Özel: Türk ekonomisi için çok kritik adımlar atıldı / Al Ain Türkçe Özel
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BAE başta olmak üzere Körfez ülkeleriyle önemli anlaşmalar imzaladı. Peki bu anlaşmalar Türk ekonomisine neler katacak? Ekonomist Erdal Özel Al Ain Türkçe için yorumladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Körfez turundan önemli ekonomik ve stratejik anlaşmalarla döndü. Uzmanlara göre yapılan anlaşmalar beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Özellikle ekonomi alanındaki anlaşma ve iş birliklerinin Türk ekonomisine yansımalarını Ekonomist Erdal Özel’le konuştuk.
Erdoğan'ın Körfez diplomasinin ekonomi alanında hangi olumlu etkiler yaratabilir?
Erdoğan’ın körfez ziyareti, Türkiye’de son dönemde yaşanan döviz sıkıntısını gidermek için yapılan en önemli adım...
Küresel ekonomi içerisinde dış ilişkilerin ticari getirileri özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için son derece önemli. Kurulacak iş birlikleri sağlanacak fon ve yabancı kaynaklar yaraların sarılması ve toparlanma sürecinin sağlıklı ilerlemesi için önem arz ediyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında önemli iş adamları ile yaptığı körfez ziyaretinden pek çok sektörde iş birlikleri kurulmasını sağlayacak.
İçinde bulunduğumuz enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz sarmalından çıkmak için doğru iş birlikleri kurulması son derece önemli.
Enflasyona neden olan maliyet artışında kur geçişkenliği konusu Türk lirasının değer kazanması ile mümkün olacaktır. Türk lirasının değer kazanması ise TCMB rezervlerinin güçlenmesi ile olacaktır.
Burada devreye sağlanacak yabancı kaynakların içeriği ve şartları giriyor. Borç bulunarak günü kurtarma politikası yerine ticari bağlantılar kurularak ortaklık ve finansörlük uygulaması ekonomiye daha güçlü katkı sağlayacaktır.
Özellikle Türkiye konum, nüfus yapısı, sahip olduğu teknolojik altyapılar ile kalıcı yatırıma uygun bir ülke ama doğru pazarlanması, doğru ilişkiler kurulması gerekiyor. Bu son ziyaret orta doğunun önemli ülkelerinin bize bizim de onların finansman gücüne olan ihtiyacımızı ortaya çıkardı.
Geçmiş yıllarda kurulan ortaklıklar daha yüzeysel, ağırlıklı finans sektöründe gerçekleşmişti. Bu dönemde yapılan görüşmeler ve anlaşmalar daha önceki dönemlerin aksine teknoloji, yenilenebilir enerji gibi hem güncel hem geleceğe yönelik içeriklere sahip.
Sıcak paradan ziyade kalıcı yatırımlar olması Türkiye’deki teknolojik alt yapı ve iş gücünün doğru kullanımı anlamına geliyor. Özellikle savunma sanayinde son yıllardaki gelişmeler finansman gücü ile daha ileri safhalara taşınacaktır.
Konunun öncelikli bir diğer tarafı ise Türkiye’nin cari açığı.
Yapılan anlaşmaların miktarı Türkiye’de yetersiz konumda olan dövizin artışını sağlayacak, uygulanan likidite ve miktar azaltıcı politikalar esnasında TL’nin değer artışını hızlandıracak, maliyet enflasyonunda kur geçişkenliği etkisi ile enflasyonda düşüşü sağlayacaktır.
Siyaset üstü yorumlanması gereken ve Türkiye’nin çıkmazdan kurtulması gereken finansman ihtiyacı için atılan adımların etkisini görmek için zaman gerekiyor. Ülke isimlerine bakmadan Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda yapılacak ticari iş birlikleri, sağlanacak yabancı kaynaklar krizden çıkışı kolaylaştırır ve hızlandırır.
Önemli olan mülkiyet ve kullanım haklarının süresiz satışı yerine iş birliği şeklinde ilerlenmesi.
Dünyada söz sahibi ülkelere ve söz sahibi markalara baktığımız zaman konsorsiyumlar ve büyük çaplı ortaklılar görülüyor, Türkiye içinde özellikle yükse teknoloji yatırımlarında güvenilir karşılıklı menfaatlerin korunduğu ortaklılar kurulması elzemdir.
İngiltere ve Avrupa'dan da gelmesi muhtemel sermaye girişleri, piyasalara ne ölçüde güven verir?
Bundan sonraki süreçte başta İngiltere olmak üzere batıya yapılacak ziyaretler hem Türkiye’nin her bölge ile ilişkilerini güçlendirecek, tek bir bölgeye bağlı kalmasını engelleyecek hem de daha fazla kaynak bulunmasını sağlayacaktır.
Zamana yayılacak sonuçlarını bir tarafa bırakacak olursak kısa vadeli etkileri arasında duyulan döviz ihtiyacının giderilmesi için son derece önemli adımlar diyebiliriz. Yakın zamanda yeniden güçlenen Türk lirası, tek hanelere inmiş bir enflasyon oranı görmek istiyorsak bu sürecin ve kazanımların doğru kullanılması gerektiğini, geçmişte yapılan hataların tekrar edilmemesi gerektiğini söyleyebiliriz.
Hangi ülke olur ise olsun kurulan ticari ilişkilerin dış siyasetten bağımız olmadığını biliyoruz. İkili ilişkilerde siyasi tartışmaların ve gerilimlerin yaşanmaması, yapılan anlaşmalarda karşılıklı menfaatlerin gözetilmesi ve yatırımların uzun vadeli olması gerektiğinin unutulmaması gerekiyor