Kazdağlı: Stratejik ortaklık, BAE ve Türkiye’nin küresel etkisini olağanüstü artıracak
Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’nin stratejik ortaklığı, küresel ve bölgesel siyasette kartların yeniden karılmasına neden olacak. Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, ortaklığın, iki ülkenin küresel düzeydeki etkisinin olağanüstü arttıracağını söyledi
Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye’nin yaptığı yeni anlaşmalar ve stratejik ortaklık kararı sadece bölgede değil tüm dünyada geniş yankı buldu. Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, bu gelişmenin hem BAE hem Türkiye’nin Avrupa ve Dünya siyasetindeki etkisini olağanüstü artıracağını söyledi.
Al Ain Türkçe’ye konuşan Kazdağlı, iki ülke arasında yapılan anlaşmaları değerlendirdi. Anlaşmaların sadece iki ülke ilişkilerini değil bölge için de önemli sonuçlar doğuracağını vurguladı. Kazdağlı şu ifadeleri kullandı:
“BAE ile Türkiye arasındaki anlaşmalar oldukça göz doldurucu gözüküyor. 50 milyar0 doları aşan rakam ilişkiler açısından önemli. Sadece iki ülke için değil bölge için etkili işbirliklerini beraberinde getirir. Örneğin BAE Türkiye’de tarım konusunda yatırım yapmak istediğini dile getirmişti. Bu da bölge ve Türkiye için önemli bir konu. Hollanda İzmir nüfusu kadar bir ülke. Ancak yaptığı tarımla büyük ihracat geliri elde ediyor. Türkiye çok daha büyük topraklara sahip olduğu halde henüz yeterli düzeyde bu konuda ihracata sahip değil. BAE ile yapılacak güç birlikteliği bu noktada Rusya Ukrayna savaşı kaynaklı gıda krizine karşı önemli bir tedbir olacaktır.
Türkiye dijitalleşme yolunda önemli adımlar attı. Sağlıkta ve savunma sanayiinde teknolojiyi kullanıyor. Bu konuda yetişmiş insan gücü var. Bu konuda da hızla harekete geçirilerek BAE’den gelecek işbirliğiyle birlikte üretime dönüştürülmesi gerekiyor. BAE ve Türkiye bu noktada güçlerini birleştirirse önemli sonuçlar ortaya çıkacaktır.
BAE ile işbirliği iki ülke sınırlarını aşacak şekilde bütün bölgeyi kapsar. Suriye, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar ve Mısır gibi daha geniş bir bölgenin hem teknolojik dönüşümü hem de en temel unsur olan gıda ihtiyacını karşılama noktasında önemli bir potansiyel ortaya çıkarır.”
Bölge sorunları
Celal Kazdağlı, ekonominin bir çok sorunun çözümünde temel taşı olduğunu vurguladı. İki ülkenin yüksek potansiyelli ekonomik işbirliğinin bölge sorunlarının çözümünde önemli etki yapacağını dile getirdi. Kazdağlı; “Suriye, Irak, Yemen, Sudan, Libya gibi sorunların çözümü büyük oranda ekonomiden geçiyor. BAE ve Türkiye’nin işbirliği, bu konuda organizasyonun yapılmasını sağlayacaktır. Yapılacak organizasyon bölgedeki krizlerin aşılmasına büyük katkı sağlar.
Bölgesel ve küresel etki
İki ülkenin ekonomi ve siyasi konulardaki işbirliğinin önemine vurgu yapan Celal Kazdağlı şöyle konuştu;
“Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere Körfez ülkeleriyle işbirliği yapması, ekonomik rahatlamaya yol açabileceği gibi aynı zamanda iki ülkeyi küresel düzeyde daha güçlü bir pozisyona taşıyacaktır. Bunu Avrupa ve Dünya siyasetinde hem Türkiye’nin hem de bölge ülkelerinin etkisini olağanüstü artıracaktır.
ABD’nin Orta Doğu’da eski etkisi yok. Biden yönetiminin Netanyahu ile ilişkileri de çok iyi değil. Bir otorite eksikliği gözüküyor. Hem AB hem ABD hem Rusya açısından bir eksiklik görülüyor. Türkiye ve BAE işbirliği, bu otorite eksikliğini giderebilir. Çözümü başkalarından beklemek yerine bölge ülkeleri çözümü kendileri üretebilir.”
Filistin konusu
Bölgedeki en kronik sorunlardan biri Filistin konusu... Celal Kazdağlı’ya göre Türkiye-BAE birlikteliği bu konuda da önemli sonuçlar doğuracak. Kazdağlı bu konuda şu ifadeleri kullandı;
“Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’nin işbirliği çok önemli. Bu birliktelik tüm bölgeyi kapsayacak şekilde genişletilirse etkisi daha da katlanacaktır. Filistin konusu İslam dünyasının kanayan yarası. Ortaya çıkan birliktelik, bir yandan Netanyahu’nun politikalarının karşısında durmak diğer yandan Filistin hareketini yeniden güçlenmesini sağlayacak bir altyapının oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Filistin toplumunun kendi sorunlarını çözecek bir hale dönüşmesini sağlamak bu birliktelik için çok da zor olmayacaktır. Bu Filistin coğrafyasındaki altyapının geliştirilmesiyle başlar, ekonominin gelişmesine kadar gider.”