‘Müslüman Kardeşler’de saltanat kavgası.. İstanbul ve Londra arasındaki savaş kızışıyor
İbrahim Münir ekseninden, Mahmud Hüseyin kanadı ve Kemalcılara.. "Al-Ain News", İhvan örgütü içindeki güç dengelerine yönelik bilmek istediğiniz her şeyi sizler için hazırladı.
Kemalcı cephenin yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte, İhvan Örgütünün (Müslüman Kardeşler) tek çatı altında olma ihtimali yeniden hayal oldu ve örgüt daha önce benzeri görülmemiş bir parçalanma sürecine girdi.
94 yıl önce kurulan örgüt, ilk kez üç gruba ayrılarak alışılmışlığın dışında bir durum yaşıyor. Zira, oluşan gruplardan her biri, örgütün tek meşru mirasçısı, kurucu Hasan Benna'nın çizdiği ideolojinin sadık bekçisi ve İhvan’ın dünya çapındaki doktrin ve ideolojinin koruyucusu olduğunu söylüyor.
Daha önce hiç görülmemiş bu ‘parçalanma’, 3 sözcü, 3 lider ve 3 çözüm anlayışının oluşmasına ve her bir grubun kendi yönetim yapısını oluşturmasına neden oldu. Bu da, örgütün tek bir komuta altında ve tek bir lider yönetiminde birleşmesini imkansız hale getirdi.
İhvan örgütü, Londra ve İstanbul cephelerinde parçalanma yaşarken, Kemalcılar (Genel Ofis), krizi daha da derinleştirecek bir adım attılar ve üçüncü bir grubun oluşumunu duyuracakları bir sempozyum düzenlediler.
Bu durum, örgütün mirasçısı grup hangisi olacak? Kitlelere karşı ne gibi söylem kullanacak? İçe yönelik ideolojik ve örgütsel söylemi ne gibi özellikler taşıyacak? Her cephenin güçlü ve zayıf yönleri neler? Kimler yönetecek? Her bir grup, hapishanedeki meşru yönetime ne kadar yakın?.. gibi soruları akla getiriyor.
Al Ain News, üç cepheyi tüm yönleriyle ele alıp karşılaştırmaya giderek, sunacağı bu raporda, yukarıda sorulan sorulara da yanıtlar aradı.
İBRAHİM MÜNİR CEPHESİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ (LONDRA)?
İbrahim Münir, İhvan Örgütü’nün Rehberlik Meclisi Başkanlığı’nı vekaleten yürütüyor. Türkiye ve Mısır'da yandaşları ve destekçileri var. İbrahim Münir bu görevi, Rehberlik Meclisi Başkanlığı Vekili Mahmut İzzet'in tutuklanmasından sonra meşru bir şekilde devraldı.
GÜÇ NOKTALARI:
İbrahim Münir, 1965 yılından beri İhvan örgütünün (Müslüman Kardeşler) önde gelenleriyle bir arada bulundu. Kendi grubunda pek çok İhvan lideri yer alıyor. Grubun en önde gelenleri; Şura Konseyi üyesi, Devrimci Konsey başkanı ve birkaç dönem Parlamento üyesi, tanınmış bir lider olan İhvan örgütü yöneticilerinden "Meşru Parlamento" Başkanı Cemal Haşmet.. Örgütün resmi sözcüsü, iş adamı ve Muhammed Mursi döneminde Buhayre valisi olan Usame Süleyman.. Yetmişli yılların en önde gelen liderlerinden biri olan Ömer Tilmsânî'nin ihvan gençliğinin başına getirdiği Hilmi Cazzar, eğitim alanında tanınmış tarihi liderlerden biri olan Muhyiddin Zayıt, Muhammed Buhayri ve Yusuf Nada.
Bu grubun lideri, örgütsel meşruiyete sahip. Şura Meclisinden oluşan üyelik soruşturma komitesi dışında, maddi veya manevi ihlaller de dahil olmak üzere, hiç kimsenin onu görevden uzaklaştırma yetkisi bulunmuyor.
