Türkiye’de rezerv artışının ekonomiye katkıları ve uluslararası yatırım fırsatları nelerdir? Al Ain Türkçe Özel
Türkiye’de Merkez Bankası’nın rezerv artışıyla birlikte 13 haftalık yükseliş eğilimi gözlendi. Bu durumun uluslararası yatırım kapasitesine, ekonomik ve finansal istikrara etkilerini Ekonomist Muhammed Bayram Al Ain Türkçe’ye değerlendirdi…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın haftalık istatistiklere göre, toplam rezervleri 8 Eylül haftasında 21 milyon dolar artarak 120,6 milyar dolara yükseldi. Bu artış, üst üste 13'üncü haftada da sürerken, mayıs sonundan bu yana toplamda 22,1 milyar dolarlık bir artış yaşandı.
Rezerv artışı ve diğer yandan dövizin düşmesi ekonomiye nasıl bir yönde etki edecek merak konusu oldu. Yeminli Mali Müşavir- Ekonomist Muhammed Bayram, 13 haftalık yükselişin güven ve istikrar temelli olduğunu belirterek, Moodys ve Fitch tarafından da büyüme tahminlerinin yükseltildiğinin altını çizdi.
Al Ain Türkçe’den Merve Öney’e konuşan Bayram, rezerv artışının yatırımcılar açısından da olumlu yönden etki yaratacağına değinerek, ‘’Sadece Körfez ülkeleri ile yapılan anlaşmalar değil tüm Avrupa ve tüm dünya Türkiye’nin yatırım kapısını aralayacaktır.’’ İfadelerini kullandı.
‘’22,1 milyar dolarlık rezerv Türkiye’nin yatırım kapasitesini artırmaktan ziyade Türkiye’ye olan güveni artıracak.’’ şeklinde konuşan Bayram, henüz biriken rezervin cari açığı finanse etmediğini ancak döviz gelirse bunun sağlanacağını da açıkladı.
Muhammed Bayram, ‘’Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın toplam rezervlerindeki üst üste 13 haftalık yükseliş eğilimi, ekonomiye ve finansal istikrara nasıl olumlu etkiler sağlayabilir?’’ sorumuzu şöyle değerlendirdi:
‘’Rezerv artışlara dolara müdahale edilmemesiyle başladı. Rezerv artışları olması önemli çünkü burada cari açık kaynaklı finans edilmesi gereken ve yine doların ani kur ataklarına karşı Merkez Bankası’na bir rezerv vardı. Ama rezervin az olması ya da olmaması sorun olarak görülmemeli.
Pandemi döneminden itibaren tüm devletler para bastı. Para basılmasıyla birlikte enflasyonist süreç başladı. Bu enflasyonla birlikte de cari açıklar kapatılmaya çalışıldı. Cari açık nasıl kapatıldı? Merkez Bankası’nda rezerv varsa. Türkiye pandemi şartlarında faiz artırmayarak tencerenin kaynamasını sağladı. Reel sektörü bu şekilde fonlamaya çalıştı. Daha sonra gelinen süreçte faiz artışı gerekli oldu.
Peki biz zamanında neden bu rezervleri kullandık ve rezervleri kullanarak cari açığı finanse edemedik? Ya da dolara yeterince müdahale edemedik? Kullanacağımız bazı enstrüman vardı. Kur Korumalı Mevduat gerçekten çok büyük işini gördü hükümetin. Bununla beraber cari açığın kapatılması dolara müdahale noktasında ciddi yol katedildi.
Fakat şöyle düşünmek gerekli. Bir ticaret erbabı normal şartlar öz sermayesiyle birlikte bir işlem yapar. Yetmezse borç alır. Kendi borç alabildiği ölçüde borçlarını finanse edebildiği ölçüde başarılıdır ticaret erbabı. Devletleri de böyle düşünmek lazım. Türkiye’nin kamu borç stoğu diğer ülkelere göre çok aşağıda. Bununla birlikte de Türkiye pandemide tencere kaynaması adına, işsizlik artmasın adına merkez bankası rezervlerini kullandı.
