Prof. Dr. Erkan: Çin’in küresel anlamda genişlemesi Almanya’yı tedirgin ediyor | Al Ain Türkçe Özel
Prof. Dr. Birol Erkan, Almanya’nın 34 ülkeye yönelik yatırım teşvikine ilişkin yaptığı değerlendirmelerde “Çin’in küresel anlamda genişlemesi Almanya’yı tedirgin ediyor” dedi.
Alman hükümeti, Çin'e olan ekonomik bağımlılığı azaltmak ve tedarik zincirlerini çeşitlendirmek amacıyla Türkiye de dahil 34 ülkeye yönelik yatırımları teşvik edecek. Önceki gün duyurulan yeni uygulama, firmaların zarar durumunda ödeyecekleri payı yarıya indirirken, sigorta ücretlerini de düşürecek.
İskenderun Teknik Üniversitesi Akademisyeni Prof. Dr. Birol Erkan, söz konusu teşvike ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı.
Birol Erkan
“ABD VE ALMANYA GİBİ ÜLKELER TEDİRGİN”
Erkan, “Alman hükümeti, Türkiye dahil, 34 ülkedeki yatırımlara destek sağlama kararı alırken, Çin'e olan ekonomik bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu konuda, bu stratejinin uzun vadeli etkileri neler olabilir?” sorumuzu detaylı olarak yanıtladı.
Erkan, “Çin gibi teknolojiye yatırım yapan, eskisi kadar emek yoğun ülke konumunda olmayan küresel rekabet gücü teknolojik ürünlerde sürekli artan ülkelerin ön sıraya geçmesi önemli. 2010’dan itibaren Çin küresel rekabet gücünü artırdı. Bu durum da ABD ve Almanya gibi ülkeleri tedirgin etti. Rusya da bu konuda egemen ama orada hammadde yoğun ürünlerin ya da savaş teknolojisi gibi ürünlerin ihracatında egemen. Çin’in küresel anlamda genişlemesi Almanya’yı tedirgin ediyor” ifadelerini kullandı.
Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın talep ve arz sıkıntısını tetiklediğini kaydeden Erkan, “Bu süreçte bazı hammaddeler ve yarı iletken mikroçip bulunamamaya başladı. Çin’in bu ürünleri üretmeye devam etmesi Almanya gibi ülkelerin gündemine girdi. Alman hükümeti de bir karara imza attı. Başta yarı iletken kimyasalların üretimi olmak üzere bazı stratejik ürünler ve hammaddelerin üretimini 34 ülkeye kaydırmaya ve buna yönelik Alman girişimcilere yatırım desteği verme kararı aldı. Bu Almanya için ciddi bir önlem paketi. Çin’in yarı iletken mikroçip üretiminin de bazı kimyasal girdileri Alman firmalardan sağlanıyor” dedi.
“34 ÜLKE ARASINDA ‘GEÇİŞ EKONOMİSİ’ OLARAK ADLANDIRILAN ÜLKELER DE VAR”
Erkan “Almanya’nın bu teşviki firmaların zarar elde etme durumunda zararın bir kısmını karşılamayı da içeriyor. Bu 34 ülke oldukça kozmopolit ve heterojen bir görünüm arz ediyor. Her anlamda ciddi farklılıklar taşıyorlar. Bu ülkelerin bir kısmı Avrupa’da. Bunlar da geçiş ekonomi dediğimiz ülkeler. Bu ülkelerin bir kısmı da Kazakistan, Özbekistan gibi Rusya’dan ayrılan geçiş ekonomisi diyebileceğimiz ülkeler. Bunların yanında Hindistan, Endonezya, Vietnam var. G20 Zirvesi Hindistan’da olmuştu ve Hindistan başta lojistik ve tedarik zinciri olmak üzere belli hamlelere imza attı. Bu ülkelerin içinde Hindistan’ın olması ilginç. Çünkü Hindistan aynı zamanda BRICS ekonomileri içinde. Çin ile ortak siyaset güden ve ABD’ye başkaldıran ülkelerden de biri Hindistan. Hindistan’ın da Çin ile bir rekabeti de bulunuyor” diye konuştu.
Erkan şunları kaydetti:
“Almanya bazı ülkelerin birim iş gücü maliyet avantajını kullanmak istiyor. Bunu sadece Afrika olarak değil bu 34 ülkenin büyük çoğunluğunda siyasi ve demokrasi anlamında sıkıntılar olduğu da aşikar. Almanya güvenilir bir ticaret ortağı konumundaki ülkeleri seçse de Almanya’da da tartışmalar var. Demokrasi ve insan hakları hususunda görece zayıf olan bu ülkelerle ortak ticaret bağlantısı kurmaya ilişkin. Yatırımların boşa gideceği, başarılı olamayacağı düşünülüyor.
“ALMAN HÜKÜMETİ İŞİ SIKI TUTMAK KONUSUNDA KARARLI”
Alman Ekonomi Bakanlığı’nın bu işi sıkı tutma kararı aldığını düşünüyorum. Çin pandemi sonrası genel bir durgunluk yaşasa da büyüme verileri beklentilerin üzerinde. Çin’in başlattığı rekabet, Alman Ekonomi Bakanlığı’nın teşvik politikalarının değişmesine neden oldu.
Almanya ve Avrupa’daki anlaşmalar ve ihracattaki yoğunlaşmalar ve çeşitlendirmenin görece kısıtlı ve sıkıntılı olduğu Almanya’nın belli piyasalara yönelik ağır bağımlılığı konuşulmakta. Bu ithalatta da böyle. Ülkelerin ekonomilerini tekrar dışa açmaları ve üretim sıkıntıları arz sıkıntıları dikkate alındığında ortaya çıkan sorunlardan birisi de tedarik zincirlerindeki şişkinliklerdi. Konteyner bulunamamasından, hazır olan paketlenmiş ürünün bile yollanamaması sorunları pandemide ağır yaralar alan Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerini olumsuz etkiledi. Almanya’nın ve Avrupa ülkelerinin çeşitli politikaları gözden geçirme ve yeni politikalar üretme anlamında da uzun vadede düşünmesine sebep oldu”