Özhaseki: Deprem şurası 15-16 Eylül'de toplanacak
Çevre, Şehircilik ve İklim İklimi Bakanı Mehmet Özhaseki, 15-16 Eylül'de yapılacak deprem şurasını ve Ekim başına İstanbul için özel bir kanun çıkarmayı planladıklarını açıkladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Durumu Bakanı Mehmet Özhaseki, Habertürk televizyonunun 'Türkiye'nin Nabzı'na katılarak, Kemal Öztürk'ün sorularını cevapladı. Öne çıkan konular arasında, 15-16 Eylül tarihlerinde yaşanacak olan deprem şurası ve İstanbul için hazırlanması planlanan özel kanun yer aldı.
Bakan Özhaseki şu ifadelere yer verdi:
Hiç kimseyi tedirgin etmek istemeyiz. Ancak bazı gerçekliği de mutlaka hem benim söylemem lazım hem de insanların gönlünün rahat olması lazım. Türkiye bulunduğu konum itibariyle Himalaya'lardan Alpler'e uzanan hatta en riskli 5 ülkeden biri. Son 100 yıl içinde 6 ve üzerindeki yıkıcı deprem sayısı tam 226. Senede neredeyse 2 veya 3 tane ya denizlerimizde ya ana karamızın üzerinde 6'nın üzerinde deprem oluyor. Her 1,5 senede bir yıkıcı deprem oluyor. Hepimiz bilelim ki, Türkiye deprem ülkesidir. Bunu tartışmaya bile gerek yok. Deprem her tarafta her an olabilir. Sabah Ankara'daydım, Konya Kulu'da olan depremi hissettim. Halbuki Konya, Niğde, Kayseri o civar çok emin bir bölge olarak gözükür. O halde iken buralarda deprem üreten fayların olduğunu bilmemiz lazım. Türkiye resmen bir deprem ülkesidir. Ama birinci derecede ama ikinci derecede. Ama çok ama az deprem üretiyor. Böyle bir riskimiz var. Üç tane çok net riskli gördüğümüz yerler var.
1939'da olan deprem Erzincan'da devam eder, Bolu'da kırılmalar oldu. En son Gölcük depremi olur. Adaların önünde özellikle B segmenti olarak tarif edilen ortalama 400-500 yılda bir kırılan bir hat var. Süre dolmuş gibi gözüküyor. Saniyeler sonra deprem olabilir veya 20 sene sonra olabilir. Hangi tarihte olacağı hususunda net kimse bir şey söyleyemiyor. Tahmini olarak 2030 yılına kadar burada kırılma olacağını, şiddetinin 7,5'un üzerinde olacağı şeklinde düşünce var. Bu konuda uzmanların söylediğini aktarıyorum. Marmara denizine bakan ilk cephelerde sıkıntı olduğunu rahat söyleyebiliriz. Arkalar biraz daha emin gibi gözükebilir. Ancak Marmara denizine bakan cephelerde 99'dan sonra yönetmeliklere uygun olarak yapılmış binaların hiçbirisinin etkileneceğini düşünmüyorum. Çok emniyeti ön planda tutan yönetmelik geliştirildi. Zemin etüdünü yapmış, statik hesaplarını çıkarmış, sıfır toleransla bina yaptırmış olan birisi 30 katlı da yaptırmışsa emniyetli şekilde evinde oturabilir, hiçbir şey olmaz. Ancak 10 kilometre-20 kilometre ötede 70-80'li yılllarda yapılmış, demir kullanımının basit yapıldığı ortamda, üzerinde kaçak yapı olan bina her zaman tehdit altındadır. Son depremde Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman etkilendi. Fakat Gaziantep'in iki ilçesi yok oldu neredeyse. Kilis, Adana, Osmaniye, Elazığ, Diyarbakır'ın çevresi etkilendi. Kayseri'nin uç ilçesi etkilendi.
Batıdaki sanayi devrimi öncesinde göçler ile Türkiye arasında belki de 200 yıla yakın süre var. Türkiye'de büyük şehirlere geç 1950'li yıllarda başlıyor. Hızla İstanbul, Ankara, büyük şehirlere doğru insanlar geliyor. Rahmetli Özal anlatmış. Uzmanlar Mamak tarafında inceleme yapmış. Uzmanlar demiş ki, 'Bu insanlar burayla gelirken hükümet yok muydu?'. İnsanlar komşusunun yanına, Hazine arazisine, vakıf arazisine yerlerini yapmaya başlamışlar. İnsanlar hızla göç ettiklerinde mücadele metodu olarak o günkü belediyeler yüzde 5'ini zor yıkmışlar. Açıp Hazine arazilerine 4 çizgi çekip de 'Bari bunların üzerine yapın' dememişsiniz. Belediye başkanları bile 'Şuraya yapın' diye tarif edenler olmuş. 1 oy alacağım diye birkaç sene sonrasını hesaplayamadılar. Başımıza varoş diye tarif edilen mahalleler çıkmaya başladı. Türkiye'de 30 milyon bağımsız birim varsa emin olun büyük bölümü bunlardan oluşuyor. Elbette imar afları sıkıntı yaratır ama o çaresizlikten yapılmış işlerdir. Bir neden değildir o. Vatandaş başını bir yere sokmak ister. Siz merkezi idare, yerel yönetim olarak buna hazırlık yapmazsanız vatandaş konutunu bulur. Siz mecbur kalırsınız. İşin sebebi, aslı, esası gelen göç karşısında merkezi idare ve yerel yönetim olarak hazırlık yapacaksınız. Yer göstereceksiniz. Bunu Kayseri'de yapabilmiş birisi olarak konuşuyorum."