Ölüm orucundaki avukat Aytaç Ünsal: Adalet nöbetindeyiz, tahliye kararı verilene kadar da nöbete devam edeceğiz
Başlattığı ölüm orucu eyleminin 184. gününde olan ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tutulan avukat Aytaç Ünsal ile avukat eşi Didem Baydar Ünsal görüştü.
Adil yargılanma talebiyle meslektaşı Ebru Timtik ile birlikte başlattığı ölüm orucu eyleminin 184. gününde olan ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tutulan avukat Aytaç Ünsal ile avukat eşi Didem Baydar Ünsal görüştü.
MA’nın aktardığına göre Eşinin, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ‘Cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen tahliye edimediğini hatırlatan Didem Baydar Ünsal “ATK raporuna göre onların tahliyesini beklerken, iradeleri dışında hastaneye götürüldüklerini öğrendik. Benim gördüğüm tablo Aytaç çok zayıflamıştı. Konuşması ve hareketleri çok yavaştı. Aytaç Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde kalıyor. Burası bir pandemi hastanesi, hastanede ve bahçesinde pozitif vakalar dolaşıyor” dedi.
Didem Baydar Ünsal, “Eşim, ‘Meslektaşlarımın, halkımın beni nasıl sahiplendiğini buradan hissedebiliyorum. Mutlaka kazanacağız, buna inanıyorum’ dedi. Eşim bütün dostlara selamını iletti” dedi.
Eşinin hastanenin mahkum koğuşunda kaldığını aktaran Ünsal, kaldığı ortamın ne kadar steril bir ortam olduğu hakkında ciddi endişeleri olduğunu söyledi. Ünsal, “Tutulduğu yer tek kişilik. Yanında bir refakatçisi var. Onu da bizim uğraşlarımız sonucunda 2 gün sonra kabul ettiler. Tüm bu yaşadıklarının onların ömründen yediğini düşünüyoruz. Onları apar topar, kucaklayarak hastaneye getirmişler. Tuttukları yerler morarmış. Ne kadar yıprandıklarını tahmin edebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Eşinin ve Ebru Timtik’in zorla müdahale tehdidi altında hastanede tutulduklarını belirten Ünsal, “Bunun sebebi ise onların hastaneye kaldırılma talepleri olmadan, hastaneye sevk edilmeleri. Onlar şu an muayeneyi bile kabul etmiyorlar. Hücreleri olarak gördükleri koğuşlarına hiçbir şekilde doktor almıyorlar. Şu anda bilinçleri açık ama kapanmasını beklediklerini düşünüyorlar” dedi.
Eşinin, “Bilincimiz kapandığı takdirde bizim etrafımıza bu hekimler akbabalar gibi üşüşüp müdahale mi edecekler, lütfen buna izin vermeyin” çağrısını aktaran Ünsal, “Biz müdahaleye izin vermeyeceğiz diyorlar. Dışarıda dostlarından da onları sahiplenmesi ve zorla müdahaleye izin vermemesini ve onları hastaneden almalarını bekliyorlar. Biz de bunun için çabalıyoruz. Sürekli hastane önlerinde, içerisinde nöbet tutuyoruz” diye konuştu.
İstanbul 38’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi sunduklarını ve adliyenin baro katında sonuç beklediklerini ifade eden Ünsal, “Bu kararın hukuksuzluğunu biliyoruz. Bu kararın onların yaşamını daha çok tehlikeye atmak olduğunu, onların ölüm fermanının altını imzalamak olduğunu söylüyoruz. Buna itiraz ediyoruz. Bu itirazın bugün değerlendirip kararın çıkmasını bekliyoruz. Meslektaşlarımızla adalet nöbetindeyiz, tahliye kararı verilene kadar da nöbete devam edeceğiz” diye konuştu.
Meslektaşlarını Çağlayan Adliyesi’ndeki adalet nöbetine çağıran Ünsal, “Tüm dostlarımızın hastane bahçesinde onları sahiplenmesi ve zorla müdahaleyi durdurmasını, onları tahliyesini istemelerini istiyoruz” dedi.