Musa Özuğurlu Pençe Kılıç harekatını değerlendirdi: “Karada kayıp olursa bu sefer süreç hükümetin aleyhine işleyebilir”
Pençe Kılıç harekatı ile ‘Türkiye istediğini yaptı’ değerlendirmesinde bulunan gazeteci Musa Özuğurlu, “Fakat karada herhangi bir kayıp söz konusu olursa bu sefer bu süreç hükümetin aleyhine işleyebilir” dedi.
Orta Doğu uzmanı gazeteci Musa Özuğurlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) önceki gece Suriye’ye ve Irak’ın kuzeyine yönelik başlattığı Pençe Kılıç Harekâtı’nı AL-AiN Türkçe’den Alev Olgay’a değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hulusi Akar’dan bilgi aldı ve harekât emri verdi. Pençe- Kılıç harekatı başladı. Bu operasyon Türkiye için ne anlama geliyor? Neye yarayacak? Irak ve Suriye’ye eş zamanlı operasyon nasıl ve neden gerçekleşti?
Birincisi Türkiye'nin uzun zamandır aslında Suriye tarafına operasyon yapmak istediğini biliyoruz. Fakat aynı zamanda bir takım itirazlarının olduğunu da biliyoruz. Bu itiraz tarafları Suriye, Rusya, İran, Amerika Birleşik Devletleri bunların her birisinin kendine göre birtakım dayanakları vardır. Birincisi mesela Amerika Birleşik Devletleri aslında işbirliği yapmakta olduğu bir dinamiğe yönelik olarak böyle bir operasyon yapılmasını istemiyordu. Suriye ise doğal olarak kendi topraklarında yapılan bir operasyon istemiyordu ama Rusya mesela Suriye ile birlikte hareket ettiği için İran hem Suriye ile birlikte hareket ettiği için hem de o bölgede kendisinin de bir varlığı söz konusu belirli yerlerinde tabii ki burada Türkiye'nin ağırlığının artmasını da istemiyor. Bu aynı zamanda Ortadoğu bölgesi için de geçerli dolayısıyla bu itirazlar nedeniyle Türkiye şu ana kadar bu operasyonu yapamamıştı. Fakat Taksim'de meydana gelen bu saldırı Türkiye'ye çok sağlam bir gerekçe oluşturdu ve Türkiye bunun üzerine bu operasyonu yapmakta kararlı olduğunu taraflara bindirdi. Onu da şuradan anlıyoruz, Amerika Birleşik Devletleri misyonlarının birkaç gün öncesinden kendi vatandaşlarına yönelik uyarısından ve Türkiye bu itirazla beraber bunu yaptı.
Harekâtla kime ne mesaj verildi?
Şimdi 2 taraflı bakmamız lazım. Birincisi Suriye tarafı, ikincisi Irak tarafı… Irak tarafına yönelik olarak aslında zaten devam eden bir suya operasyonlar serisi vardı. Fakat Suriye tarafında bu itirazlar siyasal itirazlar nedeniyle olamamıştı. Böylece aslında ikisinin birden olduğunu görüyoruz ama diğer yandan şu da söz konusu Türkiye 2 tarafa aynı anda operasyon yaparak bölgede birtakım hedeflere yönelik olarak operasyonu rahatlıkla yapabileceği mesajını da, yani böyle bir askeri kapasitesinin olduğu mesajını da vermek istedi.
İkincisi örgüte yönelik olarak da şu mesajı veriyor, aslında zaten kullandığı bir söylem bu Türkiye'nin siz aslında aynı örgütsünüz dolayısıyla sizin hem Suriye kolunuza hem de Irak tarafındaki kolunuza aynı anda operasyon yapıyorum. Böylece Türkiye birkaç mesajı bu operasyonla beraber hem siyasal muhataplarıyla hem devletler düzeyinde hem de örgüt düzeyinde örgüte yönelik olarak vermiş oldu.
