Özmen: Afet Kanunu’nun gözden geçirilmesi ya da yeniden yazılması gerek | Al Ain Türkçe Özel
Doç. Dr. Bülent Özmen, Türkiye’nin afetlere karşı hazır hale gelebilmesi için atılması gereken adımlara ilişkin yaptığı değerlendirmelerde Afet Kanunu’nun 64 yıl önce çıkarıldığını hatırlatarak “Gözden geçirilmesi gerekir” dedi.
Türkiye, son yıllarda yangın, sel ve deprem gibi felaketler yaşıyor.
Son olarak Bursa, Yalova ve Gümüşhane’de depremler meydana geldi. Uzmanlar olası İstanbul depremine dikkat çekerek depreme yönelik hazırlıkların hızlandırılması gerektiğini hatırlattı.
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen de Türkiye’nin afetlere karşı atması gereken adımlara ilişkin değerlendirmelerini Al Ain Türkçe ile paylaştı.
“SADECE DEPREM DEĞİL ÇOK SAYIDA AFET YAŞANIYOR”
Sözlerine afet yönetimi denilince kast edilenin afet sırası ve sonrasından ziyade öncesinde yapılması gerekenler olduğunu söyleyerek başlayan Özmen, “Türkiye, 2020’de İzmir ve Elazığ depremleri, 2021’de orman yangınları ve sel felaketleri, 2022’de yine orman yangını sel ve depremleri, 2023’te de asrın felaketi denilen felaketle karşılaştı” diyerek son yıllarda yaşadığımız felaketleri hatırlattı.
Özmen, “Felaketlerin artışına bağlı olarak afet yönetimi konusu çok daha önemli bir konuma geldi. Türkiye’de 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilince Başbakanlığa bağlı olan Afet ve Acil Durum Yönetimi İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Ancak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın başbakanlığa bağlı olması koordine edebilmesi ve yol haritası belirlemesi konusunda çalışma yapacaktı. İçişleri Bakanlığı’na bağlanınca ana hedeften sapıldığını düşünüyorum. Türkiye’de sadece deprem değil çok sayıda afet yaşanıyor. Bu konularda etkili mücadele için Afet Yönetimi ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kurulması gerek. Bütün çalışmalar da bu bakanlığın koordinasyonunda yürütülmeli. Afetlerle ilgili çok sayıda mevzuat var. 7269 sayılı Afet Kanunu’nun 1959’da çıktığını görüyoruz. Bu kanunun yeniden gözden geçirilmesi veya yerine yeni bir kanun yazılması gerekir” diye konuştu.
“EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ”
Afetlere karşı yetkililer başta olmak üzere ilgili kişilerin eğitim alması gerektiğini vurgulayan Özmen, şu ifadeleri kullandı:
“Depreme dayanıksız yapı stoğu olduğunu biliyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıklamalarında 30 milyon konutun yüzde 60’ının riskli olduğu ifade ediliyor. Binaları dayanıklı hale getirmek lazım. Kentsel dönüşüm yasalarının gözden geçirilmesi de yararlı olur. Hükümet ve yerel yönetimin birlikte çalışması gerek. Diri fayların üzerinde bulunan yerleşim birimleri üzerine odaklanılmalı.
Alınan kararların uygulanabilmesi için afetlerle ilgili eğitim çalışmalarına da ağırlık verilmesi gerekiyor. İlkokuldan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuya önem vermesi gerekiyor. Örgün eğitimin yanı sıra yaygın eğitime de önem verilmeli. Özellikle askere gidenler için, belediyelerde, kamu kurumlarında çalışan kişilerin daha verimli bir şekilde kendisine verilen görevleri yapabilmesi için eğitimlere ağırlık gösterilmeli. Mülki idare amirleri için de benzer eğitimler verilebilir. Yerel yönetimlerde Afet İşleri Daire Başkanlıkları kurulmaya başlandı. Bu personellerinde bu konularda eğitim alması gerek”