Ortak tatbikat tartışmasına farklı bir bakış
Türkiye ile ABD gemilerinin Akdeniz’de yaptığı ortak tatbikat tartışmaları da beraberinde getirmişti. Milliyet yazarı Didem Özel Tümer, bu tartışmaya farklı bir bakış açısı ortaya koydu.
Milliyet Gazetesi yazarı Didem Özel Tümer’in gündeminde Akdeniz’de gerçekleşen Türkiye-ABD ortak deniz tatbikatı vardı. Tatbikata ilişkin yapılan yorum ve eleştirileri hatırlatan Tümer, farklı bir açıdan olaya yaklaştı. “Paylaşım yapmama tercih olamaz mı?” diye sordu. Ortak tatbikatın amacını ve iki ülke arasında paylaşım konusunda yaşanan diyaloğu aktardı.
Didem Özel Tümer’in yazısı şöyle;
Paylaşım yapmama tercih olamaz mı?
Birkaç gündür süren bir tatbikat tartışması var. Söz konusu tatbikat, Doğu Akdeniz’de, 13-17 Ağustos tarihlerinde ABD donanmasına bağlı amfibik savaş gemisi USS Wasp ile Türkiye’nin ilk amfibik savaş gemisi TCG Anadolu ve onlara eşlik eden gemilerle yapıldı. ABD çıkarma gemisi USS Oakhill ve Türk firkateyni TCG Gökova da “olay mahallindeydi”. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) birçok faaliyetini duyururken buna ilişkin bir paylaşım yapmadı. Türkiye kamuoyu faaliyeti ABD’lilerin paylaşımı ile öğrendi.
ABD 7 Ekim’den sonra bölgeye bir düzineden fazla savaş gemisi gönderdi. Hatta Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin İran’da suikast sonucu öldürülmesinden sonra ABD Savunma Bakanlığı, “İran kaynaklı tehditler” nedeniyle ilave savaş uçakları ve gemiler göndereceğini de açıkladı. Dolayısıyla, bundan sonra şuna benzer haber ve yorumlar yapıldı: İsrail’i korumak için gelen ABD donanmasına ait gemilerle “gizli” tatbikat yapıldı, faaliyet saklandı, Gazze’de yaşananlar ortadayken neden böyle bir faaliyet yapıldı, reddedilseydi...
ABD’nin bölgeye gönderdiği gemiler ile gövde gösterisi yaptığından, İsrail’e karşı bir harekete kalkışacaklara karşı caydırıcılık amacıyla Akdeniz sularında tuttuğundan kimsenin bir şüphesi yok. ABD’nin 7 Ekim’den bu yana eleştirilebilecek gemiler dolusu tercihi var. Öte yandan Doğu Akdeniz’deki herhangi bir faaliyetin balıkçı tekneleri ile değil de “filolar” ile yapılması halinde saklanmaya çalışılması sanki biraz zor. Uçakları ve gemileri sıradan insanlar bile cep telefonu aplikasyonları ile takip edebilirken, filoların denizin üstünde, altında cirit attığı, radarların pervane gibi döndüğü, uyduların anlık fotoğraf çekebildiği bir denizde, “gizli faaliyet” tabiri sanki biraz “yüklenmeyi” süsleme sanatı.
“Geçiş eğitimi” adı verilen faaliyetler dost ve müttefik ülkelerle ortak çalışmanın artırılması için yapılan fırsat eğitimleri olarak değerlendiriliyor. Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı (MSB) daha önce de bu tür faaliyetlerin rutin ve kapsamı itibarıyla kısıtlı eğitimler olduğunu açıklamıştı. İki ordunun deniz kuvvetleri arasında gerçekleşen bu tür eğitim faaliyetlerinde taraflar karşılıklı olarak birbirlerinin gemilerine uçaklarla iniş kalkış yapıyor. TCG Anadolu, en büyük ve en ağır helikopterler ile insansız hava araçlarının iniş kalkış yapabileceği şekilde tasarlandı. Nitekim USS Wasp gemisinde bulunan V-22 Osprey özel harekât uçakları Anadolu güvertesine iniş kalkış eğitimi yaptı.
TCG Anadolu’dan sonra sırada milli uçak gemisi var. Henüz daha çiçeği burnunda sayılabilecek TCG Anadolu ve ondan sonra üretilecek kardeşleri açısından bu tür faaliyetlere katılabilmek “test” niteliği taşıyor. TCG Anadolu’nun bu tür bir eğitim faaliyetinde yer alması, benzer nitelikte gemileri sık aralıklarla yan yana getirmek de her zaman mümkün olmadığı için, imkan olarak değerlendiriliyor.
Neden Amerikalılar duyurdu da MSB duyurmadı sorusuna benim aldığım yanıt “ABD’lilere paylaşım yapılmayacağının bilgisi verildi” oldu. Bu tür faaliyetlerde duyuru yapıp yapmamak konusunda iki tarafın da rızası aranıyor. Edindiğim bilgiye göre; Türkiye, ABD tarafına isterlerse duyuru yapabileceklerini ama kendisinin yapmayacağını iletti. ABD’nin fotoğraf paylaşarak vermek istediği mesajı olduğu gibi Türkiye’nin de paylaşmayarak kendi tercihini ortaya koyduğu söylenebilir.
ABD savaş gemisi ile yapılan eğitim faaliyetinin Filistinlilere ve Gazze’de yaşananlara bağlanma hızına ve tarzına bakıldığında, itici gücün gerçek bir Gazze hassasiyeti olmadığı neredeyse açık. İsrail’e destek olarak nitelendirilmesi ise haksız olmasının ötesinde zorlama.
Öte yandan, başka bir örneği, başka bir ülke ile başka bir sahadan verelim. MSB; 1 Kasım 2019’da başlayan ancak daha sonra “bölgedeki güvenlik durumu” nedeniyle durdurulan Barış Pınarı Harekat Bölgesi’ndeki Türkiye-Rusya birleşik kara devriyesi faaliyetinin tekrar başladığını 22 Ağustos’ta duyurdu. MSB açıklamasında; “Ülkemiz sınırlarının ve bölgedeki sivil halkın güvenliğinin sağlanması, Suriye’nin kuzeyinde istikrarın tesis edilmesi, Türkiye’nin ABD ve Rusya Federasyonu ile vardığı mutabakat gereği bölgeden çıkması gereken PKK/YPG-SDG terör örgütüne ait kontrol noktası, karargah ve askeri yapıların tespit edilmesi, terörle mücadelede Türk-Rus iş birliğinin sergilenmesi maksadıyla birleşik kara devriyesi faaliyetine müteakip dönemde devam edilmesi planlanmaktadır” denildi. Bu devriyenin ikincisi de yapıldı ama o da duyurulmadı. Büyük olasılıkla devam edeceği zaten ilan edildiği ve artık rutin bir faaliyet olacağı için.
Bazı fotoğrafların verilmesi tesadüf değildir, tıpkı bazılarının verilmemesinin tesadüf olmadığı gibi.