ABD birkaç gün önceden bir uyarı yaptı vatandaşlarına ve Türkiye harekâta hazırlanıyor dedi. Bunun üzerine ABD, PKK, YPG’yi mi uyardı yorumu yapıldı oysa hava harekâtlarında önceden ülkeler arası bilgilendirme mi oluyor?
Tabi kesinlikle olması gerekiyor. Çünkü orada örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nin bir varlığı söz konusu. İkincisi Rusya'nın hava sahası söz konusu. Aynı zamanda Suriye'nin bir hava sahası sözü. Burada tabii Suriye'nin muhatap alındığı anlamında değil ama Suriye ile birlikte hareket eden Rusya'ya bu haber verilmiş olmakla aslında Suriye'de bu mesaj verilmiş oldu öncesinde… Bu Birleşmiş Milletler'in 51. maddesi, yani Türkiye'nin bu operasyonu için zemin olarak ortaya koyduğu 51. Madde bir taraftan sadece ülkelerin örneğin kendi sınırlarının ötesine belirli zaman veya belirli bir coğrafya içerisinde ‘istediği gibi’ tırnak içinde söylüyorum bunu, operasyon yapma hakkı vermiyor ama aynı zamanda diğer ülkelerle istişare halinde olunmasını da öngörüyor.
Bu iyi komşuluk ilişkileri içerisinde. Dolayısıyla Türkiye'nin bir şekilde oradaki yine tırnak içinde ‘komşuları’ Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bu bilgilerin de bulunması gerekiyordu.
Zaten daha önceden bunların itirazları olduğu için aslında ilan etmiş oldu, ben böyle bir operasyonu yapacağım diye. Fakat bu tür operasyonlardan önce aradaki ihtilaf ne olursa olsun bu ülkeler arasında elbette ki bir haberleşme daima söz konusudur. Hatta bunu şey olarak Rusya'yla mesela Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bütün sorunlara rağmen Ukrayna konusunda şu anda, o ülkeler için de geçerli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla evet bilgilendirme yapılması zorunluydu. Ama diğer yandan Amerika Birleşik Devletleri'nin aslında böyle bir şeyi aleni olarak yapmasına ihtiyaç yoktu.
Zaten aslında örgütle temas halinde dolayısıyla bunu örgüt yönetimine yapabilirdi sadece. Fakat aynı zamanda kendi gerçekten işte vatandaşlarının da orada olduğu ve aynı zamanda Amerikan yasalarına göre kendi vatandaşlarını bilgilendirmek zorunda olduğu için Amerika'nın böyle bir duyuru yapmış olduğunu söyleyebiliriz.
Taksim’de 6 yurttaşımızın ölümüne sebep olan saldırgan Afrin’den gelmişti. Neden Kobani bombalanıyor? Ayrıca Kobani ilk kez vuruldu bu operasyonun diğer operasyonlardan farklı mı okunması gerekiyor?
Şöyle bir durum var, Türkiye'nin vermeye çalıştığı mesaj örgüt yönetimine ve örgüt açısından baktığımız zaman Kobani’nin sembolik bir değeri var. Hele hele Türkiye'de şu anda işte bugün itibariyle mesela bu Kobani davası devam ediyor. Bugün duruşma var. Şimdi tam da bütün bunların bir araya getirildiği aslında stratejik bir hamleden bahsediyoruz. Bir taşla çok kuş bu hamlesidir bu. Dolayısıyla da Kobani’nin vurulması örneğin Afrin'in vurulmasından evet daha etkili bir uluslararası kamuoyu oluşturacak, daha doğrusu ulusal kamuoyunda daha etkili bir şekilde alınacaktır. Bu yüzden ben Kobani’nin seçilmesinin tesadüf olmadığını da ya da Türkiye'nin Afrin açıklamaları sonrasında bu açıklamalar da çeliştiğini düşünmüyorum.
