Salık: Türkiye’nin doğalgaz ihracatçısı olması, uzun vadeli bir politikanın parçası | Al Ain Türkçe Özel
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Nuri Salık, Türkiye’nin Macaristan’a doğalgaz ihraç edecek olmasının uzun vadeli bir politikanın parçası olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 2017 yılında başlattığı stratejik enerji planları ve altyapı hamleleri, Türkiye’yi Avrupa’nın enerji arz güvenliğine katkı sağlayan bir ülke haline getirdi.
Geçtiğimiz pazar günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Macaristan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Türkiye’den Macaristan’a doğalgaz ihracatı konusunda anlaşmaya varıldığı açıklandı.
Bu ihracat ile Türkiye ilk kez sınır komşusu olmayan bir Avrupa ülkesine boru hatlarıyla gaz ihracatı gerçekleştirmiş olacak.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nuri Salık, Türkiye’nin dış politikada attığı söz konusu adımları Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Türkiye’nin sınır komşusu dahi olmayan bir ülkeye doğalgaz ihraç edebilir hale gelmesinin Türkiye’ye sağlayacağı katkılara ilişkin konuşan Salık, bu gelişmeyi kritik olarak yorumladı.
“BU DURUM, ORTA UZUN VADEDE ÇOK BOYUTLU DIŞ POLİTİKAYI TAHKİM EDECEKTİR”
“Enerji ithalatçısı bir ülke olan Türkiye’nin enerji ihracatına paydaş olması Türkiye’ye ekonomik olarak rahat nefes aldıracaktır” diyen Salık, “Türkiye, benzer bir rahatlamayı 1970’li yıllarda Kerkük-Yumurtalık boru hattının açılmasıyla yaşamıştı. Macaristan’a gaz ihracatı meselesini, Rusya lideri Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rus gazının arzı noktasında daha önceden vardıkları mutabakatla birlikte okuyunca tablo daha da netleşiyor. Bu tabloda Türkiye’nin Avrupa enerji pazarındaki rolü artacak ve Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle pazarlık gücü artacaktır. Türkiye’nin doğalgaz hatlarını bu denli kontrol etmesi, Türkiye’nin jeopolitik önemini artıracak ve ekonomik durumunun iyileşmesine katkı sağlayacaktır. Bu durum orta uzun vadede Türkiye’nin izlediği müstakil ve çok boyutlu dış politikayı tahkim edecektir. Zira soğuk savaş yıllarından beri Türkiye’nin zayıf karnı enerji ihtiyacıdır. Bu zayıflığın giderilmesi Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde elini güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşı sırasında enerji arzı konusunda yaşanan sıkıntılara rağmen istikrarını koruyabilmesine de değinen Salık, bu politikanın uzun vadeli bir çalışmanın parçası olduğunu dile getirdi.
“Enerji meselesi Türkiye’nin Soğuk Savaş yıllarından beri yumuşak karnını oluşturuyor” diyen Salık, şunları kaydetti:
“TÜRKİYE, ENERJİ PİYASASINDA ÖNE ÇIKAN BİR AKTÖR”
“Bu mesele özellikle 1973 petrol krizinin ardından Türk siyasetini meşgul etmeye başladı. Artan petrol fiyatları Türkiye’nin cari açığının patlamasına ve ekonomik krizlere neden oldu. Enerji arzı güvenliği bu dönemden beri Türkiye’nin öncelikleri arasında çünkü Türkiye’nin cari açığının temel nedeni enerji ithalatı. Bu çerçevede, AK Parti döneminde enerji arzı güvenliği için pek çok adım atıldı. Özellikle Doğu Akdeniz denklemine müdahil olma, Libya ile imzalanan deniz yetki anlaşması önemli bir dönüm noktası oldu. Bununla eş güdümlü olarak Türkiye Karadeniz’de doğalgaz arama faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervleriyle ilgili pek çok müjde verdi. Bu girişimler somut projelerin ortaya çıkmasını da sağladı Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi bunlardan bir tanesi. Dolayısıyla Türkiye’nin doğalgaz ihracatçısı olma planı uzun vadeli bir politikanın parçası diyebiliriz. Türkiye’nin kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdiği arama faaliyetlerinin yanı sıra Rusya ile kurulan ilişkiler de bu çerçevede değerlendirilmeli. Bütün bunlara bakınca hedefleri iyi belirlenmiş bir stratejik planlamanın Türkiye’yi enerji piyasasında ihracat yapan bir aktör olarak ön plana çıkardığı söylenebilir”