HDP Siirt milletvekili Meral Danış Beştaş: Bu ülkede iktidar daha çok acı verecek ve çok can yakacak
HDP’li belediyelere yönelik kayyım operasyonları sürüyor. Son olarak hükümet HDP’li Iğdır, Siirt, Kurtalan ve Baykan belediyelerine kayyım atadı
HDP’li belediyelere yönelik kayyım operasyonları sürüyor. Son olarak hükümet HDP’li Iğdır, Siirt, Kurtalan ve Baykan belediyelerine kayyım atadı. Iğdır Belediye Başkanı Yaşar Akkuş, Siirt Belediye Eşbaşkanı Berivan Helen Işık, Baykan Belediye Eşbaşkanı Ramazan Sarsılmaz ve Kurtalan Belediye Eşbaşkanı Baran Akgül görevlerinden alındı. Ayrıca Akkuş, Işık, Sarsılmaz ve Akgül gözaltına alındı.
HDP Siirt milletvekili Meral Danış Beştaş, gergin anların yaşandığı Siirt'te Ahval'in sorularını yanıtladı.
"Siirt'in üç belediyesine kayyım atandı. İl belediyesine vali, ilçe belediyelerine de kaymakam kayyım olarak atandı. Ayrıca Muş Altınova ve Iğdır belediyelerimize de kayyım atanmış durumda. Siirt'te dokuz gözaltı var. Üç merkezin belediye eş başkanları da gözaltına alındı. Belediye kuşatılmış durumda. Büyük bir operasyon. Önceden hazırlıklar yapılmış her zaman olduğu gibi.
Korona salgınını AKP'nin çok sevdiğini ve büyük bir fırsat olarak kullanmaya devam ettiğini ifade etmiştim. Bunu korona salgını başladığından beri söylüyoruz. Fırsatçılık her hallerinde var. Haftalardır olmayan darbe tartışmalarını devam ettirerek, darbeciliklerini kanıtlıyorlar. Kimin darbeci olduğunu aramaya gerek yok. Darbeci olan kendileridir.
Siirt'te il ve ilçe belediyelerini alabilmek için başvurmadıkları yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluk kalmadı. Türkiye'nin çeşitli yerlerinden 6 bin insanı (seçmeni) buraya kaydettiler. Kazanamadıkları, halktan onay almadıkları bir belediyeye el koyuyorlar, gasp yapıyorlar.
Aslında hukuk dışı, tamamen güce dayalı, Cumhurbaşkanlığı sisteminden kaynaklı, Kanun Hükmünde Kararnamelerle kayyım atanıyor. Bunun izah edilebilir, kabul edilebilir hiçbir yönü yoktur. Bu halka düşmanlığın çok üst seviyede sürdürülmesidir. Hukuk dışı olmasının yanı sıra gayrimeşrudur. İktidar gücün hukukunu yaratmıştır.
Avukat arkadaşlar adliyeye gittiler. O bilgiyi de vermek isterim. İlk andan itibaren dört günlük gözaltı süresi alınmış. Arama yaptıkları evlerde büyük bir tahribat yaratmışlar. Arama değil, kıran, döken, dağıtan, zorbalığını her fırsatta gösteren bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Yargı tamamen kendi ellerinde olduğu halde, belediye başkanları hakkında bugüne kadar bir soruşturma bile açamamışlardı. Ama bu sabah, İçişleri Bakanlığı'nın genelgesinde, propaganda, üyelik ve bilumum suçlar sayılarak sanki bu suçlar varmış gibi bir algı yaratılıyor. Bunlar kesinlikle yalandır, gerçek dışıdır. İçişleri Bakanı ortada yok ancak bakanlığın kararları, darbeciliği, iktidar partisiyle beraber devam ediyor.
65 belediyemizden kayyım atanmayan 12 belediyemiz kaldı maalesef. 31 Mart ve 23 Haziran'da, AKP'de iktidarını kaybetmiş ve yerel yönetimde iktidardan düşmüştür. Şu anda, iktidarda olmasının sebebi parlamentodaki parmak sayısıdır. Başka bir izahı yok. Bu kaybetmenin verdiği başka bir duyguyla, düşünceyle ve baskı yöntemleriyle, demokrasi ve Anayasa'yı askıya alan bir uygulama ile karşı karşıyayız. Burada tek bir çıkış var. Türkiye'de, tek adam rejimine, totalitarizme, faşizme karşı olan, adaletten, özgürlükten, hukuktan yana olan herkesin yan yana gelmesi gerekiyor.
Aslında 31 Mart'ta tam da bunu yaptık. İktidara karşı muazzam bir tepki vardı. Ne hukuk, ne ekonomik güvenlik var ve ne halk geleceğini öngörebiliyor. Totaliter rejimler rıza üretemeyince baskı, zor yöntemleriyle bunu üretmeye çalışıyor.
Dayanışmayı çok geç olmadan örmek gerekiyor. Çünkü bu (baskı) sadece HDP'ye ya da Kürtlere yönelik görülüyor, doğru. İktidarın Kürt düşmanlığı zaten nam salmış durumda. Uzayda da bir Kürt olsa ona düşmanlık yapmaktan bir an geri durmuyor. Kayyım atamalarının başka bir izahı da budur. Ama sadece HDP'ye karşı olmayacak bu. Bunun verilerini son günlerde sıklıkla görüyoruz.
Her kesime, muhalefette olup düşünen, yazan, çizen, eleştiren kim olursa olsun, iş insanı, avukat, doktor, CHP'li belediye olsun, akademisyenlere de son hız saldırılar devam ediyor. Kimsenin şöyle bir lüksü yok. Türkiye yurttaşlarının tümüne sesleniyorum: Bu ülkede hepimiz eşit ve özgür yurttaşlar olmayı savunmazsak, demokrasi çıtasında buluşmazsak bu iktidar daha çok acı verecek ve çok can yakacak. Halkı devre dışı bırakacak politikalarla yoluna devam edecek."