Yıldız: Karmaşa önlenmeli, güçlü bir su yönetimi oluşturulmalı / Al Ain Türkçe Özel
Ulusal Su Kurulu ilk toplantısını geçtiğimiz gün yaptı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye’nin 6 yıl içinde su kaynaklarının beşte birini kaybedebileceğini söyledi. Konuyu Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız’la konuştuk.
Su yönetimi, küresel iklim değişikliğiyle birlikte ülkelerin en önemli gündem maddeleri arasına girdi. Birçok ülke su yönetimi konusunda radikal adımlar atmanın arifesinde. Türkiye de bu konuda son olarak Ulusal Su Kurulu’nu oluşturdu. Kurul’un ilk toplantısında önemli uyarılar yapıldı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye’nin 2030 yılına kadar su kaynaklarının yüzde 20’isin kaybedebileceğini söyledi. Bu önemli uyarıyı Su Politikaları Derneği Başkanı ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız, Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Türkiye’nin 6 yıl içinde su kaynaklarının yüzde 20’sini kaybedeceği belirtiliyor. Bu rakam iyimser bir rakam mı? Durum bundan daha mı kötü? Yoksa daha mı iyi durumdayız?
Türkiye’de iklim değişikliği nedeniyle dönemsel ve bölgesel olarak yaşanılan kuraklıklar bu bölgelerde yüzey ve yer altı sularında azalmalar yaratıyor. Su tüketimi de artıyor. Ancak su kaynaklarımızın %20 oranında azalması çok ciddi bir azalma anlamına geliyor. Bunun 6 yıl içinde gerçekleşme ihtimali yüksek değil. Ancak su kaynaklarımızın üzerindeki baskıların gittikçe artmakta olduğu da bir gerçek. Bu da dönemsel ve bölgesel olarak su kaynaklarımızda azalmanın süreceğini gösteriyor.
Yaşanan sorun, sadece su yönetiminin düzene sokulmasıyla çözülebilir mi? Bireyselden devlete kadar ek olarak neler yapılmalı?
Su kaynakları üzerindeki baskıların azaltılması ve suyun sürdürülebilir olarak yönetimi birçok tedbirin koordinasyon içinde alınması ve uygulanması ile mümkün. Bunların başında suyun havza ölçeğinde sürdürülebilir şekilde yönetimi geliyor. Sürdürülebilir su yönetiminin en önemli unsurlarından biri de katılımcı su yönetimi. Bunun yanı sıra su yönetiminde yenilikçi konseptlerin uygulamaya konması lazım. Bunlar; su kaynaklarının çeşitlendirilmesi, dijital su, çevrimiçi su, kapsayıcı su yönetimi ve dirençli su yönetimi konseptleri.
Tüm bunların etkin bir şekilde uygulanabilmesi de kurumsal kapasitenin teknoloji destekli geliştirilmesine bağlı. Bu adımların koordinasyon içinde ve birbirini tamamlayan adımlar olarak atılması gerekiyor.
Ulusal su Kurulu’nun Türkiye’de kuraklığın önlenmesi konusunda işlevi ne olacak? Kurulun etkin olması için neler yapılmalı?
Ulusal Su Kurulu’nun amacı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde “Su Kaynaklarının Etkin Yönetimi Ve Verimli Kullanımı Amacıyla Üst Düzeyde Koordinasyon Ve İş Birliğini Sağlamak” şeklinde tanımlanıyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ilk toplantısını yapan Ulusal Su Kurulu’nda, su arzına ilişkin plan, politika ve stratejilerin oluşturulacağını, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine ilişkin politikaların belirleneceğini belirti.
Ulusal Su Kurulu düzenlemesi yürürlüğe girerken su yönetimi konusunda yetkili olan diğer kurullar ve heyetler de çalışmalarını sürdürüyor. Halen yürürlükte olan Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu, 2012 yılında bir genelge ile kurulmuş ve yapısı 2021 yılında yayınlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesi (2021/17) ile yeniden düzenlenmiştir. Bu kurul bugüne kadar 8 toplantı yapmıştır.
29.11.2023 Tarihli Ve 32384 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde nehir havzalarında Havza Su Kurulu, her ilde de il valisi başkanlığında İl Su Kurullarının kurulacağı da yer almıştı.
Ulusal Su Kurulu ve Su Yönetimi Koordinasyon kurulunun yapısının ve görevlerinin benzerlik taşıdığı ve yetki görev karmaşasına neden olacağı görülmektedir. Ayrıca Havza Yönetim Merkez Kurulu, Havza Yönetim Heyeti ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulları yürürlükte iken Havza Su Kurulu ve İl Su Kurulunun teşkili bu karmaşanın artmasına neden olacaktır.
Bu kurullar Su Yönetimi Yüksek Kurulu, Havza Yönetim Merkez Kurulu, Havza Su Yönetim Kurulu ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu olarak, yapısı, görev ve sorumlulukları da tanımlanarak su yasası taslağında yer almıştı. Ancak yeni kurulan Ulusal Su Kurulu ve kurulması düşünülen havza ve il su kurullarının yapıları ve görev ve sorumluluklarının mevcut Su Yasası taslağına ilave edilmesi gerekecektir.
Kurulun etkin olabilmesi için öncelikle; bu kurulların tümünün yetki görev ve sorumluluklarının yasal çerçeveye oturtulması, su yönetiminde görevli olan kurumların yetki ve görev çakışmalarının önlenmesi, oluşturulan kurulların dikey hiyerarşisinin etkin bir şekilde sağlanması ve kurullar ile kurumlar arasındaki koordinasyonun oluşturulması gibi birçok adımın atılması gerekli. Bu düzenlemenin de su yönetiminde bir karmaşaya neden olmadan gerçekleştirilmesi lazım.
Ayrıca ulusal su planında da önerildiği gibi suyun bütünsel yönetilmesini, planlamasını ve uygulamaların koordinasyonunu sağlayacak havza sınırları ile örtüşen güçlü bir idari yapı oluşturulması ihtiyacı da sürmektedir.