Netanyahu liderliğinde İsrail tarihinin en sağcı hükümeti kuruldu
İsrail tarihinin en uzun süre başbakanlık yapan ismi olan Benyamin Netanyahu, yaklaşık 1.5 yıl önce ayrıldığı başbakanlığa, ülke tarihindeki en sağcı koalisyonu kurarak geri döndü.
İsrail’de 'Bibi' lakabı ile tanınan Benyamin Netanyahu, 12 yıl aralıksız sürdürdüğü başbakanlığına verdiği 1.5 yıllık aranın ardından geri döndü.
Üst üste seçimler düzenleyen ve bir türlü hükümet krizinin çözülemediği İsrail’de, 1 Kasım'da yapılan erken genel seçimle Netanyahu'nun başını çektiği sağ blok partileri, 120 sandalyeli Meclis'e 64 milletvekili göndererek zafer kazandı.
Başbakanlığı sırasında hakkındaki yolsuzluk davaları nedeniyle zor günler geçiren Netanyahu'nun liderlik döneminin sona erdiği yönünde pek çok yorum yapılırken, son 4 yılda 5. kez yapılan seçimler ona yeniden başbakanlık yolunu açtı.
İsrail'in 37'nci hükümetinin dün Mecliste yapılan oturumda güvenoyu almasının ardından Likud Partisi lideri Netanyahu siyasi kariyerinde 6.kez başbakanlık koltuğuna oturdu.
İsrail'de 1996-1999 ve 2009-2021 yıllarında olmak üzere 15 yıl başbakanlık yapan Netanyahu, ülkede en uzun süreli başbakanlık yapan isim olma özelliği taşıyor.
İLK KEZ 1988’DE MECLİS’E GİRDİ
1946’de Tel Aviv’de doğan, 1963-67 yılları arasında ABD’de yaşayan ve 1967’de ülkesine dönerek Ordu’ya katılan Netanyahu, 1967 ve 73’te Arap-İsrail savaşına da katıldı.
Netanyahu, ABD’ye dönerek geçirdiği yılların ardından 1988'de Likud Partisi'ne katıldı ve İsrail meclisine girdi. Ardından Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atandı.
1993'te parti başkanlığına seçilen Netanyahu, Mayıs 1996'da rakibi Şimon Peres'i yenerek 47 yaşında ilk kez başbakan seçildi ve ülke tarihinin en genç Başbakanı oldu.
Netanyahu ve merhum Filistin lideri Yasir Arafat, Ekim 1998'de dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın himayesinde sekiz günlük müzakerelerin ardından Washington'da Wye Nehri Memorandumu'nu imzaladı.
Anlaşma, İsrail'in Batı Şeria'nın bazı bölgelerinden çekilmesini, terörle mücadele için güvenlik önlemlerinin alınmasını, Filistin yönetimi ile İsrail arasındaki ekonomik ilişkilerin pekiştirilmesini ve nihai statü müzakerelerinin yeniden başlatılmasını öngörüyordu.
Binyamin Netanyahu, 1999'da İşçi Partisi lideri Ehud Barak ile yarıştığı seçimleri kaybetti ve Likud liderliğinden istifa ederek siyaseti geçici olarak bıraktığını açıkladı.
Netanyahu, siyasete 2003-2005 yıllarında Ariel Şaron'un hükümetinde Maliye Bakanı olarak geri döndü. Netanyahu, Şaron'un 'Kadima' adlı yeni bir partinin kurulduğunu açıklamasının ardından tekrar Likud'un başına seçildi ve 2009'a kadar muhalefetin liderliğini yaptı.
EN UZUN SÜRELİ, SÜREKLİ BAŞBAKAN
Netanyahu, 31 Mart 2009'dan 13 Haziran 2021'e kadar aralıksız 12 yıl başbakanlık görevini yürüterek İsrail tarihinin en uzun süre görevde kalan başbakanı oldu.
FİLİSTİN’İ EN FAZLA VURAN İSİM
Netanyahu'nun 12 yıllık iktidarı döneminde, İsrail ordusu, 2012'de 'Savunma Sütunu' ve 2014'te 'Koruyucu Hat' adını verdiği harekatların yanı sıra Gazze Şeridi'ne çeşitli saldırılar düzenledi. İsrail ordusunun Mayıs 2021'deki Surların Muhafızı adını verdiği 11 gün süren saldırılarında 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 255 Filistinli hayatını kaybetti, 2 bine yakın kişi yaralandı.
Netanyahu iktidarında İsrail uçakları, Tel Aviv'in 'İran'ın sınırları yakınında konuşlanmasını önleme' iddiasıyla Suriye topraklarına saldırılar düzenledi.
İsrail, Netanyahu'nun liderliğinde 2020'de Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas ile normalleşme anlaşmaları imzaladı.
GÖREVDEYKEN YARGINAN İLK BAŞBAKAN
Netanyahu hakkında 2019 yılında 'rüşvet, emanete ihanet ve kişisel amaçlar için görevi kötüye kullanma' suçlamalarıyla dava açıldı.
'Görevdeyken yargılanan ilk İsrail Başbakanı' olarak tarihe geçen Netanyahu'nun savcılıkla anlaşma yapacağı yönünde iddialar da gün yüzüne çıkmıştı.
Netanyahu, hakkındaki yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma davalarının yanı sıra Likud Partisi içerisinde kendisine karşı cephe alınması ve Gideon Saar liderliğinde partinin parçalanmasıyla karşı karşıya kaldı.
Ancak deneyimli siyasetçi, 2021’de kendisini koltuğundan eden Naftali Bennett-Yair Lapid koalisyonunu, İsrail tarihinin en sağcı ittifakını kurarak yenmeyi başardı.
Bu ittifak Bibi'ye başbakanlık yolunu açmış olsa bile aşırı sağcı ortaklarının taleplerine boyun eğmek zorunda kalması, hakkında 'zayıf başbakan' yorumlarını da beraberinde getirdi.
İsrail basını ve siyasi analistlerin yorumlarında, Netanyahu’nun aşırı dindar ve aşırı sağcı ortaklarının taleplerine karşı tavizkar olmak durumunda kalması ve onlara kabinesinde geniş yetkiler vermesine dikkati çekerek, bunun Netanyahu’yu zayıflattığını vurguladı.
Mecliste dün yapılan güven oylaması oturumunda, muhalifleri Netanyahu'yu 'zayıf', hükümetini de 'ırkçı' olarak nitelendiren çıkışlarda bulundu.
Başta ABD olmak üzere İsrail’in Batılı müttefikleri de Netanyahu’nun aşırı sağcı hükümetine endişe ile yaklaşıyor.
Bibi, son 4 yılda 5’inci kez seçimlere gidildikten sonra Mecliste rahat bir çoğunlukla hükümeti kurmayı başarmış olsa da yerel ve uluslararası arenadaki söz konusu baskıların gölgesinde bu hükümetin de 4 yıl boyunca görevde kalmayı başaracağına kesin gözüyle bakılmıyor.