Osman Kavala'nın yargılandığı "Casusluk" ve "Gezi" davası birleştirildi; tutukluğunun devamına karar verildi
İstinaf mahkemesinin beraat kararını bozmasının ardından yeniden görülmeye başlanacak olan Gezi davası ile bu davanın sanığı olan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala hakkında, "casusluk" suçlamasıyla açılan davanın birleştirilmesine muvafak
Osman Kavala duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlandı. Duruşmayı aralarında milletvekilleri ve konsolos yetkililerinin bulunduğu çok sayıda kişi izledi. Mahkeme başkanı, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi Davası ile birleştirilmesi yönünde muvafakat verdiğini açıkladı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Leyla Alaton’a, Osman Kavala’nın avukatı Deniz Tolga Aytöre “Henri Barkey ile Osman Kavala arasında bir ilişkiye şahit oldunuz mu?” diye sordu. Alaton, “Şahit olmadım. İkisini hiçbir zaman bir arada görmedim de duymadım da” dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen otel çalışanı Osman Ereğli, 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece Henri Barkey otelde konakladığını söyledi. Ereğli, üzerinde Pensilvanya yazılı çanı resepsiyona kimin bıraktığını görmediğini beyan etti.
Kavala duruşmadaki beyanında, "Olayları ve olguları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM’in derhal tahliye edilmem yönündeki karını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir. Suçlamalara dayanak olacak somut delil yokluğunda, iddia makamı birtakım komplo teorileriyle ve suçlamaları birbirlerinin kanıymış gibi iç içe geçirerek algı yaratmaya, bu şekilde yargıyı yönlendirmeye çalışmaktadır." dedi.
Kavala, "İddia makamının öne sürdüğü iddialar olgusal temelden yoksundur, mantık kurallarına aykırı biçimde suçlamalar arasında irtibat kurulmaktadır. Böyle bir davranış ancak ideolojik yaklaşımla ya da iyi niyet eksikliği ile açıklanabilir. Amaçlanan, suçlu olduğum algısının canlı tutulması için ancak tutukluluk halinin kesintisiz olarak devam ettirilmesidir. Yani, kamu yetkisini ve yasa maddelerini amaçlarına aykırı biçimde kullanarak, özgürlüğümün keyfi biçimde kısıtlanmasına gerekçeler yaratmaktır; özgür yaşama hakkımın gasp edilmesine yönelik sürekliliği olan bir eylemdir. İstinaf Mahkemesi’nin bu duruşmadan kısa süre önce, iddia makamının talebine uygun olarak Gezi davasındaki beraat kararlarını bozması ve birbirleriyle ilişkisi olmayan insanların farklı edimleriyle ilgili davaların birleştirilmesi yönünde aldığı karar, Gezi protestolarıyla ilgili siyasi nitelikli iddiaların gündemde tutulmasına hizmet edecek ve mahkemenizin yetkisizleştirilmesi yoluyla çökmekte olan casusluk suçlamasının ömrünün uzamasına, buna dayandırılan tutukluluğumun kesintisiz devamına imkân sağlayacaktır." ifadesini kullandı.