PKK sınırdan silinebilecek mi? Bu operasyonun seyrini nasıl devam eder, karadan da hareket olacak mı yoksa zaten başlamış mıdır?
Karadan harekatın olabilmesi kolay değil. Bu nedenle zaten hava bombardımanı seçildi. Normalde aslında Afrin ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önceden aldığı Tel Rıf'at gibi bölgelere yapılacak olan bir harekat aslında karasal unsurları da içermeli. Çünkü zaten askeri bir adımdan bahsediyoruz ve bu adamın önce işte hava bombardımanı, sonra da kara harekâtıyla devam etmesi gerekir. Şimdi burada soru şu, Türkiye gerçekten bu kara harekatını yapar mı yapmaz mı? Eğer yaparsa karada unsurların birbiriyle çarpışması sonucu doğar. Ama şu andaki açıklamalara göre mesela Türkiye istediğini yaptı dolayısıyla hiç kamuoyuna biz rahatlıkla işte terör yuvalarını vurduk mesajını verebiliyorlar. Fakat karada herhangi bir kayıp söz konusu olursa bu sefer bu süreç hükümetin aleyhine işleyebilir. O nedenle bundan emin değilim. Gerçekten bir kara harekatını yapıp yapmak istemediklerinden, diğer yandan da siyasal açıdan hani az önce birçok ülkenin itiraz ettiğini söylüyorduk ama aynı zamanda şöyle bir ihtimal her zaman için açıktı bu ülkeler Türkiye'nin bu Suriye'de istediğini yapmış olması mesajını da şartlı olarak kabul edebilirler Suriye dahil buna Rusya dahil İran dahil ve zannediyorum bu şekilde şu an için söylüyorum, bir saat sonra ne olur bilmiyorum ama şu ana kadar zannediyorum Türkiye'nin bu isteği yerine getirilmiş durumda. Bir taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği mesajı verdi. Diğer taraftan diğer ülkelerin aslında o korktukları Türkiye'nin kara harekatıyla farklı birtakım yerlere daha hakim olma tehlikesi söz konusu değil. Böylece herkes aslında bir şekilde istediğini almış oldu. Ama bundan sonrasında ne olur? Ben çok da sık bir şekilde ve kara harekatıyla birlikte devam edeceğini düşünmüyorum. Çünkü dediğim gibi yani unsurlarının karada birbirleriyle çarpışması sonucunu getirir. Kaldı ki diğer taraftan yani Suriye'nin bir kararlılık adımları vardı. Yani YPG unsurlarına yardımcı olmak üzere işte kendi askeri unsurlarını göndermiş olması ve dediğim gibi de Rusya, İran aslında Türkiye'nin o karasal olarak daha etkili bir konuma gelmesine razı değiller.
Bu anlamda herkesin şu anda aslında durumu kendi açısında kurtarabildiği bir yerdeyiz. Bundan sonrasında atılacak bir adım diğer ülkelerde rahatsızlık yaratabilir ama aynı zamanda askeri açıdan baktığımız zaman tehlikeler barındırabilir dolayısıyla emin değilim gerçekten devam edip etmeyeceği konusunda.
Bir de coğrafya geniş bir coğrafya bu ülkelerin itirazları, bazı örgütlerin belki yaratacağı birtakım tehlikeler illa ki YPG falan olması gerekmiyor. Türkiye’ye yönelik birtakım eylemelerin ya da Türkiye’nin savunduğu unsurlara yönelik eylemlerin olabileceği durumu çıkabilir ortaya dolayısıyla ben şimdilik bu vuruşla yetineceğini düşünüyorum. Sonrası eğer Türkiye gerçekten kararlıysa dikkate almamaya o zaman farklı bir süreci başlatır gerçekten.
Burada dikkatli de olunması gerekiyor bence. Gerekiyor derken, devletlerin politikaları açısında baktığımız zaman bunu öngörebiliriz. Artık herkes daha dikkatli adımlar atacak gibi görünüyor.