Orallı: Suriye ile devlet başkanları düzeyinde bir görüşme olacağı kanaatindeyim | Al Ain Türkçe Özel

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Levent Ersin Orallı, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yeni Suriye’nin yapılandırılması adına bir görüşme gerçekleştirilebileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile normalleşme sürecinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından "tribünden seyredildiğini" belirtti.
Türkiye'nin sığınmacıların güvenli dönüşü ve terörle mücadele konularında öncü adımlar attığını, fakat Suriye'nin bu sürece dahil olmadığını vurguladı.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Levent Ersin Orallı, Erdoğan’ın bu açıklamalarını ve Suriye ile izlenecek politikalara ilişkin görüşlerini Al Ain Türkçe ile paylaştı.
Orallı sorularımıza şu yanıtları verdi:
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esad'ın Türkiye-Rusya-İran-Suriye arasındaki normalleşme çabalarına dahil olmadığına dikkat çekiyor. Türkiye'nin bu çabaları ilerletmek için attığı adımlar ne olmuştur ve Suriye'nin bu süreçte yer almaması durumunda, Rusya, İran ve diğer bölge ülkeleri Suriye'ye katılım için ne tür pozisyon alabilir?
“Uzun yıllardan beri devam eden iç savaşta Türkiye çok net bir şekilde anayasal düzenden yana tavrını koymuş vaziyette. Bu noktada Rusya’nın Esad tarafından hem iktidarını korumak hem de terörle mücadele perspektifinde sahaya davet edilmesi, İran’ın ise Suriye ile uzun yıllardan beri Esad ailesi ile kurmuş olduğu ilişkiler yumağı içerisinde Türkiye’nin pozisyon alması Suriye’deki muhatap sayısını artırdı.
Türkiye’nin yürüttüğü müzakere süreçleri Astana ile anlamlı bir hal almış, aktör pozisyonundaki Esad’ın Türkiye’nin dostane çözüm önerilerini dikkate almıyor olması tıkanıklığı beraberinde getirmiştir. Bizim Suriye toprak bütünlüğünden yana olan tavrımız, anayasal düzen içerisinde yeni bir kimlik arayışı Meclis’te temsil yeteneğine erişebilmelerine dair arzımız Esad tarafından göz ardı edilmiştir.
"SURİYE'DE EN GÜVENLİ BÖLGE İDLİB"
Terör örgütlerinin yuvası haline gelen, merkezi otoritenin Şam haricinde hüküm süremediği bir liderin şüphesiz ülkesi içerisinde nihai karar alma kabiliyetinde oluşunu sorgulamamız gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız bir kez daha zeytin dalı uzatmıştır. Esad’ın özellikle Türkiye’yi işgalci güç olarak nitelendirmesi barışın önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Suriye’de belki de en güvenli olan bölge İdlib olarak öne çıkıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin olduğu coğrafyada halkın geri dönüşü için zemin oluşturmaya başladığı görülmüştür. Bu coğrafyanın Esad tarafından işgal olarak adlandırılması ağır bir dezenformasyondur. Yakın zamanda Milli Savunma, Dışişleri ve bir sonraki aşamada devlet başkanlarının temasını sağlayacak bir zeminde yeni Suriye’nin yapılandırılması için adım adım ilerlediğimiz kanaatindeyim”
-Cumhurbaşkanı Erdoğan sığınmacıların güvenli, gönüllü ve onurlu dönüşlerinin önemli olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin son dönemlerde sığınmacılar için gerçekleştirdiği projeler ve kaçak sığınmacılara yönelik operasyonlar, Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi sürecine nasıl olumlu bir etki yapabilir?
“2011’den beri süre gelen Suriye savaşı ağır dramları beraberinde getirmiştir. Milyonlarca insanın ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı göç sarmalından bahsetmeden oradaki sorunları anlamak mümkün değildir. Bugüne kadar yaklaşık olarak 8 milyon Suriyelinin ülkeyi terk ettiği, Türkiye’yi güvenli liman olarak gördüğü bir durum var. Türkiye’nin bu kişilere güvenli bir zemin yarattığı aşikar. Bu dünyanın da takdirini toplamıştır.
“ESAD’IN GERİ DÖNÜŞE SAHİP ÇIKMASI GEREKİYOR”
Ancak Suriye’de demografinin değişmesi, Şam’da dahi nüfusun erimiş olması Suriye’nin geleceğine dair endişeleri artırmaktadır. YPG-PYD’nin Suriye’nin de belirli coğrafyalarında nüfusu elde etmeye gayret ettiği, tarım arazilerini işgal ettiği herkes tarafından bilinmektedir. Bu noktada Türkiye, onurlu ve güvenli bir geri dönüş sürecini başlatırken Suriye’nin geleceğini, daha ağır demografik dezenformasyonlara sebebiyet vermeden çözmeyi planlamaktadır.
Türkiye’nin özellikle Katar ile beraber birkaç yüz bin kişiye yaşam açmayı planladığı Suriye’nin kuzeyindeki güvenli koridorun daha geniş alanlara yayılması, 1-1.5 milyon Suriyelinin ülkesine dönmesine sağlanması Esad’ın da bu duruma sahip çıkmasını gerektirmektedir.
Rusya ve İran’ın da ortaya koyacakları samimi bir tutum üzerinden nüfusun yeniden Suriye’nin kuzeyinden Halep’e kadar kaydırılmasında fayda olduğu bir gerçektir”