Meral Akşener: Bana en ağır gelen 2017’deki referandumun sonucudur; bunları yaşayacağımızı görmüştüm
Akşener, Liderler ile Bayram Sohbetleri programında gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, siyasetteki en zor gününün 16 Nisan 2017 referandum gecesi olduğunu söyledi. O zaman bunların yaşanacağını gördüğünü belirten Akşener, "Ya güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecektir, ya da bu sistemle gidildiğinde parlamenter sistemi getireceğiz diyenler oy alacak ve sistemi değiştirecek" dedi. Hâlâ kendisini arayan AKP'li isimler olduğunu, siyasetin sevgi ve saygı dili üzerinden kurulması gerektiğini belirten Akşener, "Ben öksürsem MHP’den cevap geliyor ve özne cinsiyetim. İş tehdide dönüş durumda ipin ucundaki hanfendi deniyor" ifadelerini kullandı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Halk TV’de yayınlanan Liderler ile Bayram Sohbetleri programında gazeteci Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.
Akşener, "Memleket Masası" çağrısı nedeniyle hiç beklemediği bir tavırla karşılaştığını ifade ederken, "Sayın Bahçelinin tutumunu ve AKP adına sayın Ömer Çelik’in açıklamalarından gördüm ki konforlarından çok memnunlar. Çok çirkin sözlerle bir tavır kondu" şeklinde konuştu. Akşener’in gündeme dair açıklamalarından satır başları şöyle:
Hayvanları seviyorum, köy çocuğuyum. Biraz kediciyim. Kediler uyanık, onlardan çok şey öğreniyorum. Sevgi isteyenler eşime geliyor, hasta olanlar bana geliyor. Ben partimizi kurduktan sonra Türkiye’ye yönelik bir bayram sofrası hayalimi proje olarak anlatmıştım. Çocuklar biraz yatar, büyükler kalkar, bayram namazına giderlerdi. Sonra kahvaltı edilirdi. Babamın 3 ablası vardı. Onlardan doğan kızı çocukları aşağı yukarı babamla yaşıt, ben onlara da hala derdim. Hepsi bayramda bize gelirlerdi. O bayram sofrası Türkiye için çıkış noktası olarak gördüğüm şey..
Ben bir Rizeli ile evliyim, mesela kuzeniniz Ordulu ile evli… Başka yerden gelenler… Aynı sofranın içinde farklı yerlerden gelen insanlar olurdu. Annem halalarım ile birlikte yemeği hazırlardı. O sofrada herkesin yemeğe eşit mesafede ulaşabilmesiydi.
Kurban bayramında ise akşam yemeği olurdu kurban eti yensin diye. Sonra biz çocuklar köyün büyüklerinin hatırını sormaya giderdi. Çocuklara büyük bir sevgi ve esirgeme hali, büyüklere ise çok büyük bir saygı vardı. Çocuklara bayram harçlığı harçlık vermek için para biriktiren yaşlı amcalar, teyzeler vardı. Annemin ailesi Demokrat Partili, babamın ailesi İnönücüydü. Zengin-fakir ayrımı yoktu. Paranın bu kadar göze sokulmadığı bir dönemdi. Dayım çok zengin bir adamdı. Her bayramda ablalarına ziyarete gelirdi. Biz dayımızın ziyarete gelişini heyecanla, sevgiyle beklerdik.
Rahmetli dayımın hep güzel kolonya kokusunu hatırlardım. Dayı geliyor deyip de ekstra bir ağırlama yoktu. İnancı tartışamazsınız. Buradaki temel mesele saygı duymaktır.