Özay Şendir yazdı: Sokak hayvanları üzerinde nasıl uzlaşılır?
Milliyet yazarı Özay Şendir, sokak hayvanlarıyla ilgili gündeme gelen tartışmaya ilişkin kaleme aldığı yazısında uyutmak ya da durumu olduğu gibi bırakmak dışındaki çözüm önerilerini paylaştı. Şendir, “Başka seçenek yok diyemeyiz” dedi.
Milliyet yazarı Özay Şendir, “Sokak köpekleri sorununa sorunsuz çözüm” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Şendir yazısında son günlerde sokak köpeklerinin uyutularak öldürülmesini öngören yasa tasarısını ve tasarıya gösterilen tepkilere değindi.
Birçok ülkenin konuya ilişkin tavrından örnekler veren Şendir, çözüm önerilerini paylaştı. Şendir, “İnsan ya da hayvan fark etmez, yaşam hakkı karşı tarafın ölümüne onay üzerinden tartışılamaz, tartışılmamalı. İlk uzlaşma noktamız burası olmalı” dedi.
Şendir şunları kaydetti:
“Mesela Romanya’daki sokak köpekleri, başta Almanya olmak üzere çeşitli AB üyesi ülke vatandaşları tarafından sahiplenilir. Sahiplenilen sokak hayvanları özel pet araçları tarafından Avrupa’ya taşınır.
Yunanistan’da sokak hayvanları özel ve kafeslerden oluşmayan barınaklara alınır, veteriner adayları bu hayvanların bakımlarını sağlar, her barınak, AB vatandaşlarından fon toplama hakkına sahiptir ve internet dünyasında bu çabanın duyurulduğu onlarca sayfa vardır.
Yani ölüm ya da durumu olduğu gibi bırakma noktasında başka seçenek yok diyemeyiz.
Gelelim bir miktar İtalya’dan esinlendiğim çözüm önerime:
İtalya’da yaklaşık 350 bin sokak köpeği var ama barınak kurarak sokak köpeklerinin bakımını üstlenen şirketlere vergi indirimleri sağlanıyor.
Türkiye’de sokaklarda yaşayan köpek sayısı yaklaşık 4 milyon, bir yılda maksimum 350 bin köpek kısırlaştırılıyor.
DENETLEME VURGUSU
Bu işi hem alan hem de barınaklardaki fiziki şartlardan büyükşehirlerin sınırları içerisinde çözmek zor.
Vergi avantajı sağlayarak, Milli Emlak ve Orman Bakanlığı’nın büyük şirketlere 19 yıllığına arazi tahsis etmesi, bu arazilerde, veterinerden, bakıcıya kadar sokak köpeklerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak sistemin kurulması ve kurulan sistemin hayvan haklarını savunan sivil toplum örgütlerince denetlenmesi bir çare olabilir.
Rutin denetimler dışında bu yerlerin güvenlik kameralarıyla online vatandaş denetimine açık olması da sağlanabilir. Denetim, kötü bakımı engeller, barınağa taşınan her köpek, çip takılarak takip edilir.
Oluşturulacak bu bakım alanlarına dileyen toplu mama bağışında da bulunabilir.
Zor ama toplu uyutmadan da sokakta rahat gezememekten de daha insani bir çözüm gibi duruyor.
Tartışmanın bir tarafının rahatsızlığı sokak köpeklerinin sayısı olsa kısırlaştırmayı tek seçenek olarak masada tutabiliriz.
Fakat, şikayet, sokak köpeklerinin yer yer ölümle sonuçlanan saldırıları.
Her saldırı elbette ölümle bitmiyor ama çocuk parkında sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan bir çocuğun bir daha parka gitmek istememesi ya da sokağa çıkmaktan korkması da ciddi bir sorun.
Tüm sokak köpekleri bugün kısırlaştırılmış olsa bile sorunun çözümü ortalama 10 yılı bulacak.
Sokak köpeklerinin yaşam hakkını savunan bir taraf önce bu gerçeği kabul etmeli, buna karşın sokakların köpeklerden temizlenmesini isteyenler de tek yolun sokak köpeklerini öldürmek olmayacağını anlamalı.
Türkiye’de başta siyaset ve futbol olmak üzere toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren her olayı ikiye bölünerek tartışıyoruz.
Tartışmalarda da tek amacımız karşı tarafa her dediğimizi kabul ettirmek oluyor.
Uzlaşı kültürü bu değil oysa, uzlaşmak için karşı tarafı dinlemek, anlamaya çalışmak sonra da herkesi memnun edecek seçenekleri düşünmek gerekir.
Elbette devletin vergi gelirine ihtiyacı var ama bu seçenek de üzerinde düşünmeye değer bir seçenek”