Grup, örgüt’ün uluslararası yapısı tarafından desteklenmektedir ve mevcut karmaşadan sıyrılabilecek bir vizyona sahip.
Grup faaliyetlerinin yürütülmesi ve mahkumların aileleri için finansman kaynaklarına sahip.
Grubun lideri, İngiltere’deki karar alma çevrelerinde bir şekilde kabul görüyor.
Diğer görüşlerle ortaklık, iktidar rejimle çatışmama, siyasi mücadeleyi terk etme çağrısı yapıyor.
Siyasi çizgi ile dava çizgisini birbirinden ayırmayı, örgütün üyeleri üzerindeki kısıtlamaları hafifletmeyi amaçlıyor.
MAHMUD HÜSEYİN CEPHESİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ (İSTANBUL)?
Mahmud Hüseyin İhvan örgütünün önceki Genel Sekreteri.
30 Haziran 2013'ten önce, İhvan örgütünün 4 liderinden biri. Bunlar; Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedi, Rehberlik Konseyi Başkanı yardımcısı Hayrat Şatır, Rehberlik Konseyi Başkanı ikinci yardımcısı ve sayman Mahmut İzzet ve Genel Sekreter Mahmud Hüseyin.
Bu grup, Mahmud İzzet'in tutuklanması sonrası ortaya çıktı ve İbrahim Münir Rehberlik Meclisi Başkanlığı görevini devraldı.
İbrahim Münir, Mahmud Hüseyin'in tecrit durumunu suistimal ederek, Mısır'daki idari ofislerdeki gizli iletişim kanallarından yararlanarak kendisinin arkasından iş çevirdiğini ve grubu yönettiğini fark etti. Bunun üzerine İbrahim Münir, grubun genel sekreterlik pozisyonunu kaldırmaya ve onun yerine bu görevi yürüten bir komite oluşturmaya karar verdi. Bu hamlesi, yeni bir grubun ortaya çıkmasına neden oldu.
Bu olay sonrası Mahmud Hüseyin Cephesi, Mısır içindeki idari büroları Münir cephesinden izole ederek grubun kontrolünü ele geçirdi.
Hüseyin Cephesi, Münir'in kendilerini örgütten ayırma kararına da aynı şekilde karşılık vererek onu ve yanındakileri açıkça görevden alma kararı aldı.
GÜÇ NOKTALARI:
Birden fazla idari ofis Mahmud Hüseyin'in meşruiyetini tanıdı.
Grup faaliyetleri ve grupla bağlantılarını beyan etmeleri koşuluyla mahkumların aileleri için fon kaynaklarına sahip.
İbrahim Münir’in yerine, Mahmud Hüseyin ve Rehberlik Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Talaba adına yayın yapan birden fazla medya platformuna sahip.
"İstanbul Cephesi"nin birçok lideri, örgütün ‘güçlü’ adamı Hayrat Şater'in yanında yer alıyor. Bunların başında, Muhammed Abdulvehhab (İhvan Örgütü Yurt dışındaki Mısırlılar sorumlusu), Humam Ali Yusuf (Genel Şura Konseyi Üyesi ve Türkiye Ofisi eski başkanı), Mithat Haddad (Şura Konseyi Üyesi), Memduh Mebruk (Şura Konseyi Üyesi) geliyor. Grubun Hayrat Şater’in yanında yer alması, varlığını sürdürmesi ve diğer cephelerle uzlaşmayı reddetmesinde büyük rol oynadı.
ZAYIF NOKTALARI:
Rehberlik Meclisi Başkanlığı görevini yürüten İbrahim Münir’e karşı aldığı görevden alma kararlarının hiçbir meşruiyeti yok.
İbrahim Münir lehine Mahmud Hüseyin'i ‘terk etmeye’ başlayan birkaç idari ofisin ‘parçalanması’.
Mevcut krizi çözmek veya İhvan mahkumlarının krizini çözmeye ilişkin vizyon sunmaktan ‘kaçınması’.
Türkiye'deki üyelerinin çoğu Mahmud Hüseyin'den memnun değil.
