Refah Partisi’nin kapatılması Türk siyasetini nasıl etkiledi?/ Al Ain Türkçe Özel
16 Ocak Refah Partisi’nin kapatılmasının yıldönümüydü. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar Türk siyasi hayatında çok önemli sonuçlar ortaya çıkardı. Karar sürecini ve sonuçlarını Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı ile konuştuk.
16 Ocak, Türk siyasi hayatında önemli bir kırılma noktasının yaşandığı günün yıldönümüydü. 16 Ocak 1997’de Anayasa Mahkemesi, 1995 seçimlerinde en çok oyu almış ve daha sonra iktidar olmuş Refah Partisi’ni kapattı.
Türk siyasetinde kırılma noktası: 16 Ocak 1997
Bu karar, sonuçları itibariyle Türk siyasi hayatında köklü değişikliklere neden oldu. Peki o değişiklikler nasıl yaşandı? Neler oldu, hangi olaylar birbirini tetikledi, ortaya hangi sonuçlar çıktı? İşte tüm bu soruların cevapları...
Refah Partisi’nin kapatılmasına giden yol 21 Mart 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın, Refah Partisi'nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatma davası açmasıyla başladı.
Anayasa Mahkemesi 8 ay süren yargılamanın ardından o tarihi kararını 16 Ocak 1997 günü açıkladı.
Karar aynen şöyleydi;
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21.5.1997 günlü, SP.l3.Hz.1997/109 sayılı İddianamesi'yle Refah Partisi'nin Anayasa'nın 69. maddesinin altıncı fıkrası göndermesi ile 68. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince kapatılması istenilmekle, gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Lâik Cumhuriyet ilkesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasî Partiler Yasası'nın 101. maddesinin (b) bendi ve 103. maddesinin birinci fıkrası gereğince REFAH PARTİSİ'NİN KAPATILMASINA, Haşim KILIÇ ile Sacit ADALI'nın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- Beyan ve eylemleri ile Parti'nin kapatılmasına neden olan, Konya Milletvekili Necmettin ERBAKAN, Kocaeli Milletvekili Şevket KAZAN, Ankara Milletvekili Ahmet TEKDAL, Rize Milletvekili Şevki YILMAZ, Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin CEYLAN ve Şanlıurfa Milletvekili İ. Halil ÇELİK'in milletvekilliklerinin Anayasa'nın 84. maddesinin son fıkrası hükmü gereğince, gerekçeli kararın Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte sona ermesine, OYBİRLİĞİYLE,
3- Beyan ve eylemleri ile Parti'nin kapatılmasına neden olan üyeleri Necmettin ERBAKAN, Şevket KAZAN, Ahmet TEKDAL, Şevki YILMAZ, Hasan Hüseyin CEYLAN, İ. Halil ÇELİK ile Şükrü KARATEPE'nin Anayasa'nın 69. maddesinin sekizinci fıkrası gereğince gerekçeli kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak beş yıl süre ile bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacaklarına, OYBİRLİĞİYLE,
4- Davalı Parti'nin tüm mallarının 2820 sayılı Yasa'nın 107. maddesi gereğince Hazine'ye geçmesine, OYBİRLİĞİYLE,
5- Birtrilyonikiyüzotuzaltımilyar lira devlet yardımının Parti'ye ödenmemesine ilişkin 12.1.1998 günlü, E.1997/1 (Siyasi Parti-Kapatma) sayılı tedbirin, gerekçeli kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasına kadar devamına, OYBİRLİĞİYLE,
6- Gereğinin yerine getirilmesi için karar örneğinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na, Başbakanlığa ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, OYBİRLİĞİYLE,
16.1.1998 gününde karar verildi.”
“Yargı eliyle demokrasiye vurulmuş en büyük darbe”
Anayasa Mahkemesi’nin kararı büyük yankı uyandırdı. Al Ain Türkçe’ye konuşan Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, kararı “Türk demokrasisine yargı eliyle vurulmuş en büyük darbe” olarak niteledi.
Kazdağlı kararla ilgili; “Refah partisini kapatma kararı Türk siyasetini kökünden etkileyen önemli sonuçlar doğuran bir karardı. Kapatıldığı gün bu kadar büyük bir değişime yol açağağı çoğu çevre tarafından bilinmiyordu. Ama Türkiye’nin yeni istikameti aslında o kararla belirlenmiş oldu. AYM ilk kez en yüksek oyu alan ve parlamentoda birinci durumdaki partiyi kapatmış oldu. Bu aslında demokrasiye yargı eliyle vurulmuş en büyük darbeydi” değerlendirmesini yaptı.
Fazilet Partisi kuruldu
Anayasa Mahkemesi'ndeki dava sürerken, 17 Aralık 1997'de İsmail Alptekin tarafından Fazilet Partisi kuruldu. Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, Fazilet Partisi sürecini şöyle anlatıyor;
"Parti kapatıldıktan sonra 14 Mayıs 1998’de çok partili hayata geçildiği günün yıl dönümünde Recai Kutan partinin başına geçti. Fazilet Partisi esas itibariyle Refah Partisi’nin bütün mensuplarının desteğini aldı. Bir yıl sonra yapılan yerel ve genel seçimlerde Refah Partisi’nin başarısını tekrarladı ama milletvekili sayısı düştü. Bu süreçte 2 Mayıs 1999 tarihini unutmamak lazım. Merve Kavakçı’nın Meclis’e başörtüsüyle girmesine Başbakan Bülent Ecevit beklenmedik bir tepki gösterdi, ‘Bu kadına haddini bildiriniz’ dedi.”
