İnsan Hakları İzleme Örgütü: Erdoğan 18 sene boyunca Türkiye'deki demokratik normları yok etti
HRW, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümetin Türkiye'de insan haklarını koruyan mekanizmaları ve demokratik normları '18 yıl boyunca daha önce eşi benzeri görülmemiş bir ölçekte alaşağı ettiğini' açıkladı.
HRW özellikle son dönemde cereyan eden İstanbul Sözleşmesi'nin feshi, siyasi parti kapatma girişimleri ve milletvekillerine yönelik eylemlerle de ülkedeki hukukun üstünlüğünü zedeleyen tehlikeli adımlar atıldığını kaydetti.
HRW Genel Başkanı Kenneth Roth yaptığı açıklamada,Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki insan hakları ve demokratik güvenceleri ihlal ederek iktidarını elde tutma çabasında olduğunu belirterek, son dönemde meclisteki muhalefet partilerini, Kürtleri ve kadınları hedef aldığını kaydetti.
Roth ayrıca İstanbul Sözleşmesi'ne de değinerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir gece yarısı hamlesiyle bu anlaşmadan çekilmesi girişiminin, "partisi dışındaki dindar muhafazakar kesimlerden destek toplama çabalarının bir parçası" olduğunu öne sürdü.
Roth, konuyla ilgili olarak "Sözleşmeden çekilme kararı Türkiye'de kadın haklarının korunması mücadelesinde, epeyce geriye doğru atılmış bir adım olduğu gibi, farklı siyasi çevrelere mensup tüm kadınlara karşı da önemli bir darbe niteliği taşıyor" dedi
Roth, "Türkiye'deki iktidarın muhaliflere, demokrasiye ve kadın haklarına yönelik saldırılarına hız verdiği bir dönemde, AB liderlerinin hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaması gerektiğini" de sözlerine ekledi.
HRW'den yapılan açıklamada ayrıca "Erdoğan ve iktidar partisinin Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) açılan kapatma davası, (LGBT) bireyler hakkında nefret dolu ve ayrımcı görüşler, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekil vasfının düşürülmesi, gazeteci, aktivist ve diğer birçok kişinin keyfi olarak tutuklanması gibi eylemlerle de ülke demokrasisini sekteye uğrattığı" kaydedildi.
HRW bunun yanında Erdoğan hükümeti'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hak savunucusu Osman Kavala ve siyasetçi Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını talep eden bağlayıcı kararlarını da defalarca hiçe saydığını vurguladı.
AB liderleri 25 ve 26 Mart tarihlerinde Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirecek. HRW Genel Başkanı Kenneth Roth Avrupa Konseyi'nin Türkiye'deki insan hakları konusunda gözlemlenen keskin gerileme hakkında ses çıkartması gerektiğini ifade ediyor.
Roth'a göre AB ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Türkiye'de insan hakları alanındaki gerilemenin varlığını kabul ediyor ancak ağırlıkla Türkiye'nin bölgedeki stratejik önemine, dış politikasına, bölgesel çatışmalardaki aktif rolüne ve yürüttüğü mülteci politikalarına odaklanıyor.