Eylül’deki açıklamasının insani yardımı öne çıkardığını ve İslamcı milislerin süreçten dışlanması gerektiğine dikkat çekti.
“Sudan halkı büyük acılar yaşadı. Halkın çoğu ateşkesi destekliyor, karşı çıkan küçük bir kesim ise İhvan’a ve savaşın sürmesinden çıkarı olan çevrelere bağlı,”
diye konuştu.
Salah’a göre bu gruplar, kabile çatışmaları çıkararak, silahlı eylemler düzenleyerek veya halk arasında propaganda yaparak ateşkesi sabote etmeye çalışabilir.
Bu nedenle tarafların kontrolü elden bırakmaması ve disiplinsiz unsurları hemen cezalandırması gerektiğini söyledi.
“Sürecin çökmesi, Sudan’ın parçalanması ve insani felaketin büyümesi anlamına gelir,”
uyarısında bulundu.
Ortak Sorumluluk: Barışı Korumak
Salah, barışın kalıcı hale gelmesi için her kesimin ortak sorumluluk taşıdığını vurguladı.
Ordunun ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin disiplini koruması, intikam çağrılarına kapılmaması; sivil toplumun ise nefret dilini reddedip barış kültürünü güçlendirmesi gerektiğini söyledi.
“Sudan halkı artık yıkımı değil, yeniden inşayı konuşmalı. Adalet ve hesap verebilirlik üzerine açık bir diyalog başlatmanın zamanı geldi,”
diyerek sözlerini tamamladı.
AL-AİN HABER MERKEZİ – ÖZEL / 4 Kasım 2025