Mithat Sancar: Halk geçim derdinde, AKP-MHP savaş peşinde
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar “Halk geçim ve yaşam derdinde, AKP ve MHP iktidarıysa kendi bekası için savaş peşinde” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Sancar Cumhur İttifakı’nı hedef alarak “Halk geçim ve yaşam derdinde, AKP ve MHP iktidarıysa kendi bekası için savaş peşinde” ifadelerini kullandı. Sancar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sinyalini verdiği olası sınır ötesi operasyonla ilgili “Türkiye'nin gündeminde savaşın değil, geçim derdinin olduğunu” belirtti.
Altılı Masa’nın dün açıkladığı anayasa taslağını zayıf ve eksik bulduğunu belirten Sancar "Bir tür tamirat programı ortaya koyuyor. Peki sürekli kriz ve çalışma üreten sistemin kendisine dönük bir değişiklik iradesi var mı?" diye sordu
Sancar'ın konuşmasından satır başları şöyle:
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
“Türkiye'nin her yerinde 10 binlerce kadın erkek şiddetine karşı, ülkenin her yerinde haykırdılar. Özgürlüğümüz için susmuyoruz, erkek devlet şiddetine itaat etmiyoruz. Kadınların talebi belli, özgür, eşit, şiddetsiz bir yaşam talep ediyor kadınlar. Peki iktidar ne yapıyor? Kadınların düzenlediği bütün yürüyüşleri engelliyor.”
“Yüzlerce kadın gözaltına alınıyor. İstanbul'daki yürüyüşümüzde kadın arkadaşlarımızdan Dilbent Türker'in ayağını kırıyor. 200'e yakın kadın gözaltına alınıyor. Bu devlet erkek şiddetini besleyen teşvik eden bir zihniyetle yönetiliyor. O nedenle erkek şiddetine karşı çıkış, aynı zaman iktidarın politikalarına karşı çıkma anlamına gelir.”
“Ankara'da Şebnem Korur Fincancı hocanın portresini alana almadılar çünkü Kürtçe'ye de tahammülleri yok. Bakın cezaevinden gönderdiği mesajda Şebnem hoca ne diyor: Biz kadınlar, evde sokakta iş yerinde hücrede, kadınlar için özgürlüğümüz için mücadeleye devam edeceğiz.”
“Kadınların başarma azmi ve kararlılığının en açık göstergelerinden biri iktidarın kadın düşmanı politikalarını tırmandırmasıdır. Bu sabah kadınlara yönelik gözaltı operasyonu başlattı iktidar. Kadınların mücadelesini kriminalize etmeye çalışan bu operasyonlar derhal son bulmalı. Buradan bütün kadın mücadelesini bir kez daha yürekten selamlıyorum.”
“ENGELLİLER İÇİN YENİ BİR YAŞAM MÜMKÜNDÜR”
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü... Engelliler için yeni bir yaşam mümkündür. HDP ilkesel olarak engellilere yönelik tüm hizmetlerin kamusal parasız, ana dilinde ve erişilebilir olmasını savunuyor. Bu konuda bütçe görüşmelerinde çok sayıda önerge verdi arkadaşlarımız. Bunların hiçbiri kabul görmedi. Engellilere yönelik yaklaşım, bu iktidarın siyasal ve toplumsal yaşama yönelik zihniyetinden farklı değil, çünkü onlar tekçi bir yaşam öneriyorlar.”
“Beden formlarında bile karşılığını bulan bir tekçi anlayışla karşı karşıyayız. Oysa biz, bütün renklerin inançların, cinsiyetlerin ve halkların korunmasını talep ediyoruz. Bütün engellilerle birlikte bu siyasal ve toplumsal hedefe ulaşmak mümkündür.”
KUZEYDOĞU SURİYE'YE DÜZENLENEN OPERASYONLAR
“Türkiye'nin önünde iki ana gündem var, biri halkın gündemi. Yoksulluk, zulüm, açlık, işsizlik. İktidarın gündemi ise halkın gerçek gündemini bastırmaya yönelik politikalardır. Bu politikaların başında ise savaş gelmektedir. Halk geçim ve yaşam derdinde, AKP ve MHP iktidarıysa kendi bekası için savaş peşinde.”