‘13 HAFTALIK YÜKSELİŞ EĞİLİMİ HEM YURT İÇİ HEM YURT DIŞI OLUMLU KARŞILANACAKTIR’
13 haftalık yükseliş eğilimi Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği gibi güven ve istikrar temellidir. Türkiye sürdürülebilir büyümeyi yakaladı. Bunu yakalamasının ana nedeni pandemi şartlarında büyümeyi istikrarı önceledi. Bunun meyvelerini şimdi topluyoruz. Moodys 2,6 olan büyüme tahminini 4,2’ye yine Fitch 4,3’e yükseltti sene sonu tahminini ve notunu negatiften durağana çevirdi. Bu da Türkiye’ye duyulan güveni ortaya koyuyor. 13 haftalık yükseliş eğilimi hem yurt içi hem yurt dışı olumlu karşılanacaktır. Merkez Bankası’nın rezerv biriktiriyor olması dolara müdahale etmiyor anlamına da geliyor bizim ülkemizde.
O yüzden rezervlerdeki 13 haftalık artış hem finansal istikrara hem de ekonomiye büyük katkı sağlayacaktır. Sadece Körfez ülkeleri ile yapılan anlaşmalar değil tüm Avrupa ve tüm dünya Türkiye’nin yatırım kapısını aralayacaktır.’’
Bayram, ‘’22,1 milyar dolarlık rezerv artışının Türkiye'nin uluslararası ticaret ve yatırım kapasitesi üzerindeki potansiyel etkileri nelerdir?’’ sorumuzu şöyle yanıtladı:
‘’Türkiye güven istikrarının sağlandığı ve sürdürülebilirliği olan bir konumda bu da tüm dünyadan izleniyor. Türkiye’nin stratejik konumu da enerji politikası Rus doğal gazı, İsrail doğal gazı hem G20 Zirvesi’nde de ortaya çıkan koridordaki geçiş güzergahı olması ile Türkiye bir enerji merkezi haline gelecek. Ataşehir’deki finans merkezindeki bir blok tamamen enerji bakanlığına ayrılarak bir enerji borsası kurulacak. Tüm bunlar da Türkiye’nin stratejik önemini ekonomik finansal yatırımlarını ortaya koyuyor.
‘DÖVİZ GELİRSE CARİ AÇIK REZERV EDİLEBİLİR’
22,1 milyar dolarlık rezerv Türkiye’nin yatırım kapasitesini artırmaktan ziyade Türkiye’ye olan güveni artıracak. Halen biriken rezerv cari açığımızı finanse etmiyor. Yurt dışından döviz gelirse eğer cari açık rezerv edilebilir. Türkiye rezervleri güçlü olduğu ölçüde ekonomik özgürlüğe kavuşabilecektir.
Son zamanlarda Türkiye yatırım ikliminin arttığını şöyle görebiliyoruz, son zamanlarda yerli ve yabancı yatırımcı açısından borsamız çok ciddi değer kazandı. Çok ciddi bir yatırım aracına dönüştü. Dünya borsalar arasında en fazla kazandıran 9. Sırada yer alıyoruz. O yüzden yurt dışından yatırımcılar Türkiye’ye gözlerini dikmiş durumdalar.
Türkiye’ye şirket satın alma veya birleşme ile gelip daha sonra halka arz etme konusunda bir gaye taşıyorlar. Böylece hem Türkiye’deki şirkteler büyümüş olacak, hem cari açık kapanmış olacak. O yüzden rezerv biriktirmek önemli ama döviz girişiyle beraber yatırımla anlamlı hale gelecek.
Öncelikli hedef Orta Vadeli Program da 12. Kalkınma Planı da tüm bunlar üzerine inşa edilecektir. Merkez bankası rezervleri de 13. hdeğil bundan sonra 133. haftalara kadar artışını sürdürecektir.
Çünkü Türkiye’nin önünde ciddi ve önemli büyüme noktasında bir perspektif söz konusu.’’