Karakaya: Türkiye-İsrail arasındaki işbirliğine ilişkin iki önemli görüş var | Al Ain Türkçe Özel
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Karakaya, Türkiye ile İsrail’in enerji alanındaki işbirliğine ilişkin iki görüş olduğunu belirterek “Bir görüş bu işbirliğine ‘ihtiyaç’ derken diğer görüş siyasi olayların enerjinin önüne geçebileceği yönünde" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Azerbaycan dönüşünde uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye ve İsrail arasında enerji ve sondaj çalışmalarında iş birliği yapma çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Erdoğan, Avrupa'nın, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası oluşan konjonktür nedeniyle sürdürülebilir enerji kaynağı arayışında olduğunu ve bu bağlamda İsrail'in enerji kaynaklarının Avrupa'ya en akılcı rotanın Türkiye üzerinden olduğunu belirtti.
Erdoğan, sağlık sorunları nedeniyle ertelenen İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Türkiye ziyaretinin, iş birliğini daha da güçlendireceği vurguladı.
Erdoğan’ın bu açıklamalarıyla Türkiye-İsrail ilişkilerinin nasıl seyredeceği merak konusu oldu.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı İskender Karakaya, iki ülke arasındaki gelişmeleri Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
“TÜRKİYE, BATI’NIN ENERJİ İHTİYACINI KARŞILAMADA TRANSİT ÜLKE OLDU”
Türkiye-İsrail ilişkilerinin inişli çıkışlı olduğuna değinen Karakaya, enerji krizinde Türkiye’nin kilit ülke olmasına dikkat çekti. Karakaya, “Türkiye ile İsrail arasında uzunca bir zaman sonra Erdoğan ve Netanyahu’nun arasındaki ilişkiler enerji boyutuyla yeniden gündeme geldi. Netanyahu’nun 2021’de başbakanlığı bırakması sonrası iki yıl boyunca İsrail’de sol bloğu gördük. Netanyahu daha sonra en büyük sağ koalisyon ile iktidara geldi. Türkiye-İsrail ilişkileri Filistin meselesi bağlamında tekrar endişeye düştü ancak İsrail tarafından gelen mesajlar ilişkilerin özellikle Rusya-Ukrayna krizi bağlamında Avrupa’nın enerji ihtiyacını gidermek için İsrail’in Türkiye ile işbirliği yapması noktasında kilitlendi. Yunanistan, İsrail, Lübnan, Güney Kıbrıs bloğunun alternatifi, ABD’nin desteğini çekmesiyle ortadan kalkmıştı. Bu durumda Türkiye, Batı’nın enerji ihtiyacını karşılama noktasında transit ülke oldu, başka alternatif kalmadı” dedi.
“BİR GÖRÜŞ ‘İHTİYAÇ’ DERKEN DİĞER GÖRÜŞ SİYASİ OLAYLARIN ÖNE GEÇEBİLECEĞİ NOKTASINDA”
Enerji alanındaki işbirliği konusunda 2 farklı görüş bulunduğunu belirten Karakaya, şunları kaydetti:
“Türkiye-İsrail ilişkilerinin çeşitli dönemler geçirdiği bir gerçek ama Netanyahu dönemi, Mavi Marmara, Gazze operasyonları olayı ve Alçak Koltuk Krizi’nden sonra ilişkilerin iyi gitmediği aşikar. Ancak Türkiye’nin 2019 sonrası Libya ile yaptığı ekonomik bölge anlaşması ile ilişkilerin düzelme süreci İsrail ile de diyalog süreci başlattı. Bu görüşmeden sonra Leviathan ve Tamar bölgelerindeki gazının Avrupa’ya nasıl ulaşacağı noktasında kilitlendi.
Bir görüş Doğu Akdeniz gazı Avrupa için ‘ihtiyaç’ diyor. Türkiye’nin TANAP, Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi birçok projeyi hayata geçirdiğini ve hap özelliğini taşıdığını belirtiyor. Türkiye’nin önemli bir alternatif olabileceği düşünülüyor. Türkiye’deki enerji politikasındaki istikrar doğudan batıya kuzeyden güneye ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’deki istikrara katkı yapacağı söyleniyor.
İkinci görüş ise iki ülke arasında yaşanan siyasi olayların enerjinin önüne geçebileceği noktasında. Bu boru hattının gerçekleşmeyeceği düşünülüyor. Ancak bunun bir taşma etkisiyle ekonomik anlamdaki işbirliğinin Türkiye-İsrail ilişkilerindeki geleneksel sorunlara katkı sunacağı da söyleniyor.
Bu durum diğer ülkelerin de dikkatini çekiyor. Rusya, ambargo ablukasından ötürü gazını Avrupa’ya satamıyor. Putin’in geçtiğimiz aylardaki önerisi Türkiye’nin kaynak ülke olması ve enerji depolama alanlarının Türkiye’de olması şeklindeydi. Bu da Türkiye’nin konumunu ortaya koyuyor.
İsrail’in Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas, Sudan ile olan bir Araplarla barışma süreci de var. Bunu isteyen de ABD. İsrail’in Arap ülkeleriyle barışması Batının ihtiyacı olan enerjinin Orta Doğu’dan dünyaya sağlanabileceği noktasında. Türkiye-İsrail ilişkilerinin enerji bağlamında yeniden canlanması; Filistin meselesine, İsrail’in Orta Doğu’daki barış süreci ve diğer devletlerle barışma sürecine, ABD’nin Orta Doğu politikalarına, Türkiye’nin hem AB hem Rusya hem bölge ülkelere de olumlu katkı sunabilir. Çok boyutlu bir ekonomik ikili görüşmeden ve çabadan bahsediyoruz”