Mehmet Şimşek: Türkiye'de hayat pahalılığı ve enflasyon sorunu var
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var” diyerek Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında iyi konumda olduğunu ifade etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sabancı Üniversitesi’nin İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen IICEC Konferansı’nda konuştu. Burada ekonomiye yönelik açıklamalarda bulunan Şimşek, Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu kaydetti.
Buna karşın Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında iyi konumda olduğunu söyleyen Şimşek, bir iki yıl içerisinde yüksek gelirli ülkeler grubuna girme potansiyeli olduğunu söyledi.
Kur hedefleri olmadığını belirten Şimşek, "Kur hedefimiz yok, olamaz da. Bu sene ciddi fon akışı oldu, 110 milyar dolar döviz almak zorunda kaldık. Buna rağmen yönettik. Fon akışını yönetmek apayrı bir beceri setini gerektiriyor. Merkez Bankamız bu konuda iyi bir iş yürüttü" dedi.
“DİJİTAL ALTYAPIYA YATIRIM YAPACAĞIZ”
Uyguladıkları ekonomi programının temel hedeflerinden birinin fiyat istikrarı sağlamak olduğuna işaret eden Şimşek, "Hizmet enflasyonundaki katılık vardı, zamanla çözülür, çözülmeye başladı. 2025 bu anlamda çok daha destekleyici olacak. Temel mal enflasyonu yüzde 29, gıda dahil mal enflasyonu yüzde 40'ın altı. Enflasyonda ciddi düşüş var ve bu düşüş devam edecek. Dezenflasyon başladı ve devam edecek" ifadelerini kullandı.
ABD’deki yönetim değişikliğine işaret eden Şimşek, “Dost ülkelerden tedarik önemini korumaya devam ediyor, ABD'deki yeni yönetim ile bu daha da önem kazanabilir, Türkiye bundan az etkilenebilir. Borç kaynaklı küresel stres artacak, pek çok ülkenin borç faizine yaptığı ödemeler, kritik alanlara yapılanların üzerinde. Türkiye, yaşlanmadan zenginleşme fırsat penceresine halen sahip. Dijital altyapıya yatırım yapacağız” diye konuştu.
Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Borçluluk oranımız düşük. Dezenflasyonla birlikte çok daha iyi finansal koşullarla karşılaşacağız. Reformlar için mali alan oluşturuyoruz.
Önümüzdeki dönemde Enerji Bakanlığımızın enerji verimliliği yatırımları da hız kazanacak. Demiryollarına öncelik vereceğiz ve OSB'leri demiryolu hatları ile limanlara bağlayacağız, altyapı yatırımlarındaki birinci sıradaki önceliğimiz.
Rezerv konusu; geçen yıl bir endişe konusuydu, artık bir endişe konusu olmaktan çıktı. Net rezerv 50 milyar doların üzerine geldi, oldukça iyi bir seviye, dolayısıyla Türkiye rezerv konusunu endişe olmaktan çıkardı, tabii ki doğru politikaları devam ettirirsek bu rezervler kalır, devam ettireceğiz. Rezerv yeterliliğini uluslararası standartlara göre aralık itibarıyla yakalamış durumdayız.
“KUR HEDEFİMİZ YOK”
Kur hedefimiz yok, olamaz da, bu sene ciddi fon akışı oldu, 110 milyar dolar döviz almak zorunda kaldık, buna rağmen yönettik, fon akışını yönetmek apayrı bir beceri setini gerektiriyor, Merkez Bankamız bu konuda iyi bir iş yürüttü
Ülkemizin risk primi bize benzer ülkelere göre 10-11 kat daha hızlı düştü. Programın içeride ve dışarıda karşılığı olmazsa bu risk primi iyileşmesi olabilir mi?
Vatandaşın hayat pahalılığından şikayetleri var, sorunları biliyoruz, sizleri duyuyoruz, kısa vadede tabii ki yavaşlama var ama uzun vadede hiçbir tereddüt yok. Gerçek anlamda karşılığı olan bir program var ve sonuç alıyoruz.
Hazine'nin dış borçlanma maliyetleri, Türkiye 227 baz puan, Türkiye'nin 428 baz puan düşmüş, Türkiye'nin borçlanma maliyetleri düşmüş, reel sektörün de düşmüş.
Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var. CDS'lerdeki düşüş 5 yıl bugünkü haliyle devam ederse yıllık 7 milyar dolar dış borç faizinden tasarruf sağlayacağız.
Programın temel hedeflerinden biri, ana hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır.
Konut deprem nedeniyle muazzam bir konut seferberliği var, 200 bin konut bu yıl sonunda teslim edilmiş olacak, önümüzdeki 1-1,5 yıl içinde 250 bin konut daha gelecek.
Konut arzını artıracağız ve vatandaşımızın makul bir değer üzerinden ev kiralaması veya ev sahibi olmasının önünü açacağız. Arz yönlü politikalarda gıdanın önemi çok büyük”