“Savaş politikaları, bütün toplumsal alanları şiddete boğan bir iklimin de yaratıcısı... Cezasızlık politikası da bütün bunları teşvik ediyor. Geçen hafta yaşadığımız hayvanlara karşı şiddet de bundan ayrı tutulamaz. Öyle bir zihniyet ki bütün canlıları şiddetle bastırabileceğini düşünüyor. Bu zihniyet hayvan haklarına saldırının da temelinde yatıyor. Bir şiddet toplumu yarattı bu iktidar. Bu kültür yönetme biçimi olarak uygulanıyor. İktidarla toplumun keskin bir ayrım içinde olduğu süreci yaşıyoruz. Sürekli vurguladığımız hakikati tekrar edelim: AKP-MHP ittifakı talan, sömürü ve rant iktidarıdır. Böyle olduğu için de bir kan, yalan ve savaş iktidarıdır.”
“BİZ SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI ÇIKIYORUZ”
“Bizler savaşa karşı çıkalım çağrısı yapalım derken, bunun dar anlaşılması için yapılan algı operasyonlarına aldırmayalım. Biz savaş politikalarına karşı çıkıyoruz, çok açık ve net. Kürt sorununda güvenlikçi anlayışa ve savaş operasyonlarına karşı çıkıyoruz. Ancak savaşçı ve güvenlikçi anlayış sadece Kürtlere yönelik bir saldırı olarak anlaşılmamalıdır. Bugün Kuzeydoğu Suriye'ye başlatılan operasyonların iki temel hedefi var, stratejik hedef, Kürtleri statüsüz bırakmak, bu iktidar da kendisinden önce gelen iktidarların yaptığı gibi devlet zihniyetini Kürtlere karşı klasik devlet aklını sürdürüyor. Kürtler nereden bir kazanım elde ederlerse kendilerine karşı bir beka sorunu olduğunu topluma kabul ettirmeye çalışıyor. Bu operasyonların temelinde yatan anlayış Kürt düşmanlığıdır.”
“İSTEDİKLERİ SONUÇLARIN BİR KISMINI DA ELDE EDİYORLAR”
“Diğer noktalara gelince, iktidar bu savaş politikalarını her seçim dönemi yükseltiyor dedik, bu politikalar aynı zaman seçim sürecini kendi lehlerine düzenleme planlarının en önemli parçasıdır. Halkı ayrıştıracaklar, her gün derinleşen açlığı unutturacaklar diye bir hesapları var. Maalesef bunda tamamen başarısız olduklarını söylemek de kolay değil. İstedikleri sonuçların bir kısmını da elde ediyorlar. Kısacası bu yolla hem toplumsal mücadeleleri bastırmayı, hem sömürüye talana karşı sesleri kısmayı hedefliyorlar.”
TAKSİM SALDIRISI
“Eğer bir kara operasyonu başlatırlarsa kiminle yapacaklar, müttefikleri kim, ÖSO çeteleri... Kim bunlar? Bunlarla işbirliğinin “Suriye halklarına ve Türkiye halklarına hangi faturaları çıkaracağını ön görmek bu kadar zor mu? Ne için bu kirli oyunlar? Taksim'deki vahşi saldırıyla ilgili pek çok veri ortaya saçıldı. Bunların çok büyük bir kısmı, Suriye'deki çeteler ve hatta IŞİD'le bağlantıya işaret ederken bunların üstü kapatıldı. MHP'nin bir ilçe başkanı ile fail olarak gösterilen şahıs arasında telefon konuşmaları tespit edildi, bunlar derhal gündemden düşürüldü.”
“BİR TÜR FRANCO YÖNETİMİ İSTİYORLAR”
“İktidarın planı toplumu teslim almaya dönüktür, seçim sürecini dizayn etmektir. Neden bu kadar önemli seçimler? Bu iktidar ortakları kendilerini gelecekte biriktirdikleri suç dosyalarıyla adil bir düzende hesap vermekten korkuyorlar. Bu seçim, iktidar için aynı zamanda rejimi yerleştirme dönemecidir. Bu rejim, merkezinde tek adamın olduğu, totaliter unsurlarla bezenmiş, milliyetçi, devletçi, islamcı bir rejimdir. Bir tür Franco yönetimi tesis etmek istiyorlar.”
“ALTILI MASANIN ANASAYA METNİ”
“Buna karşı ne yapmak lazım? Diğer muhalefet partileri ne yapıyor? Başlı başına büyük bir çıkmaz oluşturuyor bizim dışımızda kalan muhalefet. Altılı masa dün Anayasa değişikliği taslağı önerisi sundu. Bu önerinin gerçek bir demokrasi için eksik ve zayıf kaldığını görebilirsiniz. Bir tür tamirat programı ortaya koyuyor. Peki sürekli kriz ve çalışma üreten sistemin kendisine dönük bir değişiklik iradesi var mı?”