Karamollaoğlu'ndan çocuk istismarı açıklaması: Suçlular en ağır şekilde cezalandırılmalı
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, altı yaşında bir çocuğun tarikat müridiyle ‘evlendirilmesi’ olayına, "Kararlar geciktirilmemeli, suçlular da en ağır şekilde cezalandırılmalı"dedi.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin, babasının kendisini 2002’de altı yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiği’ ve çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını belirterek şikâyetçi olduğu ortaya çıkmıştı. Olay hakkında iki senelik şikayetin ardından dava açılırken henüz kimse tutuklanmadı.
Halk TV’de Özlem Akarsu Çelik’in sunduğu Liderler Özel programına konuk olan Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun birkaç yönü var. Sosyal yönüyle bunu zaten toplumda kabul etmek… Çocuk iradesi yok ki. Böyle bir şey olmaz. İnancı olan bir insanın da böyle bir suçu işleyeceğine ihtimal vermiyorum. İnsanlar hata yapabilir ama ben ihtimal vermiyorum.
İslami yönü olarak bunun kabul edilmesi mümkün değil. İslamla bağdaşmaz. Evlenmek irade işidir. Bunun bir de iştimai yönü var. Toplumda kargaşa meydana geliyor. Bundan dolayı ben bu konunun hukuk önünde net bir şekilde belirlenene kadar gündeme gelmemesinin doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü bu aileyi, aile reddediyor. Aile bundan rahatsızsa bu noktada farklı fikirler varsa özellikle tabii ben sizi tenzih ederek söylüyorum medyada bu çok dikkat çeken bir konu. Ama önyargılarla gidiliyor meselenin üzerine. Diyanet’in açıklaması da bu noktada. İslam rıza göstermez. Ben bu konunun istismara vesile edilmemesi sebebiyle gündemde tutulmamasını arzu ederim. Hem toplum hem aile rahatsız ediyor çünkü.
"GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR"
Deliller ortadaysa yargı vereceği kararı çabuklaştırmalı. Geciken adalet adalet değildir. Bu noktada kabul edilebilir yanı yok. Bundan dolayı ‘Tarikatlar, Kuran kursları kapatılsın’ olmaz. Bundan dolayı ne için diyorum İslama önyargılı baktıkları için söylüyorlar.
Nerede olursa olsun ister İslami kurslar ister cemaatlere ait kurslar bu konularda MEB’in özellikle çok titiz davranmasına ihtiyaç var. Kararlar geciktirilmemeli suçlular da en ağır şekilde cezalandırılmalı. Hiç tereddütüm yok benim. Ama adil karar verilmeli. Önyargıyla hareket edilmemeli. Buna uyulsun ve bu problemlerin çoğunu. Sözgelimi biz farklı bir şeyden bahsediyoruz. Nerede? Kuran kurslarının önünde falan değil. Bütün okullarda uyuşturucu alışkanlığı haline geldi. Bununla ilgileniyoruz diyor hükümet ilgileniliyorsa niye bu sürekli olarak yaygınlaşıyor?”
"CEZASINI ÇEKECEK Kİ..."
“İktidar nezdinde makbul cemaatler bir de makbul olmayan cemaatler var” ifadesineyse Karamollaoğlu şu cümleler ile sözlerini sürdürdü:
“Bu ayrım yapılıyorsa yazıklar olsun. Bu ayrım yapılamaz. Benim suçlum senin suçlun olmaz. Cezasını çekecek ki başkalarına ibret olsun.
‘Tarikatlar kapatılsın’ diyor. Nasıl kapatacaksınız? Tarikat diye bir dernek vakıf yok ki. Tarik yol demek. Tarikatta da genelde toplumun içinde şeyh olarak biliniyor. Önder olarak bilinen isimler ahlakıyla, ilmiyle örnek olan insanların peşinden gidenler o yolu seçtikleri için ehli tarık kabul edilirler. Ama bunların hiçbir üyelikleri tescilli değildir. İtibar gören, genellikle bu insanlar zengin insanlar değildir. Bir insanın zengin olması da suç değil. Yeter ki kendi zenginliğinin içinde haram olmasın. Helal kazanmış çok da zenginleşmiş ben onun elini öperim. Esas olan ahlaki tavırlarıdır.”