İki husus öne çıktı: Erdoğan, Macaristan dönüşü hangi mesajları verdi?
Sabah gazetesi yazarı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macaristan ziyareti dönüşünde gündemine İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü ve Türkiye-Afrika ilişkilerini aldığını yazdı.
Sabah gazetesi yazarı Burhanettin Duran, ‘Erdoğan’ın Budapeşte dönüşü mesajları’ başlıklı yazı kaleme aldı.
Duran yazısında, geçtiğimiz pazar günü Macaristan’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dönüşte gazetecilere verdiği röportajda Türk-Macar ilişkileri için ‘geliştirilmiş stratejik ortaklığımız’ tabirini kullandığını ifade etti.
Duran iki ülkenin ticaret hacmini 6 milyar dolara çıkarmayı hedeflediğini belirterek 18 Aralık’ta Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 6. Toplantısının Budapeşte'de yapılacağını hatırlattı.
Yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaret sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladığı esnada iki hususun öne çıktığını ifade eden Duran, şunları kaydetti:
“DEVLET BEY İLE MÜZAKERE ETMEDEN ADIM ATMAM”
“Erdoğan'ın uçakta gazetecilerin sorularına verdiği cevaplarda dış politika alanında iki husus öne çıktı: İsveç'in NATO katılım protokolünün durumu ve Türkiye'nin Afrika’ya ilgisi. "İsveç'in her şeyden önce Stockholm caddelerine sahip çıkması lazım. Eğer Stockholm caddelerine sahip çıkmazsa, bizim kutsalımıza, kutsallarımıza bu saldırılar devam ederse kusura bakmasınlar..." diyen Erdoğan, katılım protokolünün TBMM'den geçmesi için İsveç'in verdiği sözleri tutması gerektiğini hatırlattı.
"Cumhur İttifakı'nın kendine ait bazı ilkeleri" olduğunu belirten Erdoğan'ın, "Bunları Devlet Bey ile ve diğer arkadaşlarımızla müzakere etmeden ben de adım atmam" demesi önemliydi. Bu mesaj, Vilnius Zirvesi'nde İsveç'e yakılan yeşil ışığın TBMM'de hızlı bir onay anlamına gelmediğini gösteriyor. Ekimden itibaren İsveç'e onay meselesinin hem Cumhur İttifakı hem de muhalefet açısından bir süre daha tartışılacağına işaret ediyor. Bu itibarla NATO içindeki dayanışmanın sekteye uğramaması için İsveç'in Erdoğan'ın uyarılarına kulak kesilmesinde fayda var.
Nijer'deki darbe sorusuna cevap verirken Erdoğan, Türkiye'nin çözüm için "anahtar rol" oynamak istediğini belirtti. Ayrıca Erdoğan, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'nun Nijer'e askeri müdahalesinin, istikrarsızlığın Afrika'nın birçok ülkesine dağılması demek olacağını vurguladı. Bu mesaj Ankara'nın kazan-kazan anlayışıyla yürüttüğü Afrika açılımında daha ileri adımlar atma arzusunu göstermekte.
Son yıllarda Türkiye, Kuzey ve Doğu Afrika'da önemli bir varlık gösterdi. Somali ve Libya, Ankara'nın barış ve istikrara katkı verdiği örnekler. Türkiye, Batı Afrika'nın sorunlarının çözümüne de diplomatik katkı verme niyeti taşıyor. Büyük güçlerin rekabet alanı haline dönen Afrika'da Türkiye, kendine özgü bir profil sergiliyor
Ankara'nın kıta ülkelerine yaklaşımı, Fransa, Rusya, Çin ve hatta ABD'nin politikalarından ciddi farklılıklar arz ediyor. Sömürgeciliğin ağır yükünü taşımıyor. Özel askeri şirketlerin istikrarı bozucu etkilerini tasvip etmiyor. Afrika ülkelerine yatırımların karşılıklı ortak menfaat temelinde yürümesini arzuluyor. Terör örgütlerinin, darbelerin ve vekâlet savaşlarının kıtadaki varlığından rahatsız. Önümüzdeki dönemde Türk diplomasisinin Afrika'da çözüm için "anahtar rol" üstlenme gündemine tanık olacağız”