GENEL OFİS (KEMALCILAR) CEPHESİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?
Ruhani liderleri Muhammed Kemal’den dolayı ‘Kemalcılar’ Cephesi olarak bilinir.
Bu grup, İhvan örgütü içinde 2016 krizinden sonra ortaya çıktı. İhvan örgütünün Londra’daki ofisine, örgütün medya sözcüsü Muhammed Muntasır’ın görevinden alınarak yerine Talat Fehmi’nin atanması sonucu kuruldu.
Londra ofisinin, tutuklulara yönelik tahsislerin ödenmesinde ‘ayrımcılık’ yapmasının ardından, Muhammed Kemal 2016 yılında istifa etti ve ‘Genel Ofis’i (Kemalcılar) kurdu.
Bu grup, Mısır güvenlik güçleriyle çıkan bir çatışmada Muhammed Kemal’in öldürülmesinden sonra önemli ölçüde zayıfladı.
GÜÇ NOKTALARI:
Üyelerin çoğu, tarihsel ve geleneksel liderlik politikalarını ‘reddeden’ gençlerden oluşuyor.
Üyeleri, başta Muhammed Kemal'i ‘vefalı bir şehit’ olarak kabul eden Hasm, Liva al-Savra, Helevan tugayları ve diğer silahlı komiteler tarafından takdir ediliyor.
Siyasi çizgisini ve bölgesel konulardaki vizyonunu özetleyen net bir vesikaya sahip.
Bu grup, İhvan örgütünden hiçbir liderin görevinden alınmasına karışmadı. Aksine, İhvan'ı ikiden fazla ekol tarafından ifade edilebilecek bir okul olarak görüyor.
ZAYIF NOKTALARI:
Bu grup, İhvan örgütü içerisinde şiddete meyilli olmakla suçlanıyor.
Londra ve İstanbul cephesine göre üye sayısı oldukça az. Bunun yanında, finansman kaynakları çok zayıf.
"Şiddet içeren" söylemleri şu anda pek çok idari ofis tarafından reddediliyor.
Kendi saflarında, örgütün hatırı sayılı tarihi şahsiyetlerinden kimse yer almıyor.
BU ÜÇ CEPHE’Yİ NASIL BİR GELECEK BEKLİYOR?
Kemalcılar Cephesi (Genel Ofis), dağılmayı ya da her iki cepheyle birleşmeyi reddedip, üyelerinin dağılmasını önlemek için entelektüel ve örgütsel bir çerçeve oluşturmakta ısrar ediyor. Üç cepheye dağılan örgütün her bir cephesinin birbirini suçlaması, İhvan örgütünün üç kola parçalanmasını kaçınılmaz kılıyor.
Al Ain News kaynakları, bu üç oluşumun yakın gelecekte aynı çatı altında toplanmasının mümkün olmayacağı görüşünde. Bu da örgüt içerisinde birbirinden uzak üç farklı söylemin hüküm süreceği anlamına geliyor. Birincisi Muhammed Kemal cephesi. Bu cephe, çatışma argümanlarını savunan, İhvan örgütü ve devrimi korumak için komiteler kurulmasına inanan ve amaçlarına ulaşmak için şiddeti meşru gören bir cephe.
Al Ain News’e göre ikinci Cephe, siyasetten uzak, ‘uzlaşmacı’ görüntüsü vermeye çalışan Münir Cephesi. Ancak hakikatte devletin tüm eklemlerini ‘kontrolü altına almak’ için her türlü yola başvurmaktadır.
Bu iki oluşum arasında orta bir yol alan Mahmud Hüseyin Cephesi yer alıyor; bu oluşum, şiddeti teyit etmediğini açıkça ifade etmekle birlikte, şiddete karşı olduğunu da söylemiyor. Siyaset arenasında olmayı reddetmiyor ve siyasette bulunmaya çağrıda bulunmuyor. Bu grubun söylemi, örgütün 25 Ocak 2011 öncesindeki kararlarına bağlı kalmaktır.