Soylu: ‘Hazırlığımız İstanbul depremineydi’ açıklamamın sonraki bölümünü kestiler!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi” sözlerine ilişkin olarak, "Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi'den sonraki bölümü bilerek kestiler" açıklamasını yaptı.
‘Deprem yalanlarını çoğaltmak için mücadele edenler var.’ diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Twitter hesabından, daha önce açıkladığı sözlerinin kesilerek verildiğini ifade ederek bir açıklamada bulundu.
Soylu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Topyekûn beraber depremin yaralarını sarmak için mücadele ederken deprem yalanlarını çoğaltmak için mücadele edenler var. Allah’a havale ediyoruz “Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi”den sonraki bölümü bilerek kestiler 50. saniye sonrası manipülasyona maruz bırakılanlara" ifadesini kullandı.
Soylu paylaşımında şunları kaydetti:
‘2019 YILINDA HAZIRLIKLARIMIZDAN BİR TANESİ DE MARAŞ’TA OLDU’
Türkiye AFAD kurulduğundan beri 99 depreminden itibaren deprem hazırlıklarını sürdürüyor. Hem yapısal stoğunu yenilemeye çalışıyor hem de özellikle depremle karşı karşıya kaldığımız zaman devletin kapasitesinin, devletinin gücünün nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalışıyor.
Son 3-4 yıldır da yaklaşık 106’nın üzerinde akredite arama- kurtarma ekibi yaptık. Türkiye’de bir potansiyeli harekete geçirebilmek… Bizim hazırlığımız aslında İstanbul depremiydi Ahmet Hakan. İstanbul depremiyle karşı karşıya kalırsak, bu İstanbul depreminde milletimize nasıl ulaşırız, yardımcı oluruzun ben bütün değerlendirmelerimde de, arkadaşlarımla konuşmalarımda da yaptığımız toplantılarda da hep hedeflememizin bu olduğunu ortaya koydum. Fakat Kahramanmaraş hattı da Doğu Anadolu Fay Zonu da veya İzmir de bizim için önemli alanlardan bir tanesiydi. 2019 yılında yaptığımız hazırlıklardan bir tanesi de ilk il risk azaltma planını Kahramanmaraş’ta yaptık.
‘97 BİN DEPREM TATBİKATI YAPTIK’
2025 - 2026’da bitmesi lazım gelen Türkiye Afet Risk Azaltma Planı’nın ilkini burada başladık. Orada o planın bütün illerde acilen yapılması gerektiğine Kahramanmaraş’ta karar verdik. 2021 sonu, 2022 başında bütün bu planların tamamı bütün illere yönelik bitirdik. 2022 yine İstanbul depremi veya diğer depremler çekincemizden Deprem - Afet Eğitim Yılı ilan ettik. 2023 yılını Afet Tatbikat Yılı ilan ettik. Bu da yaklaşık 51 binin üzerindeki sadece deprem hazırlık anına yönelik bir tatbikat.
Bütün alanlarda, siz bilmiyorsunuz ama Mersin Akkuyu Nükleer Santrali, bütün madenler, hastaneler dahil olmak üzere Türkiye’de ne kadar riskli olabilecek alan varsa hepsiyle ilgili Kültür Varlıklarımızdaki depremle karşı karşıya kaldığımızda yapılabilecekler dahil olmak üzere 97 bin deprem tatbikatı yaptık.
‘TÜRKİYE’NİN AFET GÖNÜLLÜSÜ DİYE BİR ŞEY YOKTU’
Türkiye’nin afet gönüllüsü diye bir şey yoktu, 650 bin afet gönüllüsü oluşturduk. Deprem destek gönüllüsü diye bir şey yoktu, deprem destek gönüllüsü diye bir şey oluşturmaya çalıştık.
Son üç yılda özelikle 2020 Ocak ayında Elazığ depreminden sonra hangi tecrübeyi yaşamışsak, o tecrübeden elde ettiğimiz bütün sonuçları sistemimize aktarmaya çalıştık. Bugün sahada karşılaştığımız, arama- kurtarma yapan veya beslenme gruplarında olan veya başka gruplarda olan bütün arkadaşlarımızı bu süreçte hep beraber motivasyona doğru sevk etmeye, devletin bu kapasitesini sadece bizim yaptığımız değil aynı zamanda bütün kurum ve kuruluşlarla, Çevre, Şehircilik Bakanlığı’ndan Aile Bakanlığı’na; Ulaştırma Bakanlığı’ndan Devlet Su İşleri’ne, Orman Bakanlığı’na, MSB’den, jandarma ve emniyete kadar her birinin kapasitesini yükseltmeye çalıştık.
Hem bu birimleri arama- kurtarma kapasitesi ortaya koyduk mümkün olduğu ölçüler içerisinde. Bütün bunları yaparken de tek bir şeyi düşündük. Türkiye afet bölgesidir, Türkiye’de deprem olacaktır, sel olacaktır, orman yangınları olabilecektir, Türkiye’de heyelan, kaya düşmesi gibi diğer afetlerle karşı karşıya kalacaktır. Türkiye’nin bölgeleri bu anlamda birkaçını birden yaşayan, bir bölge sadece birine maruz kalabilen bir doğal afetlerle, depremlerle karşı karşıya kalmış olan bir ülkedir.
Onun için bizim yapmamız gereken hem bu konulardaki, ırmaklarda, derelerde rehabilitasyon veya oralarda alınması gereken tedbirleri alabilmek, hem de onu n dışında depreme yönelik hem yapı stoğunun değişmesi ve bir taraftan da vatandaşımıza deprem anından neler yapılabileceğini anlatmaya yönelik bir çabayı ortaya koymak, Türkiye’nin kapasitesini geliştirebilmek."