Kılıçdaroğlu'nun 10 yılda 300 milyar dolarlık yatırım vaadi gerçekçi mi? Al Ain Türkçe Özel!
Ekonomi Yazarı Taylan Büyükşahin,"Yabancılar için şu an Türkiye önemli bir yatırım olarak görülebiliyor ama siyasi bir engel olduğu için güvenmiyorlar. Kılıçdaroğlu da bu vaadi verdiği için bu fonlar Türkiye'ye gelebilir"dedi.
Türkiye'ye yabancı yatırımları yeniden çekme vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu, bir süre önce yaptığı yurt dışı ziyaretlerde uluslararası finans kuruluşları temsilcileri ile bir araya gelmişti.
Bu çerçevede Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda ilk beş yılda 123 milyar dolarlık yatırımın geleceğini vadediyor.
Ekonomi yazarı Taylan Büyükşahin, Al Ain Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun 10 yılda 300 milyar dolarlık yatırım vaadi gerçekçi mi?
Kılıçdaroğlu'nun 10 yılda 300 milyar dolarlık yatırım vaadi gerçekçi. Özellikle başkanlık sisteminin referandumunun yapıldığı 2017 yılı sonrasından itibaren yurt dışından Türkiye'ye fon akışlarının durduğunu görüyoruz. Bu fonlar genellikle borsaya gidiyordu, bir kısmı sanayi tarafına yönlendiriyordu. Bunların 2018 yılında Ak Parti'nin seçimi kazanmasıyla birlikte tamamen kesildiğini söyleyebiliriz. Ayrıca pandemi döneminde başta ABD bankası ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere büyük merkez bankaları politika faizlerini sıfıra indirerek dünyaya para pompalamışlardı. Çünkü pandeminin ekonomiyi yıkmasına engel olmak istemişlerdi. O dönem dahil Türkiye'ye sıcak paralar gelmedi. Türkiye o dönemde çok fırsat kaçırdı. Uluslararası piyasalardan şunu görüyoruz, AK Parti'nin özellikle hukuka yönelik attığı olumsuz adımlar, sağladığı güvensizlik, yabancı fonların Türkiye'ye akışını engeliyor. Kılıçdaroğlu'nun en büyük vaadi de hukukta bağımsızlık, demokratik iyileşme olduğu için bu fonların Türkiye gibi bir ülkeye elbette gelmek isteyebileceklerdir. 85 milyon nüfus var, 10 milyon mülteci, her yıl en az 50 milyon turist geliyor. Böyle bir ülkeyi fonlar kaçırmak istemezler. Dünya'da da en az boşta gezen 5 trilyon dolara yakın fon olduğunu düşünecek olursak, bunların Türkiye'ye gelmesi mümkündür. Yabancılar için şu an Türkiye önemli bir yatırım alanı olarak görülebiliyor. Sadece siyasi engel olduğu için buraya gelmiyorlar, güvenmiyorlar. Kılıçdaroğlu bu vaadi verdiği için bu fonlar Türkiye'ye gelebilir. Ama sadece fonlar üzerine bir ekonomik kalkınma doğru değil. Bu fonlar sadece finans sektörüne, sermaea piyasalarına gelir, buradan para üstünden para kazanırlarsa Türkiye ekonomisine pek bir faydası olmaz. O yüzden bu fonlar iyi bir şekilde değerlenmesi gerekir. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediğinden de fazla fonun Türkiye'ye gelebileceğini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu seçilirse önümüzdeki 6 ayda işaretlerini görmüş oluruz.
Kılıçdaroğlu iktidarında Ortodoks para politikalarına geri dönülmesi durumunda Türkiye'ye önemli portföy girişleri olabilir mi?
Türkiye tamamen serbest piyasalarının kurallarının işlediği Ortodoks politikalarına dönemez. Sayın Kılıçdaroğlu'da dönemez. Çünkü öyle bir kırılgan yapıya ulaştı ki bizim hazinemiz ve finans piyasalarımız tamamen serbestliği kaldıramaz. Bir kur şoku yaşanır ya da farklı krizlere neden olur. Burada en başta yapacak şey, merkez bankasının liyakatli kişiler tarafından yönetilmesi lazım. Bir anda Ortodoks serbest piyasa koşullarına geçemez. Önce bir enkaz tespiti yapacaklar ve bu enkaz doğrultusunda piyasaya güven vereceklerdir. Finansal tabloları bir elden geçireceklerdir, ondan sonra kısmi serbesleşme olacaktır. Şu an çok ciddi bir şeklide baskılanan dolar kuru var. Bunu bir anda serbest bırakırlarsa Türkiye'ye bunun hasarı çok daha fazla olur. Çünkü bizim enflasyonumuz doğrudan dolar kuru ile alakalı olduğu için orada yaşanacak bir serbestlik ve dolar şoku enflasyonu daha fazla tetikleyeceğinden zararlı olur. O yüzden kısmi bir geçiş olacak. Net bir Ortodoks politikası görmeyiz.
Erdoğan'ın eleştirdiği Millet İttifakının ekonomi vaatleri ne kadar gerçekçi?
Benim gördüğüm pek çoğunu getirebileceği yönünde. Bu yıl için 4,5 trilyon liralık bir bütçe hesaplandı. İlk üç aydaki bizim bütçe açığımız 250 milyar TL. Deprem oldu, yolunda gitmeyen işler oldu. Ancak Türkiye geliri gerçekten çok yüksek bir ülke. Genç nüfusumuz çok fazla, tüketim kültür artmış durumda. Vergi gelirleri çok fazla. 2022 yılında bütçemiz 2,5 milyon liraya yakındı ve ek bütçe 1 milyon liralık yapılmıştı. Neredeyse bunun iki katına çıkan bütçe var. Bütçe'nin en önemli gelir kaynağı vergilerdir. Vergilerin kaynağı da tüketimdir. Tüketimin arttığını, dinamik bir nüfus olduğunu zaten görüyoruz. Piyasada sağlanacak güvenle beraber artan tüketim vergi gelirlerini artıracaktır. Bunlarda adil bir şekilde kullanılırsa emeklilere ikramiyeden ve diğer kadrolara atanamayanlara bunlara verilen sözler yerine getirilebilir. Emeklilere verilecek asgari ücret tutarındaki ikramiye, yıllık sadece bu sene 250 milyar lira civarında bir maliyete denk geliyor. 4,5 trilyon liralık bütçe içinde onun ödenememesi söz konu olmaz. Adil bütçe uygulamalarıyla vaatlerin yerine getirilmemesi söz konusu bile olamaz.