Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa CHP’den istifa edecek mi?
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa CHP'den istifa edecek mi? Süreçte CHP'de kongreye kadar Kılıçdaroğlu'nun yerine kim vekâlet edecek? Bu durum partide istikrarsızlık yaratır mı? Bu soruların yanıtını sizler için araştırdık.
Türkiye, muhtemelen 14 Mayıs 2023 Pazar günü yeni cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecek.
Partiler bir taraftan seçim hazırlıklarına başlarken, diğer taraftan kendi içlerinde seçim sürecine ve sonrasına dair senaryolar konuşuluyor.
Çünkü seçim sonuçları mevcut partilerin çoğunda köklü değişimlere neden olabilir.
CHP, bu partilerden biri… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun olası adaylığı veya seçimi kazanması durumunda partinin yeni liderinin kim olacağı konusu şimdiden akıllara geliyor.
PARTİSİZ CUMHURBAŞKANI OLACAĞINI AÇIKLADI
Bunun en temel nedeni ise Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalarda muhalefetin adayı olarak seçilecek cumhurbaşkanının partili olmayacağı yönündeki beyanatları.
Son olarak 19 Ocak 2022 Perşembe günü Gaziantep'te Muhtarlar, "STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri Buluşması"nda konuşan Kılıçdaroğlu daha önceki sözünü tekrarladı.
"İnşallah yeni cumhurbaşkanınız partili olmayacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Anayasaya göre yemin edecek, kazandıktan sonra partisinden ayrılacak ve yeminli partisiz bir cumhurbaşkanı olarak görev yapacak. Böylece cumhurbaşkanı, devletin sigortası konumunda olacak. Bugün partili olabilir, ama meclise yemin etmeye gittiğinde partisiz bir cumhurbaşkanı olacak" ifadelerini kullandı.
Buna göre Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilip, seçimi kazanması halinde CHP'den istifa edeceği kesin.
2023 seçimlerinde Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun yarışacağı düşüncesi ağır basmaya başladı. “Altılı Masa’nın adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu mu olacak?” sorusu gündemdeki yerini korurken, merak edilen aydınlatılmayı bekleyen başka sorular ortaya çıkıyor; CHP lideri aday olursa partisinden istifa edecek mi? Yoksa cumhurbaşkanı seçildikten sonra mı istifa gerçekleşecek? Aday gösterildiğinde istifa ederse yerine kim gelecek? Yeni başkan seçim öncesinde CHP için riskli değil mi?
Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde istifa etmesi gerektiğini söyleyen Siyaset Bilimci Özgün Emre Koç, “Partili cumhurbaşkanı meselesi şu anda muhalefetin gündemi açısından çok önemli bir ayrıntı değil. Kazanmadan önce aday olunca istifa etmeli tartışmasını da bir detay olarak görüyorum. Şu an muhalefetin ve Türkiye’nin gündemi cumhurbaşkanının partili olup olmayacağı değil. Yeni kurulacak parlamenter sisteme geçilince teknik olarak olmaması gerektiğini savunuyorlar ama acil ve yakıcı bir ihtiyaç olduğu kanaatinde değilim. Zaten cumhurbaşkanlığını kazanması halinde partinin yönetimini parti süreçlere işletilerek devredecektir diye düşünüyorum.“ dedi.
Anayasa’ya göre cumhurbaşkanı seçildiğinde dahi partisinden istifa etmesine gerek yoktur. Kılıçdaroğlu, Parlamenter Sistem’e geçiş sürecini yönetecek. O nedenle Anayasa değişikliği gerçekleştirilip Parlamenter Sistem’e geçilene kadar istifa etmesine gerek yok deniliyor.
Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde istifa etmesi CHP’de Genel Başkanlık yarışı yaşanır. Parti istikrarsızlığa girebilir görüşü savunuluyor. Peki, olası bir adaylık durumunda Kılıçdaroğlu istifa ederse süreçte CHP'de kongreye kadar Kılıçdaroğlu'nun yerine kim vekâlet edecek?
Böyle bir ihtimal görmediğini belirten Özgün Emre Koç, “Seçimden önce partinin bu tür tartışmalara gireceği kanaatinde de değilim, öyle bir ihtimal de görmüyorum. Eğer masada Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda bir mutabakat sağlanırsa, partinin içerisinde böyle bir alternatif senaryonun oluşma ihtimalini görmüyorum. Seçimden önce de böyle bir tartışmaya girileceğini zannetmiyorum. Partinin yönetiminin nasıl devredileceği, kim olacağı yönünde bir tartışmaya girilirse muhalefet kaybeder. Çünkü gündem bu değil. Enerjiyi buraya harcamak son derece yanlış. Parti içerisinde bunun için çalışanlar, beklenti içiresinde olanlar, buna yönelik kariyerini planlayanlar yok mu var tabi ki. Fakat Türkiye’nin, halkın gündemi ve ihtiyacı bu değil. Bu tür çalışmalarda, girişimlerde bulunanlar da itibar kaybeder. Bu kişiler bunu göze alıyorlarsa, yapsınlar derim.” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun yıllardır partiye başkanlık etmesi üzerine CHP’ye yönelik orada da bir tek adama rejimi olduğuna yönelik eleştiri var. Kılıçdaroğlu ise kendini sosyal demokrat olarak tanımlıyor.
Bunun Türkiye’de sadece Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılacak bir eleştiri biçimi olmadığını kaydeden Koç, “Türkiye’deki siyasi partilerin hem resmi mevzuat yapısı hem de Türkiye’nin siyasi kültürü böyle bir yönetim biçimine cevaz veriyor. Dolaysıyla bu eleştirinin sadece Kılıçdaroğlu’na yöneltilmesini doğru bulmuyorum. Türkiye’deki tüm siyasi partiler fazlasıyla merkeziyetçidir. Genel başkanın veya onun en yakın bir iki kurmayının onayı, desteği olmadan birçok hamle ve girişimde bulunulamaz. Vekil olmak isteyen herkesin baktığı tek yer genel başkanın ağzıdır. Bu tüm Türkiye için böyledir. Örneğin Meclis’te partinin genel tutumuna muhalif olabilecek tutumlar veya açıklamalar sergilenemez. Amerika’da kongrede demokratlar veya cumhuriyetçileri içerisinden başkandan veya parti liderinden bağımsız bir şekilde onlara karşı muhalif tutumlar sergilemek, kamuoyuna açık bir şekilde yapmak mümkün. Merkeziyetsiz bir yapı var orada. Fakat Türkiye’de çok merkeziyetçi bir siyasi parti yapısı var. Bu sadece dediğim gibi Kılıçdaroğlu meselesi değil tüm partiler için aynı.“ şeklinde konuştu.