Ak Parti’ye giden yol...
Partinin kapatılmasından sonra Refah Partisi milletvekilleri, Fazilet Partisi'ne katılmıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 7 Mayıs 1999'da Fazilet Partisi hakkında da kapatılan Refah Partisi'nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatma dava açtı. İşte bu süreç Türk siyasi hayatının en büyük partilerinden birinin doğuşuna zemin hazırladı. Celal Kazdağlı bu süreci şöyle anlattı;
“Bu dava sürecinde adına yenilikçiler denilen, daha sonra Ak Parti’nin kuruluşunu gerçekleştirecek bir kadro ortaya çıktı. Parlamentoda Abdullah Gül, dışarda da Recep Tayyip Erdoğan yenilikçilerin başını çekiyordu. Yenilikçilerin örgütlenmesi belli bir noktaya geldikten sonra Fazilet Partisi içinde iktidarı ele geçirmek için hazırlık yaptılar. Abdullah Gül ile Recai Kutan Fazilet Partisi Genel Başkanlığı için yarıştı. Abdullah Gül az bir oy farkla kaybetti. Bu mücadele aslında Ak Parti’nin temellerinin atıldığı bir süreçti. Yenilikçiler Fazilet Partisi’nden ayrılıp yeni bir parti kurmak istiyorlardı ancak ayrılık için henüz politik bir gerekçe üretememişlerdi. Yenilikçilerin bu arayışına Anayasa Mahkemesi Fazilet Partisi’ni kapatarak gerekçe üretti. Böylece yenilikçiler siyasi yasaklı Necmettin Erbakan ve Milli Görüş’le tüm bağlarını koparttılar ve Ak Parti’yi kurdular. Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Milli Görüş gömleğini çıkarttık’ açıklaması da bu sürecin bir sonucuydu. ‘Biz sadece Refah ve Fazilet kökenlerinden gelenleri değil toplumun diğer kesimlerini de kucaklıyoruz’ şeklinde bir tutum oluşturdular.
Nitekim ilk defa Milli Görüş kanadından gelen bir siyasi çizgi, yanına merkez sağ, merkez sol, sosyalist sol ve Kürtlerden destek alarak yoluna devam etti.
Fazilet Partisi’nin yerine daha sonra Saadet Partisi kuruldu ama uzun süre küçük bir parti olarak kaldı. Ama Ak Parti ilk girdiği seçimden iktidar olarak çıktı ve bu iktidarını günümüze kadar sürdürdü.”
Necmettin Erbakan'ın Saadet Partisi günleri...
Refah Partisi’nin kapatılması kararıyla 5 yıl siyaset yasağı alan Necmettin Erbakan, daha sonra hakkında açılan davalar nedeniyle uzun süre aktif siyasete dönemedi. 17 Ekim 2010’da Saadet Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi. 27 Şubat 2011’de vefat edinceye kadar Saadet Partisi’nin başındaydı...
Refah Partisi’nin günümüzdeki temsilcisi kim?
Refah Partisi ya da bir Milli Görüş’ün günümüzdeki temsilcisi kim? Bu soru siyasette sıkça tartışılan bir nokta. Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, bu konuda şu yorumu yapıyor;
“Milli Görüş anlayışı bugün Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan tarafından temsil edilmeye çalışılıyor. Ancak Milli Görüş üç ana eksende devam ediyor. Birincisi Yeniden Refah, diğeri Saadet Partisi, diğeri de Ak Parti’nin içinde küçük bir damar...
Yeniden Refah Partisi kurulunca Saadet’in bir benzeri olarak küçük bir parti olarak yola devam edeceği zannediliyordu, öyle olmadığı ilk seçimlerde anlaşıldı. Yeniden Refah Partisi’ne Saadet seçmeninden kısmi bir teveccüh var ama asıl ilgi Ak Parti seçmeninden geldi. Milli Görüş geleneğinden gelen o çizgiyi takip edenler Ak Parti ile yola devam ediyordu. Yeniden Refah Partisi akılcı bir yöntemle seçimlere Cumhur İttifakı’nın bir bileşeni olarak girdi. Buradan rüştünü ispat ederek çıktı. Ak Parti’ye bazı konularda itiraz eden Milli Görüşçü seçmen nasıl olsa ittifaka zarar vermiyoruz diyerek Yeniden Refah’a oyunu verdi.
Ancak sonuçta baktıklarında kendi başlarına iş yapabildiklerini ve oyunu değiştiren bir parti olabileceklerini hissedince durum değişti. Şimdi çok canlı bir Yeniden Refah Partisi var. Bu yüzden yerel seçimlerde özellikle Ak Parti açısından kritik olan büyükşehirlerde önemli bir konuma geldiler.”