Piyasalar seçim sonuçlarına nasıl tepki verdi? Al Ain Türkçe Özel
Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri sonuçlandı, gözler ekonomiye çevrildi. Uzun süredir tüm Türkiye’de yurttaşların şikayetçi olduğu ekonomi, dün açıklanan ikinci tur seçim sonuçlarından sonra nasıl ilerliyor?
Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının dün açıklanmasının ardından, yeniden cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan ve ekibinin mevcut ekonomi politikaları ile nasıl bir gelecek vaat edecekleri merak konusu oldu.
Ekonomist Turgay Bozoğlu, seçim sonrası ekonomik durumu Al Ain Türkçe’den Merve Öney’e değerlendirdi.
Bozoğlu, bugün itibarıyla piyasaların olumlu seyrettiğini, piyasalar için seçimle beraber belirsizliğin ortadan kalkmasının olumlu sonuç doğurduğunu, altını çizerek, bunun sebebini de ‘’ Piyasalar sonuçlara olumlu bir tepki verdi. Neden? Piyasalar belirsizliği sevmezler, belirsizlik piyasaları tedirgin eder.’’ ifadeleriyle değerlendirdi.
Aynı zamanda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün gerçekleştirdiği balkon konuşmasında ekonomiye ilişkin ‘’faizi indirdiysek enflasyonu da indireceğiz’’ söyleminin mevcut ekonomi politikalarında mümkün olmadığını savunan Bozoğlu, ‘’ Mümkün değil hatta tam tersi olduğunu görüyoruz. Enflasyon sıçramış durumda. Bu sene enflasyonun geçen seneye göre daha aşağıda olmasının tek sebebi baz etkisi. Ancak baz etkisinin de önümüzdeki dönem döviz kuru artışı ve mali genişleme ile birlikte bunlarda seçim harcamaları ve deprem yardımlarını kastediyorum, enflasyonu daha da yukarı çıkacağını düşünüyorum.’’ diye konuştu.
Ekonomist Bozoğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Seçimin ardından piyasalar sonuçlara nasıl tepki verdi?
Piyasalar sonuçlara olumlu bir tepki verdi. Neden? Piyasalar belirsizliği sevmezler, belirsizlik piyasaları tedirgin eder. Bu benim için olumsuz bir şey olmadı ama özellikle kısa dönemde döviz kurlarında yukarıya doğru bir hareketlilik var. Bunun birden fazla sebebi var. Türkiye döviz kıtlığı yaşıyor bu dönemde izlediği politikalardan dolayı ayrıca ihracatçıların da döviz kurunun baskılanmasına yönelik talepleri var. İthalatın artması ve ihracatın bunu karşılayacak düzeyde olmaması döviz kurlarının yukarıya doğru gitmesine sebep olacak. Zaten merkez bankası rezervleri de bunu kontrol edebilecek kadar yeterli değil. Bence hükümet de buna kontrollü bir şekilde izin verecek. Kontrolü de öyle yapacaklarını düşünüyorum, piyasa faizlerinin yukarıya doğru gitmesini sağlayacaklar, finansal bir takım önlemlerle döviz kuru artışının kontrol dışına çıkmasını engelleyecekler. Ama buna kontrollü şekilde izin vereceklerini düşünüyorum.
Bugün zaten bakıldığında politika faizinin bir anlamı kalmadığını, tüketici krizleri faizlerinin yüzde 35 – 50 arasında değiştiğini görüyoruz.
O yüzden ben önümüzdeki dönem döviz kurunda bir artış, finansal piyasalara ilişkin bazı düzenlemeler, faizlerin de yukarıya doğru gideceğini öngörüyorum. Bu ne gibi bir sıkıntı getirir? Talepte bir daralmaya yol açabilir bu da büyüme üzerinde bir olumsuz etki yaratabilir, sonbahardan itibaren belki bunun etkisini daha fazla görmek mümkün olur.
Türkiye’yi nasıl bir ekonomik durum bekliyor?
Eğer bu politikalar değişmezse Türkiye’nin bir ödemeler dengesi krizine sürüklenmesi mümkün. O yüzden en kısa zamanda faizle ilgili politikalar değişmeli ki değiştirdiklerini görüyorum piyasa faizinin yukarı çıkmasını sağlayarak yapıyorlar.
Türkiye ödemeler dengesiz krizine girer mi? Eğer bu şekilde devam ederse, uzun zamandır görmediğimiz bir ödemeler dengesiz krizi oluşabilir. Ama ödemeler dengesinden daha çok döviz kurunun yukarıya doğru gidişinin maliyet üzerinde bir etki yaratarak maliyet enflasyonuna katkıda bulunacağını düşünüyorum.
Aynı zamanda Türkiye ‘de mali disiplinin yok olması, bütçenin verdiği açıklardan dolayı ki yıl sonu itibarıyla 1 milyon - 1 buçuk trilyon arasında olmasını bekliyorum. Çünkü şuan bile ilk dört ay sonucunda yaklaşık 4 milyar lira civarında. Bu da enflasyona etki yapacak. Bir tarafta döviz kurlarının yarattığı baskı, bir tarafta mali genişleme sonucunda enflasyon daha yukarlara çıkacak. Tekrar bir yüzde 80’lere doğru bir artış görülebilir politikalar değişmezse. Böyle baktığımızda büyüme finansal önlemlerden dolayı sıkıntı yaratabilir. Faiz ve enflasyonda yükseğe çıkarabiliriz bu da Türkiye için sıkıntılı bir ekonomik tablo. Ama mali disiplini sağlayabilir miyiz diyorsanız on ay sonra da yerel seçim var.
Erdoğan balkon konuşmasında “Faizi nasıl indirdiysek, enflasyonu da indireceğiz” dedi. Mevcut ekonomi politikalarıyla bu mümkün mü?
Mümkün değil hatta tam tersi olduğunu görüyoruz. Enflasyon sıçramış durumda. Bu sene enflasyonun geçen seneye göre daha aşağıda olmasının tek sebebi baz etkisi. Ancak baz etkisinin de önümüzdeki dönem döviz kuru artışı ve mali genişleme ile birlikte bunlarda seçim harcamaları ve deprem yardımlarını kastediyorum, enflasyonu daha da yukarı çıkacağını düşünüyorum.
Yani baz etkisinden de faydalanamayacaklar. Bugün 40’larda olan enflasyonun yıl sonuna doğru 80-85’lere tırmandığını görebiliriz.