Emekli komutundan İdlib hakkında çarpıcı açıklamalar
Türkiye'nin İdlib'de 36 askerini kaybetmesine yönelik tepkiler sürüyor. Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, İdlib'e Türk askerinin gönderilmesini sert bir biçimde eleştirdi
Türkiye'nin İdlib'de 36 askerini kaybetmesine yönelik tepkiler sürüyor. Emekli Tuğamiral Türker Ertürk, İdlib'e Türk askerinin gönderilmesini sert bir biçimde eleştirdi ve "İdlib’e birlik göndermek bir intihardı" ifadelerini kullandı.
Ertürk, şunları söyledi:
"Türkiye öncelikle kendi güvenliğini, sınırlarının güvenliğini sağlasın, ekonomik kaynaklarını 80 milyonun refahı için kullansın. Yapması gereken bu, ama hem Suriye’de hem Libya’da yanlış işler peşinden koşuyor. Bu kafada gidersek daha çok acı çekeriz. Birçok insan evladını kaybetti. Kim ödeyecek bunun hesabını?"
Samanyoluhaber sitesinin aktardığına göre Ertürk, eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:
"İdlib'e hava üstünlüğü, hava sahasının kontrolü karşı taraftayken; yakın hava desteği veremiyorken oraya birlik göndermek intihar etmektir. İktidar resmen bunu yaptı. Bir an önce yanlışlardan dönülmesi gerekiyor. Ama iktidar 'öc alacağız, rövanş alacağız, kanını yerde bırakmayacağız' söylemleriyle ilerliyor. Mesele anlaşılmamış. Bu kafada, bu rotada seyredersek acı çekeriz. Ortadoğu bataklığında, zaten ekonomik iflastayken kaynaklarımızı orada tüketiriz, evlatlarımızın canını veririz. Biz orada hangi siyasi hedef peşinde koşuyoruz ki? İdlib’de yanlış işler yapıyorlar, yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışıyorlar. Yanlışta hâlâ ısrar ediyorlar. Bu, bir şekilde satranç oyunuydu: Amerika’nın hamlesiydi İdlib. Ve Amerikalılar başarılı oldu. Nedir bu başarı, Türkiye’yi Rusya’dan tekrar kopardılar, kendi tarafına aldılar. ABD Suriye’deki hedeflerine ulaştı, Rusya da ulaştı. De facto olarak birbirlerinin çıkarlarını tanıma durumu söz konusu.
Türkiye’nin güvenliği peşinde koşabilirlerdi. Esad yönetimiyle anlaşabilirlerdi. TSK’yi sınırlarımıza çekebilirlerdi. Sığınmacı akınını engelleyecek koordineli girişimler yapabilirlerdi. İhvanın peşinden koşmayabilirlerdi. Afrin’de, İdlib’i içine alacak şekilde İhvancı bir radikal sunni otorite, otonom yönetim peşinde koşmayabilirlerdi. Çünkü bizim ülkemizin çıkarları, güvenliği bunların politikalarıyla çelişiyor. 2011 Mart’tından itibaren hep yanlış işler yaptılar. Yanlışlarla oluşan Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden sonuçları yine başka yanlışlarla çözmeye çalıştılar. 2020’nin Şubat ayındayız hâlâ kötü sonuçlar yaşatıyorlar. Bu kötü sonuçları düzeltebilmek yine mümkün, ama görüyorum yine yanlış işler peşindeler."